SPD’de yeni dönem, yeni lider

Hıristiyan demokrat lider Merkel ile yeniden hükümet ortağı olan Alman sosyal demokratların artık yeni bir lideri var; Andrea Nahles. SPD’nin 155 yıllık tarihinde ilk kez kadın bir genel başkan olan Nahles partisinin yeni umudu.

Almanya'da Angela Merkel’in liderliğindeki Hristiyan Birlik (CDU) ile Sosyal Demokrat Parti (SPD) arasında yeniden oluşturulan koalisyon hükümetinin faturası Martin Schulz’a kesilmişti. Yeni hükümette bir önceki dışişleri bakanı Sigmar Gabriel’in koltuğuna göz dikmesiyle genel başkanlık koltuğundan olan ve partisini yeni Merkel hükümetine ikna etmekte baya zorlanan Schulz dönemi resmen bitti.

24 Eylül’deki yenilginin ardından Merkel’in liderliğinde asla hükümet kurmayacaklarını söyleyen ve daha sonra sözlerinden çark eden Schulz’un görevini bırakmasından ardından SPD dün Wiesbaden kentinde olağanüstü kongreye gitti. Daha önce Merkel hükümetinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yapan Andrea Nahles delegelerin yüzde 66,35'inin oylarını alarak SPD’nin yeni lideri oldu.

47 yaşındaki Nahles SPD’nin sol kanadından geliyor ve özellikle sosyal reformlar konusunda yaptığı çıkışlarla dikkat çekiyor. Nahles’in oylamadaki rakibi de yine bir kadın politikacı oldu. Nahles, oyların 414'ünü alırken, rakibi Flensburg Belediye Başkanı Simone Lange 172 delegeden oy aldı.

PARTİSİNİ SOL ÇİZGİYE ÇEKMEK İSTİYOR

Partisinin Merkel’in liderliğindeki Hıristiyan demokratlarla yaptığı büyük koalisyonda büyük işler başaracağını savunan Nahles, partisinin yeni dönemde yükselişe geçeceğini savundu. Bir süredir Alman kamuoyunda yapılan “Müslümanlar ülkenin parçası mıdır?” tartışmalarına da değinen SPD’nin yeni lideri "Memleket kavramında kimsenin dışlanmaması gerekiyor” diye konuştu.

SPD’nin 155 yıllık tarihinde ilk kadın lider olan Nahles, yakın Almanya tarihinde hiçbir zaman olmadığı kadar düşeşe geçen partisinin yeni umudu haline geldi. Nahles, 2021 seçimlerinde partisini sol bir çizgiye çekerek sosyal adaleti, barışı ve demokratik değerleri savunarak iktidara taşımayı amaçladığını belirtiyor.

Bundan olacak ki Nahles, seçilir seçilmez aşırı sağa savaş açan sözler sarf etti. Aynı şekilde kongrede partililerine teşekkür konuşması yapan bir önceki lider Martin Schulz da Avrupa’nın en büyük mücadelesinin aşırı sağ popülistlere karşı verilen mücadele olduğunu belirtti.

Federal Meclis’te şu anda ana muhalefet partisi olan Almanya İçin Alternatif (AFD)’nin mücadele hedeflerinden biri olduğunu açıkça söyleyen Avrupa Parlamentosu’nun eski başkanı Schluz “Avrupa barış ve özgürlükler kıtası, bunun yıkılmaması gerekiyor” diye konuştu.

Geçtiğimiz yıl Merkel’e karşı bir alternatif olarak öne çıkan Schulz dışişleri bakanı olmak istemişti. Schulz’un dışişleri bakanlığı koltuğuna oturmasının ardından SPD liderliğini bırakacağı belirtilmişti. Fakat Gabriel koltuğunu bırakmak istememiş ve basın üzerinden Schulz ile polemik yaşamıştı.

NAHLES’İ ZOR BİR GÖREV BEKLİYOR!

Nahles’in partisini nasıl yükselişe geçireceği tam bilinmiyor. Sol Parti Grup Başkan Sahra Wagenknecht Nahles için “O öyle söylendiği gibi parti içinde popüler değil. Partili arkadaşları bile onunla yeni bir dönemin olacağını ve yeni sosyal değişimlerin olacağını düşünmüyor” diye konuştu. Muhalefet cephesinin bir diğer lideri Hür Demokratlar Partisi (FDP) Christian Lindner ise “Eski teyze Nahles partisini hangi yöne çekeceğini bilmiyor” ifadesini kullandı.

Alman basınında yapılan yorumlarda da Nahles’i partisini toparlama yolunda zorlu bir sınav beklediği belirtildi. “Frankfurter Allegemeine Zeitung” gazetesi “SPD’de çıkmaz sokak”, ZDF ise Nahles’in yüzde 66 ile seçilmesine dikkat çekerek “Kötü bir başlangıç” başlıklarını kullanması dikkat çekti.