Tunus’ta yedi yıl geçti, ‘iş, özgürlük, onur’ mücadelesi sürüyor

Tunus'ta diktatörlüğe ve yolsuzluğa karşı gerçekleşen devrimin üzerinden yedi yıl geçti. Yedi yıl sonra bugün yine "iş, özgürlük ve onur" sloganları ile halk sokaklara çıkmaya devam ediyor.

Tunus’ta Ocak ayı başında gelen zamlar ve kemer sıkma politikaları halkı bir kez daha sokaklara döktü. Eylemler hızla tüm ketlere yayıldı.

7 Ocak'ta başkent Tunus'un Burkiba caddesine çıkan gençler, "Ne korku, ne terör, sokaklar halkındır" sloganını atıyordu.

Başkente yakın Teburba kentinde 8 Ocak'ta başlayan protesto eylemleri günlerce sürdü. Sonra diğer kentlerde halk ayağa kalktı. Bir kaç gün içerisinde 800 dolayında kişi gözaltına alındı. Bir kişi hayatını kaybetti.

Savunma Bakanlığı'nın ilk aldığı tedbirler arasında askerleri bankalar, postaneler ve hükümet binaları etrafında konuşlandırmak oldu.

Güçlü sendika UGTT, şiddet ve yağma eylemlerini kınayarak halkı barışçıl eylemlere çağırdı. 10 Ocak gecesi Siliana, Kasrin, Thala, Sidi Buzid, Tunus ve Teburba'da eylemciler ile devlet güçleri arasında çatışmalar yaşandı. Tunus'un güney banliyösünde bir trene saldırı ardından bazı alanlarda tren seferleri durdu.

Başbakan Yusuf Şahid, eylemlerden bütçeye karşı çıkan solcu parti Halk Cephesi'ni sorumlu tuttu. Ancak eylemler sonraki günlerde de devam etti.

13 Ocak'ta Cumhurbaşkanı Beji Caid, krizden çıkış yolları için siyasi partiler, sendikalar ve patronlarla görüşmeyi gündemine aldı.

DEVRİMDEN SONRA EKONOMİK VE SOSYAL MODEL DEĞİŞMEDİ

Fransız Humanite gazetesine göre Tunuslu siyaset bilimci Olfa Lamloum, yaşanan protesto eylemlerini "bir öfkenin dışa vurumu" olarak değerlendirdi.

Bu öfke, 2011'de devrime götüren dinamiklerle aynı. Devrim gerçekleşse de ekonomik ve sosyal haklar elde edilmedi.

Devrimin kıvılcımları, 17 Aralık 2010'da Sidi Buzid'de bir seyyar satıcının bedenini ateşe vermesiyle yanmıştı.

İşsizlik ve hayat pahalılığına karşı başlayan protestolar, kanlı bir şekilde bastırılmaya çalışılmış ancak sonu vermemişti. Yayılan halk isyanı sonucunda 23 yıldır iktidarda olan Zeynel Abidin Bin Ali, 14 Ocak 2011'de ülkesinden kaçmak zorunda kalmıştı.

Tunus'ta ekonomik ve sosyal halklar için mücadele eden sivil toplum örgütü FTDES kısa bir süre önce yayınladığı raporda, "Yıllar geçti ve vatandaşlar kendilerini daha önce harekete geçiren haklardan halen yoksun" dedi.

Rapora göre, Tunus devrim öncesi ekonomik modelini, aynı sorunlarla birlikte korumaya devam etti. Demokratik ilerlemelere rağmen, işsizlik, sefalet, sosyal ve bölgesel eşitsizlikler ağırlaştı. 2015'te ülkeyi vuran kanlı saldırılarla birlikte, ülke ekonomisinin kilit sektörü olan turizm ağır etkilendi.

İŞSİZLİK ARTTI, EĞİTİM DÜŞTÜ

Ekonomik sıkıntılarla yüz yüze kalan devlet, yönünü Uluslararası Para Fonu İMF'ye çevirdi ve 2016'da 2.4 milyar euroluk borç altına girdi. Dört yıllığına alınan borcun koşulu ise her zaman olduğu gibi kemer sıkma politikaları oldu. Uluslararası Çalışma Örgütü'ne göre bu ülkede işsizlik yüzde 35'i geçti.

Eğitim oranı yüzde 96'ya geriledi. 2011'den bu yana her yıl 10 bin çocuk ilkokulu, 100 bin genç diploma almadan kolej veya liseyi terk ediyor.

Sosyal inşasını tamamlamakta güçlük çeken ülke, ilk yerel seçimlere de hazırlanıyor. Seçimler defalarca ertelendi. Sonunda Mayıs 2018'e programlandı. 2019'da ise genel ve cumhurbaşkanlığı seçimleri öngörülüyor.