Çepni: Rant politikalarının felaketidir
HDP Milletvekili Murat Çepni, depremin bir felakete dönüşmesinin, devletin plansız, bilimsel gerçekleri reddeden ve halkı örgütsüzleştirme politikasının sonucu olduğunu söyledi.
HDP Milletvekili Murat Çepni, depremin bir felakete dönüşmesinin, devletin plansız, bilimsel gerçekleri reddeden ve halkı örgütsüzleştirme politikasının sonucu olduğunu söyledi.
HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni, devletin hem deprem bölgesine geç ulaştığını hem de yapılmak istenen yardımlara el koyduğunu belirterek, iktidarın yardımları bile kendisine tehdit olarak gördüğünü söyledi.
ANF’ye konuşan Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir Milletvekili Murat Çepni, depremin 11. gününde Meletî’de çalışmalarını sürdürüyordu. Murat Çepni, Doğanşehir ve Akçadağ ilçeleri ile köylerin büyük bir yıkım yaşadığını belirtti. Çepni, “Akçadağ ve Malatya merkezde büyük yıkımlar ve can kayıpları yaşanmış. İlk günden itibaren köylerde de çok büyük zayiatlar var. Can kayıpları köylerde de var. Tabi köylerdeki yıkımın şehirden biraz daha farkı var. Örneğin; köylerde ulaşım sıkıntısı da yaşanmış kar ve geceleri -20’ye kadar düşen soğuklar nedeniyle. Bir diğer boyutu yardımların köylere ulaşması son derece gecikmiş. Bu iki faktör birleşince insanlar hem depremle hem de soğuk hava şartlarıyla boğuşmuş” dedi.
YARDIM ORGANİZASYONLARINI HEDEF ALDI
Parti olarak deprem bölgelerine dağıldıklarını ve iktidarın birçok engeliyle karşı karşıya kaldıklarını söyleyen Çepni, şöyle devam etti: “Depremin hemen ertesinden itibaren deprem bölgelerinde konumlandık. Türkiye'nin her yerinden yardım TIR’ları bizim depolarımızda indirildi ve gezdiğimiz köylerdeki ihtiyaçları oradan karşıladık. Bu çalışma halen sürüyor. Devlet engellemelerde bulunuyor. Mesela gelen çadırlara el konuluyor ama nereye gittiği bilinmiyor. Bazen ihtiyaç sahipleri kişisel olarak da çevre illerden malzeme getirtebiliyor. Onlara dahi el konularak engelleniyor. Hayat kurtarma konusunda acele etmeyen devlet şimdi yardım meselesini kendisi açısından bir tehdit olarak görüyor.”
İNSANLAR ÇIPLAK ELLERLE DAHİ KURTARILABİLİRDİ
Birçok kentte olduğu gibi Meletî’de de halkın dayanışmasına paralel devletin desteği olsaydı bu kadar can kaybının yaşanmayacağının altını çizen Çepni, şöyle devam etti: “Köylerde insanlar eski tek katlı köy evlerinin altında kaldı. Normalde buraya devlet kendi güçleriyle hızlıca ulaşma gücüne sahipti. Yani araçlarıyla, alet edevatıyla, insan gücüyle buraya, bu köylere ulaşabilseydi bu insanlar çıplak ellerle dahi kurtulabilirdi. Bu yapılmadı. Buraya nerdeyse 4. gün devlet kurumları ulaşmış oldu. Dolayısıyla bütün bu süreç içerisinde devletin yaptığı propagandanın tam tersine eğer gönüllü organizasyonlar olmasaydı kayıp belki birkaç katına çıkardı. Zaten iktidarın öfkeli tutumuna, daha ilk anda bu yardım organizasyonlarını hedef haline getirmesine bakıldığında anlaşılıyor. Tam tersi olması lazımken ilk andan itibaren bunu kendisine bir tehdit olarak gördü iktidar. Dolayısıyla kendi eksikliğinin, halk tarafından giderilmesini bir beka sorunu olarak ele aldı devlet.”
BAŞINDAN SONUNA KADAR SİYASİ BİR SÜREÇTİR
Depremin bir felakete dönüşmesinin, iktidarın rant politikalarından kaynaklandığını kaydeden İzmir Milletvekili Çepni, şunları ekledi: ”Ortada başından sonuna siyasi bir süreç var. Bu bir felaket değil. Bu, devletin hazırlıksızlığı, plansızlığı, bilimsel gerçekleri reddetmesi ve halkı tümüyle örgütsüzleşmesi politikasının bir sonucudur. Dolayısıyla öncelikle bunun çok net olarak anlaşılmasını istiyoruz. Biz bu beton ekonomisinin, rant ekonomisinin, soygun ve hırsızlık düzenin sonuçlarıyla karlı karşıyayız. Sadece insanların ısınması, barınması değil. Bu yıkılan, yok olan kentler yeniden nasıl inşa edilecek meselesi de önemlidir. İktidar bir yıl içerisinde bunu yapacağım, diyor. Bir TOKİ cumhuriyetine dönüşmüş Türkiye'yi hala betondan ibaret bir çözümle karşı karşıya bırakıyor. Oysa bırakın bir yılda inşa edilmesini bir yılda sadece buranın incelenmesi, bilimsel analizinin yapılması sürebilir, daha doğrusu sürmesi lazım. Deprem fay hatlarının geçtiği yerlerde mi bu kentleri yapacaksanız? Başka yerlerde mi bunları inşa edeceksiniz? Bunların hepsi anlaşılması, açıklanması lazım. Dolayısıyla biz bilim kuruluşlarıyla, bilim insanlarıyla, demokratik kitle örgütleriyle iş birliği içerisinde bu tartışmaları yapmayı hedefliyoruz. Bütün bunları HDP olarak gündemleştireceğiz.”