Rus Avukat Bast: Türkiye suç işliyor, Rusya ortak oluyor!

Rus Avukat Maria Bast, Türkiye'nin Efrîn'de uluslararası hukuku da çiğneyerek saldırı yaptığına dikkat çekerek, "Rusya ise ‘zafere giden her yol mübahtır’ anlayışında" dedi.

İnsan Haklarını Koruyan Rusya Avukatlar Birliği Başkanı Maria Bast, Türk devletinin Efrîn'e yönelik başlattığı işgal girişimi ve Rusya’nın bölgedeki rolüne ilişkin ANF’nin sorularını yanıtladı.

İşgal girişimini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye ve özellikle Erdoğan Kürtlerin hak sahibi olmasını istemiyor. Rojava’da DAİŞ olduğu müddetçe Erdoğan sesini çıkaramıyordu çünkü bölgede onun adına Kürtlere karşı savaşıyorlardı. Fakat DAİŞ yenilince işler değişti. Bu sefer Türk ordusu sahaya inmek zorunda kaldı. Şu an Efrîn'e yönelik yapılan operasyon bir insan hakları ihlalidir. Bu, uluslararası kanuna aykırıdır. Türkiye’nin bu kanunu çiğnemesine müsaade edilmemeli.

Birleşmiş Milletler'in (BM) sessiz kalmasını neye bağlıyorsunuz?

Unutmayalım ki BM farklı milletlerden oluşuyor. Eğer gerçekten BM milletin sorunlarına eğilseydi, bu sorunların çözülmesi için milletin iradesini temsil etseydi, olaylar bu denli büyümeyebilirdi. Fakat uluslararası devletler olaylara insani yaklaşmak yerine siyasi yaklaşıyor. Bu da olayların çözümünü hayli güçleştiriyor. BM bu devletlerden oluştuğundan öncelikle bu devletlerin çıkarlarını hesaba katıyor. Şimdiye kadar BM'nin siyasi iradenin aldığı bir kararı boşa çıkaracak bir açıklama veya bir tavır içine girdiğini gördünüz mü? Bu mümkün değil yani kısacası BM farklı alanda bu devletlerin çıkarlarını savunan bir yapılanmadır. Bu durumda BM’nin Efrîn operasyonuna ilişkin yapacağı açıklama ancak tarafları duyarlı olmaya ve sorunu siyasi yolda aramaya dönük olur.

Türkiye Efrîn'de sivil insanları katlediyor. Çocuk ve kadınlar yaşamını yitirdi. Uluslararası kamuoyu bu konuda da sessiz...

Bu bir katliamdır. Türkiye, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni imzalamış bir devlettir. Şu an Efrîn'de yaptığı, bu insan haklarının ihlalidir. Türkiye sadece Efrîn'de değil, farklı yerlerde, özellikle kendi sınırları içinde de çok büyük suçlar işlemiş bir devlettir. Bunların iyice araştırılması ve ispatlanması gerek. Bunlar ispatlandıktan sonra Türkiye ve o dönem hükûmette görevde olan siyasiler yargılanabilir.

Kürt halkı Türkiye’nin Efrîn'e saldırısına Rusya’nın onay verdiğini düşünüyor. Bu konuda Rusya’dan herhangi bir açıklama yok. Fakat Rusya’nın Efrîn bölgesinde Kürt güçleriyle koordineli çalıştığını biliyoruz. Rusya taraf değiştirdi, diyebilir miyiz?

Sovyetler döneminde Rusya her zaman Kürtleri destekledi. Kürtlerin başarılı olması için Rusya’nın önemli girişimleri oldu. Birçok Kürt partisiyle olumlu ilişkisi de vardı. Eğer Rusya Sovyet dönemindeki gibi Kürt politikasını devam ettirseydi şu an Ortadoğu’da Rusya’nın dostu olan bir Kürt devletinden bahsediyor olurduk. Rusya’nın şu an konumu çok farklı. Bilirsiniz, Rusya’da çok farklı haklar yaşıyor, farklı hassasiyetler var ve Rusya buna göre bir siyaset yürütmek zorunda kalıyor. Zaman zaman Rusya yönetimi halkının onaylamadığı bazı siyasi kararlar alabiliyor. Belki de Rusya kendini korumak için bunu yapıyordur.

Özellikle Sovyetlerin yıkılışıyla emperyalist bir devlet olmayı kabullenen Rusya, bölgede etkisini artırmak ve kendi çıkarlarını korumak için de olsa böylesi siyasi hamleler yapmak zorunda kalıyor. Rusya her zaman totaliter devletlere yakın durmuştur ve kendi çıkarlarını onların sayesinde korumayı esas almıştır. Bunu yaparken de kendi çıkarı için birçok kez insan haklarının ihlaline karşı tepkisiz kalmıştır. Rusya için önemli olan tek bir şey var, o da ‘zafere giden her yol mübahtır’ anlayışıdır. Hal böyleyken Kürtler konusunda Rusya güçlüden yana tavır almıştır. Rusya kendi çıkarlarını koruma adına kimin haklı veya haksız olduğuna bakmadan pozisyonunu değiştirmiştir. Bu durumda Türkiye insan haklarını ihlal eder, Suriye’nin topraklarını işgal eder, terör gruplarıyla birlik mi olur; Rusya’yı fazla ilgilendirdiğini sanmıyorum.