Êlih Belediyesi eşbaşkanları: Kayyumlar halkın yaşamını kast ediyor

Êlih Belediyesi'nin gasp edilmesinin yıl dönümünde konuşan eşbaşkanlar, kayyumların kentin ve halkın yaşamını hedef aldığını belirtti, "Bu seçimde Erdoğan'ın sonunu getireceğiz” dedi.

Êlih Belediyesi’nin gasp edilmesinin yıl dönümü dolayısıyla eşbaşkanlar Songül Korkmaz, Mehmet Demir ve belediye meclis üyeleri, açıklama yaptı. Halkların Demokratik Partisi (HDP) İl Örgütü binası önünde yapılan eyleme Tevgera Jinên Azad (TJA), Barış Anneleri Meclisi, HDP, DBP, Yeşil Sol Parti İl örgütleri katıldı. “İrademe dokunma, kayyum darbedir” pankartının açıldığı eylemde konuşan Eşbaşkan Songül Korkmaz, kayyum zihniyetinin kadın iradesine düşman olduğunu belirterek, belediyeleri işgal eden kayyumların ilk işlerinin kadın kurumlarını kapatmak olduğunu hatırlattı.  Halkın iradesine yönelik gerçekleştiren kayyum darbesinin üzerinden 3 yıl geçtiğini ifade eden Korkmaz, “Halkın iradesi yok sayılarak belediye işgal edildi. 48 belediyeye siyası gerekçeler ile işgal ettiler. Biz bu kentin seçilmişleri olarak bu kayyuma karşı direnmeye devam edeceğiz. Kürt iradesine karşı bu saldırıları hiçbir şekilde kabul etmeyeceğiz” dedi.

'HİÇBİR DELİL ÖNE SÜREMEDİLER'

Basın metnini okuyan Eşbaşkan Mehmet Demir de şunları söyledi:

“Suçişleri Bakanı gibi bütün yasa dışı suç örgütleri mensupları ile suç foto albümlerimiz yoktu. Mensubu olduğu AKP’nin oluşturduğu yolsuzluk, hırsızlık, hukuksuzluk ağını, şebekesini de onlar gibi oluşturmamıştık. Onların atadıkları kayyumların yargılandıkları mahkeme tutanaklarına da geçmiş olan yolsuzluklarını kamufle etmek için Ezaz, İdlib ve Efrîn'deki terör örgütleri olan cihatçı gruplara ve başka gruplara para aktardıklarını söylemeleri gibi hiçbir yasa dışı yapılanmaya para da aktarmadık. Yargılandığımız 3 yıllık süreçte somut hiçbir hukuki delil illeri sürmeden teatral yargı süreçleri ile belediyelerimiz hukuk dışı yöntemlerle işgal edilerek hukuktan azade edilmiş, hukuktan arındırılmış, hukukun işlemediği, hırsızlığın, yolsuzluğun hüküm sürdüğü alanlar oluşturulmak için kayyum atandı” diye belirtti.

'HAKSIZLIĞIN VE SOYGUNUN SİSTEMİ'

Türk Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın, “Eğer siyasi etik yasasını getirirsek il ve ilçelerde görev yapacak eleman bulamayacağı" sözünü hatırlatan Demir, bu sözün kayyum atamanın amacını da net olarak ortaya koyduğunu söyledi. Demir, yaratılan yozlaşmaya kaynak sağlamak için 2021'e kadar 191 kere kamu ihale yasasını değiştirerek yandaşlarına soygun ve hırsızlık alanlarını yaratmasının sistemin mantığını ortaya koyulduğunu söyledi.

Topluma ahlaksızlığın, haksızlığın ve hırsızlığın tohumlarını nasıl ektiklerinin, toplumu nasıl yozlaştıklarının deprem felaketinde tüm çıplaklığı ile ortaya çıktığını ifade eden Demir, “Güvenliği sağlamak için gönderilen emniyet müdürleri kendileri güvenlik sorunu olabiliyorlardı. Kendileri depremzedelerin para ve altınlarını çalarak dönebiliyorlardı. Depremzedelere gönderilen jeneratör ve elbiseler kayyum müdürleri tarafından çalarak Batmana getirebilmektedirler. Kızılay ve AFAD’a çökerek bir yardım ve kurtarma kurumlarından ziyade hayırseverlerin gönderdikleri yardım eşyalarına el koyan çadır ve gıda satan ve rant devşirme alanlarına dönüştürebildiler. Belediyelere çökerek, onları işgal ederek hem kendilerine hem de yerel örgütlerine rant alanlarını yaratmak amacıyla kayyumlar atadılar. Eğer kayyumlar atanmasaydı AKP de MHP gibi Kürt illerinde bir tabela partisi olurdu” diye konuştu.

'KAYYUM KENTİN VE HALKIN YAŞAMINA KAST ETMEKTİR'

Kayyumun bir kentin yaşamına, kent yerleşimcilerin yaşamına kast etme girişimi olduğunu vurgulayan Demir, “Biz bunu somut gerekçelere dayanarak söylüyoruz. 6 Haziran 2018 İmar Affından 31 Mart 2019 tarihine kadar bu kentte 96 kaçak, denetimsiz, ruhsatsız binanın yapılmasına göz yumulması neyle izah edilir... Yönetimi devralmamızla beraber bu kaçak yapılanmaya karşı başlattığımız amansız mücadelede emniyetten ve yargıdan yeteri destek almamamız neyle izah edilir. Yerleşmelerine izin vermediğimiz bu kaçak ruhsatsız binalara kayyum atanır atanmaz biz daha gözaltında iken onlara astığımız pankartların indirilip yerleşmelerine izin verilmesi neyle izah edilir? Yaşanan deprem felaketi ile deprem bölgesinde yıkılan binaların müteahhitlerinin çoğunun yandaş olmalarının ortaya çıkması ile birlikte halkın yaşamını hiçe sayan bu şehircilik terörüne neden göz yumduklarını ortaya koymaktadır. Rant uğruna gözü kara bir şekilde bu kentin yerleşimcilerinin hayatını hiçe sayabilmektedirler” diye kaydetti.

Kayyumun su havzasını imara açmasına da tepki gösteren Demir, Batman Çayı’nın üzerinde OSB'leri ısrarlı bir şekilde kurmaya çalışmalarının düşmanca niyetlerini ortaya koyduğunu vurguladı. Demir, sözlerini şöyle tamamladı: “Halkımız emin olsun ki rant uğruna bu kente bu kadar kötülük yapmış olan bu kayyumların, bu bürokratların peşini bırakmayacağız. Her nerede olurlarsa olsunlar mahkeme salonlarında bunlardan teker teker hesap sorulacaktır. Dikta sisteminin, hırsızlığın, kanunsuzluğun bitimine çok az zaman kaldı. Nasıl ki oylarımızla İstanbul’da ve birçok büyükşehirde Erdoğan'ın zulüm sisteminin sonunu getirdiysek, ahdimiz olsun bu seçimde Erdoğan'ın sonunu getireceğiz.”