Mehmet Doymaz yaşamını yitirdi-YENİLENDİ

İsviçre'de yaşamını yitiren PKK'li Mehmet Doymaz, Kürdistan'a sloganlarla uğurlandı.

Kürt Özgürlük Mücadelesi'ne ömrünü adayan PKK'li Mehmet Doymaz, İsviçre'nin Luzern kentinde şehit düştü.


Doymaz, uzun yıllardır tedavi gördüğü kanser hastalığına yenik düşerek 61 yaşında 28 Kasım gece saat 23.00'te tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi.
Mehmet Doymaz için 29 Kasım'da Zürih kentinde düzenlenen uğurlama törenine mücadele arkadaşları ve yüzlerce Kürdistanlı katıldı. Doymaz'ın cenazesi, yapılan törenin ardından doğduğu topraklara, Adıyaman merkeze bağlı Akçalı köyüne defnedilmek üzere mücadele arkadaşlarının sırtında uğurlandı.
Mehmet Doymaz’ın ölüm haberinin duyulması üzerine çok sayıda mücadele arkadaşı ve İsviçre'de yaşayan Kürdistanlılar Doymaz’ın yaşadığı Luzern’deki evine akın etti. İsviçre’deki Kürt Toplum Merkezi cenazenin bir törenle ülkeye yollanacağını duyurarak, uğurlama töreni için Zürih kantonuna bağlı Bülach kentinde bir uğurlama töreni düzenlendi.
Törene İsviçre deki Kürt kurumları, İsviçre Şehit Aile Kurumu (KOMAV) Gençlik ve Kadın Hareketi üyeleri ile yıllarca Mehmet Doymaz ile birlikte çalışmış mücadele arkadaşları ve yüzlerce kişi katıldı.
Doymaz’ın PKK bayrağına sarılı tabutu “Şehîd Namirin”  sloganları eşliğinde törenin yapılacağı salona getirildi. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan posterleri ve PKK bayraklarının taşındığı mozolenin önünde anma programı yapıldı.

'HAYALLERİNİ GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ'

Tören, Mehmet Doymaz şahsında Kürdistan devrim şehitleri anısına saygı duruşuyla başladı. İlk olarak İsviçre Kürt Toplum Merkezi adına İsmail Kardaş konuştu. Kardaş, "Bütün ömrünü mücadeleye adayan Mehmet Heval ve onun gibi bu özgürlük mücadelesinde çok ciddi bedel vermiş ve şehit olmuş bütün şehitleri saygıyla anıyorum. Şehitlere verdikleri mücadelelerinin devamcısı olacağımızın sözünü veriyoruz. Ta ki onların hayalini gerçekleştirinceye kadar asla geri dönmeyeceğiz. PKK bir şehitler partisidir. Şehitlere sözümüz mücadeleyi yükseltmek olacaktır” dedi.
Törene katılan Kürt Siyasetçi Mustafa Sarıkaya da bir konuşma yaptı.  Sarıkaya, şunları söyledi:
"Yıllarca omuz omuza mücadele etmiş bir arkadaşın arkasında konuşmak gerçekten ağır,  kolay olmuyor tabii. Bir hikayesi var, çok genç yaşta APOCU harekete geldi. Gözünü kırpmadan, ikircikli bir tavır yaşamadan mücadeleye sarıldı. Hiçbir yalanı hilaf-ı olmayan bir hareket… Mehmet arkadaş kendine özgüydü, titizdi. Çatışan biri değildi, ama arayışı vardı. Kendince bir tarz tutturdu, öyle yürüdü, öyle tamamladı. Ülkesi uğruna, halkı uğruna hiç bireysel hesap yapmadı, kendini adadı, mücadelesini yürüttü. Kendisini en son dün görmeye gittim. Bizimle konuşamadığı için utandı, biz utanacağımıza o utandı. Bu kadar toplumcu biriydi. Böylesi bir yoldaşın,  yoldaşı olmak büyük bir yük. Biz bu mücadeleye başlarken nasıl ağır bir yük yüklendiğimizi biliyorduk. Onların hayali olan Özgür Önderlik, Özgür Kürdistan hayali gerçekleşene kadar bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Ancak bu şekilde onların yoldaşı olabiliriz. Onu, buradan doğduğu topraklara uğurlarken şunu biliyoruz; biz özgür ülkede, özgür topraklarda özgürce ölmek istiyoruz. Bu Kürt halkının evlatlarının en temel talebidir. Mehmet Heval, bir değer ailesinden geliyor. Çok bedeller veren bir aile. Akçalı köyünü biliyorum, asimilasyona karşı ciddi bir direniş damarını temsil etti. Zindanda da birlikte kaldık, asla sırtını ihanete yaslamadılar. İdam mahkumuydu, dosyası bekliyordu. O duyguyu anlatamam ama buna rağmen nasıl bir tavır sahibi olduğunu gördüm. Asla pes etmedi, gözünü başka yöne dönmedi. Zindandaki vahşi işkencelere direndi, çıktı yine mücadeleye, soluksuz mücadeleye devam etti. Ve şimdi o mirası bize devretti. Buradan hevale Mehmet’e söz veriyoruz: Senin mirasına sahip çıkacağız, asla ama asla pes etmeyeceğiz, senin mirasını kirletmeyeceğiz. Senin amaçların amaçlarımız, mücadelen mücadelemiz; hayallerin gerçekleşene kadar dur durak bilmek bize haram olsun. Biz boşuna 'Şehîd Namirin' demiyoruz, gerçekten ölmüyorlar. Bu mücadeleye can veren, kan veren şehitlerimizdir."
Duygusal anların yaşandığı törende, Mehmet Doymaz ile uzun süre cezaevinde yatan Mehmet Ali Hoca da Doymaz’a ilişkin bir konuşma yaptı.

