İHD: Ölümünün sorumlusu devlettir

Yaşamını yitiren hasta tutsak Sabri Kaya’ya ilişkin yazılı açıklama yapan İHD, “Beklenen bu sonun oluşması bizzat devletin yetkili kurumlarının tavır ve uygulamalarından kaynaklanmıştır" dedi.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Merkezi Hapishaneler Komisyonu, tahliye edildiği gün yaşamını yitiren hasta tutsak Sabri Kaya’ya ilişkin yazılı açıklama yayımladı.

Açıklamada, “Özellikle 1 ay gibi uzun bir süre mahpus için hayati önemde olan ‘Coumadin’ isimli ilacın kendisine verilmediği iddia edilmiş ve bu nedenle durumu gittikçe ağırlaşmıştır. Son iki ay içerisinde ise artık hastalığı en ileri boyuta ulaşmış olup, hastalığı vücudun diğer tüm organlarına sirayet etmiştir. Sadece Nisan ayı içerisinde 20 kez Osmaniye Devlet Hastanesi aciline kaldırılmıştır. Hatta bazı günlerde iki kez hastane aciline kaldırılmıştır” diye belirtildi.

İHD ve Kaya'nın ailesi ile avukatları tarafından, tam teşekküllü bir hastanede tedavi edilmesi için Adalet Bakanlığı, Bağlık Bakanlığı, Cezaevi Genel Müdürlüğü, Osmaniye Cezaevi Savcılığı, Cezaevi İdaresi, Kamu Denetçiliği ve Anayasa Mahkemesi'ne "acil kodlu" başvuru yapıldığı hatırlatılan açıklamada, “İnfaz durdurma ve hastanede tedavi edilmesine ilişkin tedbir” talebine karşın, AYM'nin “rutin işlemlerin yapıldığını, cezaevi kapısında ambulans olduğu bu nedenle tedbir talebine gerek olmadığına” karar verdiğinin altı çizildi.

İHD tarafından yapılan açıklamada, şunlar belirtildi:

“Son 1 hafta içerisinde hasta mahpus Sabri Kaya, cezaevinde mide kanaması geçirmiş olup, Osmaniye Devlet Hastanesi’ne kaldırılmıştır. Osmaniye Devlet Hastanesi artık yaşamsal fonksiyonlarını kaybetmiş hasta mahpusa ‘cezaevinde kalamaz’ raporu vererek hasta mahpusun, 20 Mayıs’ta Adana Balcalı Hastanesi’ne sevkini yapmış, Adana Balcalı Hastanesi 21 Mayıs’ta yaptığı tetkik ve tahlillerde hastanın yaşama şansının olmadığını belirtmiştir. Balcalı Hastanesi’nin, aileye bu açıklamayı yaptığı saatlerde Osmaniye Cezaevi Savcılığınca hasta mahpusun infazının ertelenmesine ve tahliyesine karar verilmiştir. Tahliye kararından 5-6 saat sonra ise hasta mahpusun yaşamını yitirdiği belirtilmiştir.”

“Beklenen bu sonun oluşması bizzat devletin yetkili kurumlarının tavır ve uygulamalarından kaynaklanmıştır" denilen açıklamada, Hasta mahpusun yaşamasının mümkün olmadığının anlaşılmasından sonra tahliye kararı verilmesi, ilgili yetkili kurum ve kişileri sorumluluktan hukuken ve vicdanen kurtulmasını sağlayamaz” diye kaydedildi.

 Açıklamada, şu hususlara da dikkat çekildi

 “Sorunu görmezden gelme aklı maalesef sorunu kronik hale getirmiştir. İnsancıl evrensel insan hakları hukukunun temel değerleri ve uluslararası insan hakları mevzuatı, Türkiye’deki tüm toplumsal sorunların çözümünün temel rehberi olduğu gibi aynı zamanda ayrımcı infaz yasasının ve özelde hasta mahpus sorununu da çözecek temel rehber ve yoldur. Bu rehber ve irade ile hasta mahpusların sorunun gündeme alınarak tam teşekküllü hastanelerde tedavilerinin yapılması, ağır hasta mahpusların infazlarının ertelenerek derhal tahliyelerinin sağlanması gerekmektedir.

İnsan Hakları Derneği olarak; yaşamını yitiren hasta mahpus Sabri Kaya’nın ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyoruz. Sabri Kaya’nın yaşamını yitirmesinde sorumluluğu olan kurum ve yetkililerin sorumluluklarının ortaya çıkarılması gerekli hukuki yaptırımların sağlanması için konunun takipçisi olacağımızı belirtmekle beraber Adalet Bakanlığınca, bu konuda re’sen idari ve cezai soruşturma açılmasını sağlama ve maddi gerçekleri ortaya çıkarmasını talep ediyoruz.”