İnşaat işçisi asgari ücretle geçinemez

Asgari ücretle çalışan inşaat işçisi Ahmet Altunkılıç, üç kişilik bir ailenin geçinmesinin mümkün olmadığını söyledi.

İnşaat işçisi Ahmet Altunkılıç, aldığı ücret yetmediği için hamallık ve hurdacılık gibi ek işler de yaptığını ifade etti. 
ANF’ye konuşan inşaat işçisi Ahmet Altunkılıç, hayatının en kötü dönemini yaşadığını söyledi. Altunkılıç, şunları paylaştı: “Biri evli, diğeri üniversitede okuyan iki çocuğum var. Asgari ücretle çocuğunuzu okutabilmeniz için iki vardiya asgari ücretli çalışmanız gerekiyor. Bu da zaten açlık sınırının biraz üstü. Ben evimi geçindireceğim, kiramı ödeyeceğim gibi şeyleri asgari ücretle yapmanın imkanı yok.”

MECBUREN EK İŞLER

Altunkılıç, ailesini geçimini sağlamak için diğer asgari ücretli çalışanlar gibi ek iş yaptıklarını belirterek, şöyle devam etti: “Üniversiteye giden kızımın okula sadece gidiş geliş yol parası, aylık bin lira tutuyor. Bırakın orada yiyeceğini içeceğini... Asgari ücretle bunları karşılayamadığımız için biz de kaçak olarak ek işte çalışıyoruz. Hamallık yapıyoruz, pazarlara gidip çöp, hurda topluyoruz. Geçimimizi ancak böyle sağlayabiliyoruz. Bize lütuf gibi sunulan asgari ücretle geçinmemizin imkanı yok. Ücreti kabul etmediğimizde de ya işimizden oluyoruz ya özgürlüğümüzden. Bundan belki 15-20 yıl önce bir şeyleri protesto edebiliyorduk, şimdi ise işimiz ve özgürlüğümüzden olmamak için bunu da yapamıyoruz.”

900 TL KİRAYDI, 3 BİN 500 OLDU

Ailesiyle hiçbir sosyal aktivitelerinin olmadığını kaydeden Altunkılıç, şunları dile getirdi: “Haftada bir gün gezmek için torunumla parka gidiyoruz, onda da çocuklar yolda bir defa dondurma isterlerse kusura bakmayın, diyoruz. Torunumuz yolda bişey istemesin diye bakkalların, marketlerin önünden geçmiyoruz. Sosyal hayatımız bununla sınırlanmış. Cumhurbaşkanı, ‘biz kimseyi enflasyonun altında ezdirmedik’ diyor. Nasıl ezilmedik? Enflasyon yüzde 100’ü geçmiş. 900 TL’ye kirada oturduğum evin sahibi arayıp kirayı 3 bin 500 TL yaptı ve beğenmiyorsan çık, diyor. Asgari ücret 5 bin 500 TL, kiram 3 bin 500 TL. Benim eşim engelli. Epilepsi nöbeti geçirdiğinde hastaneye gidecek imkan bulamıyoruz. Sözde sağlığın parasız olduğu ülkede, ilaçlara vercek paramız yok. Hasta olmayalım, acıkmayalım diye dua ediyoruz. Sözde eğitim parasız ama çocuğumun bir kitabı bazen benim aldığım ücretin yarısı tutuyor.” 

1 LİRANIN PEŞİNE DÜŞTÜK

Markete gitmenin bile kendileri için lüks olduğunu söyleyen Altunkılıç, “Pazara en son gidenlerdeniz, en ucuzunu almak için. En son bir hafta önce markete gittik. Sadece zorunlu ihtiyaçlarımız; yani sabun, deterjan belki lüks olarak yarım kilo zeytin, yarım kilo peynir toplamda 900 TL tuttu. Bunun içinde et yok, süt yok, meyve yok. Market alışverişi bizim için bir lüks. Bakkalda 10 lira olan şey, markette 9 liraysa markete gidiyoruz. 1 liranın peşine düştük” şeklinde konuştu. 

HALA SAVAŞ PEŞİNDELER

Ahmet Altunkılıç, huzur diye bir şey kalmadığını ama hükümetin hala savaşın peşinde olduğunu belirterek, şunları ekledi: “Eğer para savaşa değil ekonomiye yatırılsaydı, bugün bunları yaşamıyor olacaktık. Ben eskiden de asgari ücretle çalışıyordum ve her düğüne çeyrek altınla gidiyordum. Şimdi bırakın çeyrek altın götürmeyi, zarfa 100 lira koymaya korkuyorum. Düğün davetiyesi gelmesin diye sağa sola kaçıyoruz. Bizim kültürümüzde düğünlerde takı ve hediye dayanışma ve gereksinimdir. Şimdi düğüne gidecek yol parasını bile bulamıyoruz. Ben ilkokul mezunuyum ama bu ekonomik krizden çıkmanın yolunun bir tane olduğunu düşünüyorum. Türkiye, savaş ekonomisinden kurtulmalı.”