'HİÇBİR ARKADAŞINI YARI YOLDA BIRAKMADI'

Mehmet Ali Hoca, Eskişehir Tabutluğunda tanıştıklarını, beraber direndiklerini, Aydın ve Ceyhan cezaevlerinde birlikte kaldıklarını belirterek; “Çalışmadan hiçbir zaman kendini esirgemedi. 17 yaşında mücadeleye katıldı, hiç vazgeçmeden bugüne geldi. Cezaevindeki tutumu gerçekten devrimci bir tutumdu. Hiçbir  zaman arkadaşlarını yarı yolda bırakmadı. Doymaz arkadaşın, parti duyarlılığı vardı, gerçekten duyarlı bir arkadaştı. Partinin değerlerine canı pahasına sahip çıkar, korurdu. Havale Doymaz bizim mücadele gerekçemizdir. Hastalık onu mücadeleden alıkoyamadı. Yaklaşık bir yıldır da kemoterapi oluyordu, hastaneye gidiyordu. Doktora gidiyordu  ama dirençliydi, ölümden korkmuyordu. Şehitlere sözümüz var. Onların hayali gerçekleşene kadar asla vazgeçmeyeceğiz. Onu tanıdığım için, onunla yoldaş olduğum için mutluyum” dedi.
HeyvaSor a Kürdistan çalışanı ve mücadele arkadaşı ile Barış Annesi Fatma Tören de birer konuşma yaptı.
Tören, uzun yıllar önce Mehmet Doymaz’ı tanıdığını belirterek; “O her zaman mücadelenin bir neferi oldu. Burada da birlikte hastalığa yakalandık. Hiç bir şey onun umudunu yitirmesine neden olamadı. Burada onun önünde söz veriyoruz. Şehîtlerimizin yolunda asla ayrılmayacağız. Onların arkasında ağlamayacağız" dedi.

Konuşmaların ardından Mehmet Doymaz’ın tabutunun konulduğu mozele çiçeklerle donatıldı. İsviçre’de yaşayan Kürdistanlıların yoğun katılımıyla yapılan anma töreninden sonra Doymaz’ın tabutu "Şehîd Namirin" sloganları eşliğinde doğduğu köyde toprağa verilmek üzere ülkeye yolcu edildi.

KÖYÜNDE TOPRAĞA VERİLDİ

Doymaz, Adıyaman merkeze bağlı Akçalı köyünde bu sabah saatlerinde toprağa verildi. Törene Halkların Demokratik Partisi (HDP) Urfa Milletvekili Ayşe Sürücü ve HDP Parti Meclisi (PM) Üyesi Rıza Bilgiç’in yanı sıra çok sayıda kişi katıldı. Cenaze töreninde konuşan HDP PM Üyesi Rıza Bilgiç, Doymaz’ın yaşamını Kürt özgürlük mücadelesine adadığını söyleyerek, “Hiçbir zaman kendisinin şahsi bir yaşamı olmadı. Yaşamının bütününü halkımıza adadı. Biz Mehmet arkadaşımızın anısına her daim sadık kalacağız. Bir insan yaşamını halkına adıyorsa, bu kutsal ve değerlidir. Mehmet yoldaşımızın anısına her koşulda bağlı kalacağız” dedi.  

 

CEZAEVİ, İDAM CEZASI, SÜRGÜN...

Mehmet Doymaz, 1961 yılında Adıyaman merkeze bağlı Akçalı köyünde 8 kardeşin en büyüğü olarak dünyaya geldi. 17 yaşında iken APOCU harekete sempati duyarak katılım sağladı. 12 Eylül  faşist cuntası döneminde Hatay’da tutuklandı. Bir süre sonra Urfa'daki cezaevine yollandı. PKK davasında yargılandı ve idam cezası aldı. 1988 yılında Eskişehir Özel Tip Cezaevi'ne sürgün edildi. Eskişehir tabutluğuna karşı yapılan eyleme katıldı. Eylem döneminde çoğu tutsakla Aydın Cezaevine, ardından Adana Ceyhan Cezaevine sürgün edildi. 2000 yılında cezaevinden çıktı. 2002 yılının sonunda Avrupa'ya çıktı. Avrupa’ya gelir gelmez aktif olarak çalışmaların içine dahil oldu. 5 yıl önce kanser teşhisi kondu. Hastalık ile mücadele ederken bile özgürlük mücadelesinde hiç kopmadı ve aktif olarak çalışmalarını “HeyvaSor a Kurdistan” çatısı altında sürdürdü.