İBB’deki cadı avı Ataşehir Belediyesi’ne uzandı

İstanbul Valiliği talimatıyla CHP’li Ataşehir Belediyesi tarafından işten atılan Melike Şahin, “İşçi olmama rağmen memurlar için uygulanan kanunla işten çıkarıldım. Bu hukuksuzluğa boyun eğmeyeceğim” dedi.

Türk İçişleri Bakanı Soylu tarafından “İBB’de 557 terörist var” çıkışından sonra İBB yönetiminin başlattığı cadı avı, CHP’li Ataşehir Belediyesi’ne de uzandı. CHP Genel Merkezi’nin 2018 tarihli genelgesinde, güvenlik soruşturması uygulamasının “belediye şirketlerinin istihdamının önünde engel oluşturmadığı” ve bu konudaki hukuksuz uygulamalara karşı durulması bir ilke kararı olarak belirlenmişti. Buna rağmen Ataşehir Belediyesi iştiraklerinde çalışan 4 işçi, yargılandıkları davalar öne sürülerek, İstanbul Valiliği Güvenlik İşleri Bürosu’nun talimatıyla, 7145 sayılı kanunla 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye (KHK) eklenen geçici 35. maddenin B 8 bendine göre 16 Ağustos 2022’de hukuksuz bir biçimde işten çıkarıldı.

Bu işçilerden Melike Şahin, 2018 yılından bu yana tam üç defa aynı hukuksuzlukla işten çıkarıldığına dikkat çekti. En son işine geri alınmak için yaptığı direniş sonrası hakkında “örgüt üyeliği” iddiasıyla açılan dava gerekçe gösterilerek İstanbul Valiliğince güvenlik soruşturması başlatıldığını ve bunun sonucunda da valiliğin talimatıyla işten atıldığına işaret etti.

Şahin, yaşadıklarını ANF’ye anlattı.

‘BELEDİYE BENİ 3 KEZ HUKUKSUZCA İŞTEN ÇIKARDI’

Ataşehir Belediyesi’nde 8.5 senedir Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü’nde veri giriş personeli olarak çalışan Melike Şahin, CHP’nin 2018 yılındaki genelgesine rağmen İstanbul Valiliği tarafından 1 yıl önce hakkında başlatılan güvenlik soruşturması gerekçe gösterilerek, 7145 sayılı kanunla 375 sayılı KHK’ya eklenen geçici 35. maddenin B 8 bendi uyarınca işten çıkarıldığına dikkat çekti. Senelik izindeyken işten çıkarıldığını öğrenen Melike Şahin, İşletme İştirakler Müdürlüğü tarafından aranarak, İstanbul Valiliği’nden gelen yazı üzerine işten çıkarıldığının aktarıldığını söyledi.

Belediye tarafından tam üç kez bu şekilde işten atıldığına dikkat çeken Şahin, bu hukuksuzluğun 2018 yılına dayandığına işaret etti. İlk işten çıkarılma sürecini kadro vaadiyle çıkarılan 696 sayılı KHK ile taşeron belediye şirketlerine geçişler sırasında yaşadığını belirten Şahin, yaşananları şöyle anlattı: “Güvenlik soruşturmasından geçemediğimiz söylenerek, yaklaşık 150 işçi Ataşehir Belediyesi’nde işten çıkarıldık. 9 gün boyunca belediye önünde direniş gerçekleştirdik. O süreçte CHP Genel Merkezi, ‘Güvenlik soruşturmaları ve arşiv araştırmalarıyla belediyelerimizden hiçbir işçi çıkarılmayacak’ şeklinde bir genelge yayınladı ve böylece biz işimize geri döndük. KHK ile birlikte Genel İş Sendikası’nın 1 Nolu Şubesi’ne üye olduk. Ben de sendikanın işyeri temsilcisi oldum. 2019 yılında işyeri temsilcisi olarak yürüttüğüm sendikal faaliyetler gerekçe gösterilerek, Belediye Başkanı Battal İlgezdi tarafından Kod 04 ile işten çıkarıldım. Bu keyfi karara karşı belediye önünde tam 7 ay direndim ve bu direniş sonucunda işime geri döndüm. Ama bu defa da gecenin bir vaktinde evim polisler tarafından basıldı ve 5 gün gözaltında tutulduktan sonra, hakkımda ‘örgüt üyeliği’ iddiasıyla dava açıldı. Davam sürdüğü halde hakkımda İstanbul Valiliği tarafından 1 yıl önce güvenlik soruşturması başlatıldı ve benden savunma istediler. Söz konusu KHK’nin süresinin bitmesine tam 1 gün kala soruşturmayı sonuçlandırdılar ve işten çıkarıldım.”

