85’inci ayda ‘Suruç Katliamı aydınlatılsın’ talebi

Suruç Aileleri İnisiyatifi, 33 gencin katledildiği Suruç Katliamının aydınlatılmasını istedi.

Suruç Aileleri İnisiyatifi, Urfa’nın Suruç ilçesinde bulunan Amara Kültür Merkezi’nde Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) öncülüğünde toplanan gençlere yönelik 20 Temmuz 2015’te yapılan canlı bomba saldırısı sonucu 33 kişinin katledilmesi olayının 85’inci ayında Kadıköy’de bulunan Halitağa Caddesi’nde bir araya geldi.

"Kalplerimiz adalet için atsın" pankartının açıldığı açıklamada katliamda yaşamını yitiren 33 kişinin fotoğrafları taşındı. Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eşbaşkanı Şahin Tümüklü, Cumartesi Anneleri, Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) Eşbaşkanı Okan Danacı'nın yanı sıra çok sayıda kişinin katıldığı açıklamada sloganlar atıldı. 

Basın açıklamasını Suruç yaralısı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadıköy ilçe Eşbaşkanı Koray Türkay okudu.

KATİL POLİSLERİN ARASINDAN GEÇTİ

Koray Türkay, katliama dair yetkililerin güvenlik önlemi almadığını belirterek, “Katliamı gerçekleştiren Abdurrahman Alagöz isimli katilin İŞİD ile bağlantılı aranan şahıs olduğunu ve canlı bombalı katliam yapacağının önceden bilindiğini öğrendik. Aranan bir şahsın polislerin arasından geçerek katliamı nasıl yaptığı hala soru işaretleri ile doludur. Yine katliamın planlayıcılarından biri olan İlhami Bali kırmızı bültenle arandığı dönemde Ankara’da 5 yıldızlı otelde MİT görevlileri ile görüşmüştür. En başta aranan bu 2 kişinin neden yakalanmadığının cevabını arıyoruz" şeklinde konuştu. 

FAİLLERİN ARKASINDA KİM VAR? 

85 aydır Suruç katliamının aydınlatılması için adalet mücadelesi verdiklerinin altını çizen Türkay, "Verdiğimiz adalet mücadelesi başta Suruç katliamı olmak üzere bu topraklarda İŞİD eliyle yapılan katliamların aydınlatılmasını amaçlamaktadır. 85 aydır hep aynı sorunun cevabını arıyoruz. Bizi katledenlerin arkasında kimler var" diye sordu.  

AİLELERE GÖZALTILAR SON BULMALI

Katliamda yaşamını yitirenlerden Evrim Deniz Erol’un annesi Besra Erol oğlunun mezar başında yaptığı konuşma gerekçe gösterilerek tutuklandığını hatırlatan Türkay şunları ifade etti: “Ailelerimize yönelik gözaltılara geçtiğimiz günlerde bir yenisi daha eklendi. Suruç ailelerimizden Nurcan Güllübudak evi basılarak gözaltına alındı. Kanser hastalığının yanı sıra birçok kronik hastalığı bulunan Nurcan Güllübudağın gözaltında tutulması sağlığını olumsuz yönde etkilemektedir. Nurcan Güllübudak bir an önce serbest bırakılmalıdır. Bu tahammülsüzlüğün son örneği Ağustos ayı başında hayatını kaybeden Suruç yaralımız Ulaş Alankuş’un cenazesi kaçırılmış, defin sırasında ailesinin dışında kimsenin girmesine izin verilmemiştir. Yine Gazi Cemevi’nde ailesinin vermek istediği  yemeği polis tarafından yasaklanmış, mezarına gitmeye çalışan arkadaşları gözaltına alınmıştır." 

7 yıllık adalet mücadelelerini her koşul altında devam ettireceklerini belirten Türkay, Suruç Katliamının aydınlatılması çağrısında bulundu. 

 Eylem, oturma eylemi ve yaşamını yitirenlerin isimlerinin okunmasıyla son buldu.