‘12 Eylül’ü hazırlayan devlet aklı hâlâ yürürlükte’

İstanbul’da 12 Eylül darbesinin protesto edildiği eylemde söz alan HDP Milletvekili Erol Katırcıoğlu, 41 yıl önce darbeyi hazırlayan devlet aklının hâlâ yürürlükte olduğunu vurguladı.

78’liler Girişimi, Demokratik Alevi Dernekleri Federasyonu (DADF), Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Halkların Demokratik Partisi (HDP), Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP), Yeşil Sol Parti, Karşı Sanat Çalışmaları, 41’inci yılına giren 12 Eylül darbesini, kanlı 1 Mayıs’ın yaşadığı Taksim Kazancı Yokuşu önünde protesto etti.

Polis ablukası altında gerçekleşen eyleme, HDP Milletvekili Erol Katırcıoğlu, HDK Eşsözcüsü Esengül Demir, Cumartesi Anneleri yanı sıra çok sayıda siyasi parti ve demokratik kitle örgütü katıldı. “Darbe üstüne darbe yememek için darbecilerle hesaplaşalım” yazılı pankart ile “Darbesiz demokrasi”, “Kayyumsuz demokrasi” , “ Darbelere hayır” dövizlerinin taşındı.

DARBEYLE YETERİNCE YÜZLEŞİLMEDİ !

12 Eylül darbesinde hayatını kaybedenler için bir dakika saygı duruşuyla başlayan protestoda ilk konuşma 78’liler Girişimi sözcüsü Celalettin Can tarafından yapıldı.

41 yıl önce ülkenin kaderini değiştiren bir askeri darbe gerçekleştirildiğini ancak toplumun henüz 12 Eylül darbesiyle yüzleşmediğine işaret eden Can, ülkenin 12 Eylül sonrası Türkiye’nin apayrı bir dünya olduğunu belirtti.

Bugün yaşanan hukuksuzlukların, anti-demokratik uygulamaların zeminini 12 Eylül darbesinin yarattığını vurgulayan Can, bu anlamda sosyalistlerin bu konuyu tahlil etmekte yetersiz kaldığının eleştirisini yaptı.

12 Eylül darbesiyle ve sonuçlarıyla yeterince yüzleşemediklerini kaydeden Can, “ Yeterince hesaplaşamadık, birçok şey yarım kaldı ve bu yüzden de Türkiye hâlâ darbe rejimiyle yönetiliyor; 12 Eylül sanatıyla, edebiyatıyla, kültürüyle, kurumlarıyla, ideolojisiyle bu ülkeye oturdu. Hâlâ 12 Eylül Anayasası ile yönetiliyoruz. Turgut Özal’dan Tayyip Erdoğan’a kadar bütün politikacılar, tüm partiler 12 Eylül yasalarıyla bu ülkeyi idare ettiler ve ediyorlar. Bir nevi iş bölümü yaptılar ” dedi.

Askeri darbeden, sivil darbeye Türkiye’nin sürekli darbeler süreciyle yaşadığının altını çizen Can, bu zihniyete de hesaplaşılamadığı için 12 Eylül’ün tek adam rejimini yarattığını, yerel yönetimlerin kayyumlarla yönetilir hale geldiğini ifade etti.

78’liler Girişimi olarak bunu kırabilmek için çok sayıda çalışmalar yaptıklarını, anayasanın geçici 15’inci maddenin kaldırılmasına ön ayak olduklarını, demokrasinin gelişmesi için çözüm sürecinde dahil olduklarını, 12 Eylül darbecilerin yargılanması için koşulları yaratmak için çalıştıklarını anlatan Can, ama bunların yeterli olmadığını ifade etti.

Bunda aynı zamanda toplumun darbecilerin yargılanmasına yeterince sahip çıkmamasının da payı olduğunu belirten Can, 12 Eylül darbesi ve darbecileriyle hesaplaşma sürecinin bitmediğini ve bu bilinçle hareket etmek gerektiğini kaydetti.

DARBE ZİHNİYETİ DEVAM EDİYOR!

HDP Milletvekili Erol Katırcıoğlu da 41 yıl önce gerçekleşen darbe ve zihniyetinin bugün hâlâ devam ettiğini vurgulayarak sözlerine başladı.

O zamanlarda yükselen bir demokrasi talebi olduğunu anlatan Katırcıoğlu, 12 Eylül’ün hem bu talebi bastırmak, hem de farklı kimlikli insanların üzerinde asimilasyon politikalarını derinleştirmek için yapıldığını belirtti.

12 Eylül’ün bu ülkede çok derin yaralar açtığını hatırlatan Katırcıoğlu, o günün devlet yönetme anlayışının ve o günün demokrasiyi zapt etme, kimlikleri yok etme girişimlerinin bugün devam ettiğini kaydetti.

O dönemde Diyarbakır 5 Nolu zindanında yaşananları anımsatan Katırcıoğlu, “Bu iki mesele hâlâ bizim meselemizdir. Bu ülkede demokrasi isteyen, daha özgürlükçü bir ortam ve kimlik haklarını talep edenler var ve hâlâ bu talepler bastırılıyor. O nedenle 12 Eylül’ü hazırlayan devlet aklı halen yürürlüktedir. Bugün baktığımızda partimize yapılan baskılar, siyasetçilerimiz cezaevinde olması bunun somut örneğidir. Bu faşizan yönetim anlayışına karşı iki ayrı cephe olarak duran mücadele alanlarının birleşmesi lazım. Aramızdaki farklar ne olursa olsun, demokrasi talepleri ve kimlik talepleri birleşmesi ve bunları isteyenler birlikte mücadele etmesi lazım” diye konuştu.

TEK ADAM REJİMİ 12 EYLÜL ÜZERİNDEN GELİŞTİ !

Ortak açıklamayı okuyan Osman Zorba ise, 12 Eylül darbesinin tekçi rejimi kurumsallaştırmak amacıyla yapıldığını vurgulayarak, tek adam rejimin de böyle bir zemin üzerinden geliştiğini sözlerine ekledi.

41 yıl sonra aynı yasakçı, baskıcı ve zorba devlet ve yönetim biçimiyle karşı karşıya olduğunu hatırlatan Zorba, şöyle konuştu: “ 1980 darbesinin ilk aylarında Türkiye İşveren Sendikası ( TİSK) Başkanı Halit Nadir, ‘Şimdiye kadar onlar ( işçiler) güldü, şimdi sıra bizde’ diyerek, bu darbe ile neyin amaçladıklarını açıkça itiraf ederken; tekçi rejimin ilk aylarında Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘ Şimdi grev tehdidi olan yere OHAL’den istifade ile anında müdahale ediyoruz. Diyoruz ki hayır, burada greve müsaade etmiyoruz’ diyor. Kenan Evren, yaş haddini doldurmadan astırdığı Erdal Eren için on yıllar sonra, ‘ Şimdi olsa, yine ellerim titremeden idamını imzalarım’ derken, Cumhurbaşkanı Erdoğan da, muhtemel idam dosyalarını inceleme kaydını dahi koymadan şunu söyleyebiliyordu: ‘ Ölüme gelirse imzalarım’…”

Darbe ile hesaplaşmayan bir toplumun darbe yemeye mahkûm olduğunu vurgulayan Zorba, darbelerle hesaplaşmak için mücadeleyi büyükte çağrısında bulundu.