‘CHP’Lİ BELEDİYE MERKEZİNİN GENELGESİNİ ÇİĞNEDİ’

İBB tarafından yapılan işçi kıyımı ile eşzamanlı olarak işten çıkarıldıklarına dikkat çeken Şahin, İçişleri Bakanlığı’nın 375 sayılı KHK’ye eklenen geçici maddeyle 12 şehir valiliğine yazı ve ekli liste gönderdiğini, bunun üzerine cadı avının başladığını belirtti.

Melike Şahin, bu karara uyan Ataşehir Belediyesi’nin bağlı olduğu genel merkezin genelgesini dahi çiğneyerek işçileri harcadığına işaret etti. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tavrının da bu süreci cesaretlendirdiğini ifade eden Şahin, “İşçilerin doğrudan hedef gösterilmesi bizim ekmeğimizden olmamıza neden oldu. Biz avukatımızla da konuştuk; İstanbul Valiliği normalde bizim hakkımızda güvenlik soruşturması yürütemez. Çünkü biz memur değiliz, işçiyiz ve İş Kanunu’na tabi olarak çalışıyoruz. Ancak memurlar hakkında böyle bir güvenlik soruşturması yürütebilir valilik. Ama düşünün, ben işçi olmama rağmen memurlara uygulanan kanun üzerinden işten çıkarıldım. Yani kadro vermedikleri, sefalet ücretine mahkum ettikleri gibi, bir de hukuksuz bir biçimde işten attılar” dedi.

‘KILIÇDAROĞLU KAFTANCIOĞLU’NA YAPTIĞI GİBİ İŞÇİLERE DE SAHİP ÇIKMALI’

Bu ülkede işini istemek suç olduğu için cezalandırıldığını vurgulayan Melike Şahin, “Kaldı ki eğer sorun hakkımda dava açılması ise, o zaman niye 2018 yılında bırakın davayı, tek bir gözaltım dahi yokken güvenlik soruşturması gerekçe gösterilerek işimden atıldım? Ailem politik olduğu için mi? Yoksa Kürt ve Alevi olduğum için mi? Yani 2018’de bulamadıkları gerekçeyi hakkımda dava açıldıktan sonra mı somutlaştırmış oldular” diye tepki gösterdi. İşten çıkarıldığını öğrenen annesinin kısmi felç geçirdiğini ve şu anda hastanede tedavi altında tutulduğunu anlatan Şahin, kendileriyle beraber ailelerinin de cezalandırıldığını söyledi.

CHP Genel Merkezi’nden bu konuda net bir tavır beklediklerini vurgulayan Melike Şahin, şunları kaydetti: “CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’na bize benzer birçok dava açıldı, siyasi yasak getirildi. Kemal Kılıçdaroğlu Canan Kaftancıoğlu’na nasıl ‘Canan bizim kızımızdır’ deyip sahip çıkıyorsa, biz işçi ve emekçilere de sahip çıkmak zorunda. Aynı şekilde yandaş medya sadece biz işçileri hedef göstermiyor, mesela Ataşehir Belediyesi’ndeki iki başkan yardımcısını da hedef gösterdi ama onlara bir şey olmadı. İşten atılan biz işçiler olduk. Yani kendini muhalefet olarak adlandıran ve iktidara yürüdüğünü belirten CHP’nin bu tavrı hiç doğru değil. Hatta gösterge bile sayılabilir. Bugün bu hukuksuzluğa boyun eğiyorlarsa, yarın iktidar olduklarında kendi koltuklarını korumak için aynı hukuksuzluğu ve zulmü devam ettirecekler demek ki. Çünkü biz bu zulmü yaşıyoruz. Özlük haklarımız için mücadele ederken, sözde memur kanunlarıyla işten çıkarılıyoruz ama asgari ücret alıyoruz. Bizi açlık ve yoksullukla sınadıkları yetmiyormuş gibi, şimdi de açlıktan ölün diyerek işten çıkarıyorlar. Bunun başka bir mantığı ve açıklaması yok. Üstelik bu uygulama yayılacak. Çünkü bu ülkede itiraz eden herkese bir örgüt kılıfı bulunuyor. Yani kadro beklerken işimizden de olduk.”

Bu hukuksuzluğa kesinlikle boyun eğmeyeceğini vurgulayan Şahin, işine geri dönene kadar mücadele edeceğini söyledi.