23 Nisan çağrısı

Konu 23 Nisan olduğu için kadınları nasıl sevdiğinden bahsetmeyeceğiz, fakat TC tarihinde onun kadar kadınları ve çocukları hedef haline getirmiş başka biri yok! 

Erdoğan ve Binali yakında çocukları toplayacak, bayramlarını kutlayıp koltuklarına oturtacak; kameralara poz verip sırıtacaklar…

Onlar 23 Nisan’a böyle hazırlanırken Efrîn çocuklarının gözlerindeki kin, egemenlerin o tatlı uykularını bölüyor. Çünkü çocuklara yapmadıkları kötülük kalmadı.

Çocuklar…

Dünyanın tüm çocukları…

Dünyanın tüm çocuklarına düşman değil bu diktatör; mesela kendi çocuklarını askere göndermeyecek kadar seviyor! Bugünlerin hazırlanmasında en büyük suç ortağı olan Yaşar Büyükanıt sayesinde siyasi literatüre giren tüm “iyi çocukları” da seviyor!

Sevmez olur mu; henüz ayakta durmayı beceremeyip ağlamakta olan çocuğu “inşallah sen de şehit olursun” diyecek kadar seviyor!

Konu 23 Nisan olduğu için kadınları nasıl sevdiğinden bahsetmeyeceğiz, fakat TC tarihinde onun kadar kadınları ve çocukları hedef haline getirmiş başka biri yok! 

Çocukların hepsine değil ama muhalif olanların, emekçilerin ve direnenlerin çocuklarına sınırsız bir kin beslediği binlerce kez kanıtlanmıştır.

Çocuklar…

Dünyanın tüm çocukları…

Çocuk çocuktur denilip aynılaştırılır fakat en çok da savaşlar gösterir bunun doğru olmadığını.

Çoktan unutulmuş, adı meçhul bir babanın şarkısı bu realiteyi sınıfsal bir dille anlatır. Tek Adam’a 23 Nisan cevabı olsun:

 

“Bir avuç mutlu yumurcak

Dans edip oynasınlar

Beyler bu yıl dünya çocuk yılıdır demiş

 

Ama sen boynu bükük

Ağlıyorsun küçüğüm

Bilmiyor musun ki bu yıl senin yılındır

 

Sense sararmış solmuşsun 

Bir deri kemik kalmışsın

Bugün yine ağlamışsın

Benim bebeğim

Bana ne çocuk yılından

Biz farklıyız onlardan

Diyor ve tir titriyorsun kuru soğuktan

 

Üstüm esvap buluyorsa

Karnım bir gün doyuyorsa

Babam bana ilaç parası buluyorsa

 

Böyle olur benim yılım

Rüyama giremez ölüm

Milyonlarca böyle çocuklardan biriyim

 

Diyorken benim bebeğim

Ağlarken nasıl güleyim

Milyonlarca böyle çocuklardan biriyim…”

Yakın geçmişte 23 Nisan gelince okul ve tören boykotları yapılırdı. Yine yapılabilir. Fakat şimdi daha büyük bir olay var ortada. Faşist diktatörlük, Efrîn başta olmak üzere tüm halkların çocuklarını soykırımla yok etmeye çalışıyor. 23 Nisan’da bir onursal duruş, bir ulusal ve sınıfsal tavır, büyük bir insanlık tutumu gerekiyor.

Çocuk bayramını suiistimal edip etrafa sahte gülücükler dağıtırken çocuklara uyguladıkları soykırımı unutturmak isteyeceklerdir. Öncelikle buna fırsat vermeyelim; katlettikleri tüm çocukların fotoğraflarını tüm kentlerde dağıtalım; Bir süre önce BM önünde açlık grevi yapan Efrîn dostlarına gönderelim; okulları ve törenleri ilelebet boykot edelim, yani bu faşizan düzenle tüm bağlarımızı keselim.

Türkiye’nin bir ucundan kalkıp Rojava direnişine katılan oğlunun ardından kendini sorgulayan anne: “Onun henüz 18 yaşında görüp de benim göremediğim ne var?” demiş ve yollara düşüp Rojava devriminde yerini almış. 

Sonuçta “çocuklarımın geleceğini görmediğim bir düzende yaşamayacağım!” diyen o annenin çağrısıdır çağrımız.

Çocuklara, dünyanın tüm çocuklarına hak ettikleri bayram gibi özgür yaşamı armağan edecek kadar cesaretli olalım! Çocuk soykırımcılarının düzeninde yaşamaya son verelim!

Kaynak: Yeni Özgür Politika