İktidar salgının faturasını halka yıktı

Erdoğan “Biz bize yeteriz Türkiyem” kampanyasını 30 Mart itibarıyla başlatsa da yeterli para toplayamadı. Enflasyon arttı, ücretsiz izin yasallaştı, halka yardım diye sadaka kaldı.

AKP/MHP iktidarı, 2018’de başlayan borç krizini kısa vadelerde durdurmaya çalışsa da yapısal bir etki yaratamadı. Dövizin yükselişini durdurmak ve piyasaları kısmen rahatlatmak için Merkez Bankası döviz rezervleri büyük oranda kullanıldı. Şimdi ise swap hatları kurarak azalan bu döviz rezervini bu şekilde ikame etmeye umut bağladı. İktidar, koronavirüs ile daha da derinleşen ekonomik krizin ateşini dindirmeye geçici yöntemlerle çözüm ararken; salgının halk üzerinde yarattığı yıkımı derinleştiren ve faturayı halka yıkan uygulamalara da imza atmaya devam ediyor.

2 MİYAR PARA TOPLANDI

Salgının dünya çapında başladığı Mart ayı başında birçok ülke ekonomik önlem paketi açıkladı. AKP-MHP iktidarı da birçok ülke gibi ekonomik önlem stratejisi ortaya koydu ama bunlar ağırlıklı olarak yandaş sermayesini kurtarma amacı taşıyordu. Zira dünya devletleri ilk olarak işsiz kalma tehlikesine karşın halka para yardımı yapacağını duyurdu. Türkiye ise AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklaması ile 30 Mart’ta ‘Biz Bize Yeteriz Türkiyem’ adı altında bir sözde bağış kampanyası başlattı. Erdoğan’ın son olarak 11 Mayıs’ta açıkladığı rakamlara göre şu ana kadar o kampanyada 2 milyar TL toplandı. Erdoğan kampanyanın Ramazan ayı sonrası biteceğini de duyurdu. Fakat kampanyada toplanan paraların nasıl ve ne şekilde dağıtıldığı, kimlere gittiği bilinmiyor. Bu konuda şeffaf bir tablo açıklanmadı.

İŞVERENİN YÜKÜNÜ HALKA YÜKLEDİ

Covid-19 salgını ile AKP-MHP iktidarı, ekonomik tedbir kapsamında bir dizi düzenleme ile torba yasayı Nisan ayında Meclis'ten geçirdi. Bu kapsamda işsizliği önlemek için de işten çıkarmaları 3 ay erteledi. Yasada, işten çıkarma ertelemesi ile ilgili düzenlemeye karşın işverenlere, çalışanlarını ücretsiz izne çıkarabilme hakkı da tanındı. Yine aynı yasaya göre ücretsiz izindekilere, İşsizlik Sigortası Fonu’ndan günlük 39,24 TL ödeme yapılacağı belirtildi. Bu da bir kişi için aylık yaklaşık olarak 1,177 TL ediyor. Yani bu 2 bin 324 lira, net asgari ücretin yarısı demek. Türk-İş’in Nisan 2020 için açıkladığı açlık sınırı olan 2 bin 374 rakamının da yarısı ve yine aynı raporda açıklanan 4 kişilik bir aile için yoksulluk sınırı 7 bin 733 TL’nin ise çok çok altında. Bu paket çalışanların işsiz kalma tehlikesini ortadan kaldırmıyor. İktidar, işten çıkarmaları erteleyerek bir yandan yasada olamayan ‘ücretsiz izni’ geçici madde ile yasallaştırıp işçilerin haklı feshini de elinden alırken; aynı zamanda işverenin yükünü azaltıp halkın yükünü artırdı. Örneğin yine aynı torba yasa paketinde yer alan, esnaf için bu 3 ay içinde kira ödeyemedikleri takdirde tahliye edilmeyeceğine dair bir madde geçti. Ama konut kiraları için ödeyememe durumunda kişileri bu şekilde koruyan bir düzenleme yapılmadı.

'15 MİLYON İŞSİZ OLABİLİR'

İşten çıkarma 3 ay için yasaklandığı ya da asıl karşılığıyla ertelendiği için henüz Covid 19’un işsizlik üzerinde yarattığı yıkımı net bir sayı ile vermek mümkün değil. Zira Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 11 Mayıs’ta sonuçlarını açıkladığı Hane halkı İşgücü Araştırması (HİA) da Ocak, Şubat ve Mart aylarını kapsadığı için net bir veri yok. Asıl veriler TÜİK’in Haziran ve Temmuz raporlarıyla görülmüş olacak. Tabii TÜİK de iktidarın müdahalesine uğruyor ve verileri tam olarak gerçeği yansıtmıyor. İŞKUR tarafından 8 Mayıs 2020’de açıklanan işgücü verileri bu tablonun tahmin edilmesini sağlıyor. İŞKUR verilerine göre Nisan 2020’de açık işler bir önceki aya göre 114 bin 888 azalarak 52 bin 418’e geriledi. Açık işlerde yaşanan azalma yüzde 68,7 oranında gerçekleşti. Bu da Haziran ve Temmuz ayında açıklanacak yıkım tablosunun ipuçlarını veriyor. Bu iki raporu da ele alan ve olası yıkıma karşı öngörüde bulunan DİSK-AR hazırladığı değerlendirmede, “Tahminimiz Covid-19’un ilk aylardaki etkisinin (Mart-Nisan-Mayıs) 7 ile 8 milyon istihdam ve iş kaybı olacağı yönündedir. Böylece Covid-19’un ilk dönemlerinde dar tanımlı iş ve istihdam kaybının 12 milyona, geniş tanımlı işsizliğin 15-16 milyon civarına ulaşabileceğini tahmin ediyoruz. Kuşkusuz bu sayıların bir bölümü tahmini olup çakışmalar, mükerrer hesaplamalar ve resmi verilerdeki değişikliklere bağlı olarak artıp azalabilir” diyor.

Veriler henüz bir yıkım tablosunu ortaya koymadı ama buna rağmen 2009 yılından bu yana TÜİK’te başkan yardımcısı olan Musa Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile 16 Nisan’da görevinden alındı. Enflasyonun yüzde 20’lere ulaştığı 2018 yılının Ekim ayında da TÜİK Başkan Yardımcısı Enver Taştı bu şekilde görevinden alınmıştı.