110 milyonluk nüfusuyla Afrika’nın ikinci büyük ülkesi olan Etiyopya’da muhalif gösterilere sert müdahaleler, Abiy Ahmed hakkında bugüne kadarki olumlu yargıları sorgular nitelikte.

Abiy Ahmed’in eski destekçilerinden olan ve geçtiğimiz yıldan bu yana en önemli muhalifi konumunda olan Jawar Mohammed yanlılarının Ekim ayında düzenlediği gösterilerde, 70’e yakın kişi hayatını kaybetmişti. Resmi rakamlara göre, gösteriler sonrasında düzenlenen operasyonlarda ise 400’ü aşkın kişi gözaltına alınmıştı.

BARIŞ VAATLERİ ‘ESKİ ANILARA’ DÖNÜŞTÜ

Yaşanan olaylar sonrasında Ekim ayında Nobel Barış Ödülü’ne layık görülen Abiy Ahmed’e yönelik eleştiriler yoğunlaştı. Geçtiğimiz günlerde Güney Afrika’daki Mail and Guardian gazetesinde yayınlanan bir yorumda, Etiyopya halkının artık Ahmed’in ‘barış vaatlerine’ inanmadığı vurgulanmıştı. Yorumda, Ahmed’in siyasi tutsakların serbest bırakılması, basın özgürlüğü ve diğer vaatlerin artık ‘çok eski anılar’ olduğu savunuldu.

ETNİK TALEPLER DİKKATE ALINMADI

Ülke nüfusunun üçte birini oluşturan Oromo halkının yaşadığı Adama şehrinde yaşanan gösteriler sonrasında kente giden The Reporter gazetesine konuşan William Davison adlı uzman ise, Oromoların hak taleplerinin dinlenmemesinin olayları tetiklediğine dikkat çekti.

Abiy Ahmed’in Jawar Mohammed öncülüğündeki Oromoların başta federal hükümette daha fazla yer edinme gibi taleplerini dikkate almaması halinde Etiyopya’daki krizin daha da derinleşeceği yorumları yapılıyor.

Nisan 2018’de başbakanlık koltuğuna oturan Abiy Ahmed, Eritre’nin 1993 yılında bağımsızlığına kavuşmasına rağmen süren savaşı resmen sonlandırma konusundaki çabaları nedeniyle Nobel’e layık görülmüştü. 1961-1991 yılları arasındaki bağımsızlık savaşından sonra Eritre, Etiyopya’dan bağımsızlığını kazanmıştı. Ancak iki ülke arasındaki sınır anlaşmazlıklarına son verilmesi konusundaki barış planı Abiy Ahmed’in iktidara gelmesiyle mümkün olmuştu.