Depremin büyük hasara neden olduğu Hatay Armutlu Mahallesi’nde ailelerin enkaz başlarındaki çaresiz bekleyişi sürüyor. 11 gündür devlet ve iktidar tarafından hiçbir temel ihtiyacın karşılanmadığı mahallede, aileler gecenin soğuğunda yaktıkları ateş başında adeta ölüme terk edilen yakınlarının cenazelerine nasıl kavuşacaklarını düşünüyorlar. 11 gün sonra yaşadıkları çaresizlik depremin ilk günü kadar yakıcı olan mahalle sakinleri, yakınlarının ölüme, kendilerinin ise kaderlerine terk edilmiş olmasının hem üzüntüsünü hem öfkesini yaşıyor. ANF’ye konuşan bu mahalle sakinlerinden 46 yaşındaki Suphi İmseytoğlu, burada halkın değil devletin enkaz altında kaldığını vurguladı.
‘YARDIMA DEVLET DEĞİL TKP, TÖP VE TİP KOŞTU’
Depreme Turunçlu Caddesi’ndeki Söğütlü sokakta yakalanan İmseytoğlu, binalarla birlikte bütün çocukluğunun yıkıldığını ifade etti. Sarsıntı sırasında 3 yaşındaki kızını, ailesini ve komşularını kurtaran İmseytoğlu, yardımlar erken gelse kurtulabilecek insanların “imdat” çığlıklarının hâlâ kulaklarında olduğunu söyledi. Depremde oturduğu binanın üzerine karşıdaki binanın yıkıldığını belirten İmseytoğlu, o anları şöyle anlattı: “Söğütlü sokakta soldaki ikinci binadaydım. Karşı bina üstümüze yıkılınca ön kapıdan çıkamadık. Arka taraftaki bahçe duvarını yıktım. Yan binaya girdim. Orada enkazın altından 3 yaşındaki çocuğumu çıkardım. Tekrar geri dönerek bu kez ailemi ve komşularımı da kurtardım. Gün ışıdığında tekrar sokaktaki yıkılan binaların olduğu noktaya geldim. Her enkazın altından ismen tanıdığım insanlar yardım için bana sesleniyordu. Kimisinin abisiydim, kimisinin kardeşi. Ama yardım bulamadım. O enkazları tek başıma kaldırmamın da imkânı yoktu. Tonlarca moloz. Devlet nasıl olsa yardıma koşar diye düşünerek bekledim ama öğleden sonra baktım ki devlet değil, düne kadar karşı görüşte olduğumu zannettiğim TKP, TÖP ve TİP yardıma koştu.”
AFAD YARDIMLARA EL KOYDU, TÜRK TELEKOM FATURA YOLLADI
İmseytoğlu, AFAD’ın hiç uğramadığı mahallede arama kurtarma faaliyetlerinin gönüllüler ve madenciler tarafından yürütüldüğünü belirtti. Yardıma gelmeyen AFAD’ın kendilerinin parayla getirttikleri vinçlere de el koyduğuna dikkat çeken İmseytoğlu, “Yurt dışından akrabalarımızın ve Alevi kurumlarının gönderdiği yardımlara OHAL’i bahane ederek el koydular. Türk Telekom bu süreçte sınıfta kaldı. Benim enkaz altında cenazelerim var, onlarla iletişim kurmaya çalışıyorum ama bana fatura yolluyorlar” dedi.
‘İŞ MAKİNESİ TAM 9 GÜN SONRA GELDİ’
İmseytoğlu, Söğütlü sokağa ancak depremden tam 9 gün sonra TİP Milletvekili Barış Atay sayesinde kepçe makinesi getirtebildiklerine dikkat çekti. 10 gündür iki dayısının enkaz altındaki cenazelerine ulaşmak için çabalayan İmseytoğlu, “Ben diğer mahalleleri de gezdim. Atatürk Caddesi'nin olduğu yerde projektörler eşliğinde çalışan AFAD ekipleri var. Buraya ise madenciler, gönüllüler, TKP, TÖP gelmiş; kendi şahsi imkânlarıyla gelmiş adamlar, bizim gibi çıplak elleriyle enkazdan insanları çıkarmaya çalışıyorlar” diye konuştu.
Enkaz altından canlı kurtardıkları yengesi Lütfiye İmseytoğlu’nun akıbetini öğrenemediğine dikkat çeken İmseytoğlu, “Yengem önce Defne Hastanesi’ne götürülmüş, oradan da başka bir yere sevk edilmiş ama hangi hastanede olduğunu bilmiyoruz. Kayıt yok, herhangi bir şey yok. Bu kadar başıboşluk içinde onu 10 gündür şehir şehir, hastane hastane aramaya, bulmaya çalışıyoruz” dedi.
‘KİMLİKLER 5-6 AY SONRA BELLİ OLACAKMIŞ’
Cenazelerin çoğunun ailelerden habersiz gömüldüğüne işaret eden İmseytoğlu, şöyle konuştu: “3 gün kaldırımda bekletilen cenazeler Reyhanlı yolu üzerindeki Narlıca’da toplu mezarlık alanına götürülüyor. Kayıt tutulmadığı için cenazeler bulunamıyor. Çünkü kimlik tespiti dahi yapılmamış. Oradaki polise sorduğumuzda, defnedilenlerin kimlik listesinin Valiliğin web sitesinde 5-6 ay sonra belli olacağını söyledi. Kimlik tespiti yapabildiklerini yapıyorlar, yapamadıklarını kimsesizler mezarlığına gömüyorlar. Bu cenazelerin isimleri 5-6 ay sonra sanal ortamda belli olacakmış.”
‘ALEVİ OLDUĞUMUZ İÇİN ÖLÜME TERK EDİLDİK!’
Aynı akıbetin dayılarının başına gelmemesi için 11 gündür cenazeleri teslim almak üzere enkaz başında bekleyen İmseytoğlu, sırf Alevi oldukları için ölüme terk edildiklerini vurguladı. İmseytoğlu, “İnsan ölüsünü aldığı için sevinir mi? Ben ölülerimi alabilirsem mutlu olacağım. Tamamen yalnız bırakıldık. Depremin ilk 4 günü enkazlardan ses geldi ama ekipman yoktu, sonra ekipman geldi ama artık ses yok. Arkadaşlarımın hepsi buradaydı. Ama artık sadece defnedeceklerim kaldı. Bunu unutmam mümkün değil, 3 yaşımdaki çocuğuma da unutturmayacağım” vurgusunda bulundu.