'İşçiler göz göre göre mayınlı tarlaya atılıyor'

Salgının büyük risk teşkil ettiği tersanelerde, ücretli izin koşulları sağlanmayan ve çoğu kronik hasta olan işçiler ölüm pahasına çalıştırılıyor. Limter-İş Genel Başkanı Kanber Saygılı, işçilerin göz göre göre mayın tarlasına atıldığını söyledi.

Koronavirüs tehdidi altındaki sektörlerden biri de tersaneler. Binlerce işçi çalıştıkları tersane işkolunda salgın tehdidine rağmen ücretli izine tabi olmadıkları için çalışmaya devam ediyorlar. Bu durumun kabul edilemez olduğu tepkisinde bulunan DİSK’e bağlı Limter-İş Genel Sekreteri Hakkı Demiral ve Limter-İş Genel Başkanı Kanber Saygılı ANF’ye konuştu.

TERSANELERDEN KORONA HABERLERİ GELİYOR

İşçilerden aldıkları bilgileri paylaşan Demiral, durumun vahametine şöyle dikkat çekti: “Hem Yalova hem Tuzla Tersaneleri’nde 10 kadar işçinin kontamine olduğunun haberi geldi. Yalova Tersanesi’nden Yalova Devlet Hastanesi’ne kaldırılan üç işçinin testi pozitif çıkmış, ancak hastaneye yatırılmak yerine evlerine gönderilmişler ve orada 14 gün beklemeleri söylenmiş. Yine Tuzla tersanesinde de 3 vaka çıkmış; orada da hastaneye götürülen üç işçinin testinin pozitif çıkmasına rağmen eve gönderildikleri gelen bilgiler arasında.”

Bu konuda hastanelerden hiçbir bilgi edinememekten yakınan Demiral, o nedenle virüsün bulaştığı işçilerin ismini de alamadıklarını söyledi. Tersanelerin özellikle salgın açısından riskli alanlar olduğunu vurgulayan Demiral, Tuzla ve Yalova tersanelerine yurt dışından gemilerin de tamire geldiğine işaret ederek, bu gemilerin dezenfekte edilip edilmediği, gereken önlemlerin alınıp alınmadığı konusunda açıklama yapılmadığını belirtti.

‘İŞÇİLERİN ÇOĞU KRONİK HASTA’

Tersanelerde yaklaşık 15 bin işçinin iç içe çalıştığını hatırlatan Demiral, her gemide 300 kişinin iş yaptığını aktardı. İşçilerin ortalama yaşının 30-50 arası olduğunu belirten Demiral, “Bunlar toplu taşımalarda tıka basa taşınıyorlar. İşçiler çalışırken, tiner, kimyasal madde, toz ve dumana maruz kaldıklarından mesleki hastalık oranı çok yüksek. Yani solunum, akciğer, kalp yetmezliği gibi hastalıklar çok yoğun gözüküyor. Tam da kronik hastalık tanımına uyuyor” dedi.

‘İŞÇİLER GEÇ OLMADAN ÜCRETLİ İZİNE ÇIKARTILMALI!’

Tersaneler konusunda sosyal medya üzerinden çağrı yaptığı gerekçesiyle Tuzla Emniyet Müdürlüğü tarafından Kabahatler Kanunu’ndan kendisine 392 TL para cezası kesildiğini de anlatan Demiral, susmalarının istendiğini ama susmayacaklarını vurguladı.

Çağrısını bu vesileyle yenileyen Demiral, tüm işçilerin geç olmadan ücretli izine çıkartılması gerektiğinin altını çizdi. Demiray, “İktidar herkese evinde kalması konusunda uyarılarda bulunuyor ama işçiler için bir çözüm sunmuyor. Sadece okulları, kahveleri kapatmakla olmaz, toplu işkolları üretime devam ettiği sürece bu virüs yok olmaz, giderek yayılır. Eğer bu işçiler taşeron adı altında ve kontrolsüz bir biçimde çalışmaya devam ederlerse ölümler çoğalır, tersaneler katliam yerine dönüşür” uyarısında bulundu.

SAYGILI: İKTİDAR İŞÇİLERİ GÖZDEN ÇIKARTTI!

Limter-İş Genel Başkanı Kanber Saygılı ise, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanan tedbirlerde işçi ve emekçilere yer verilmemesine isyan etti. Saygılı, 18 yıldır süregeldiği gibi, işçilere hak gasplarını, iş cinayetlerini, meslek hastalıklarını, iç içe çalışmayı reva gören siyasi iktidarın bu süreçte de işçileri gözden çıkarttığını ifade etti.

Saygılı, patronlar için her türlü tedbiri olan ve insanlara evde kalmalarını tembihleyen iktidarın, öte yandan bu memleketin nüfusunun önemli bir çoğunluğunu teşkil eden işçilere ise çalışmaya devam edin mesajı verdiğini belirtti.

Tersaneler, inşaatlar, fabrikalar gibi toplu çalışmanın olduğu bütün üretim ve hizmet işkollarının riskli olduğunu hatırlatan Saygılı, özellikle de iş güvencesinin ve sendikalaşmanın olmadığı iş alanlarının salgın tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu kaydetti.

‘HER ŞEY PATRONLAR DAHA FAZLA KÂR ETSİN DİYE’

İşçilerin büyük bir tedirginlik içinde çalıştığını aktaran Saygılı, bu konuda çok sayıda şikayet aldıklarını söyledi. İşçilerin mecbur olduklarından dolayı bu süreçte işe gittiklerini hatırlatan Saygılı, şunları kaydetti: “Aileleri evde kalsalar dahi işçiler toplu yerlerde çalıştıktan sonra evlerine geri dönüyorlar. Bu anlamda salgın tehdidiyle sadece onlar değil etrafındakiler de karşı karşıya. Bu nedenle de korkuyorlar ve bu korkularını da ciddi bir şekilde dile getiriyorlar. Aç ve susuz kalmasalar, elektrikleri, faturaları ve temel gıdaları karşılanmış olsa asla ve asla iş yerinin önünden dahi geçmezler. Bu gerçek siyasal iktidar tarafından da biliniyor ancak patronlar daha fazla kâr etsin diye işçiler göz göre göre bu mayınlı tarlaya atılıyorlar.”

‘İKTİDAR İŞÇİLERİ ADETA İSYANA TEŞVİK EDİYOR!’

Piyasa ekonomisinin devam etmesi istendiği için sokağa çıkma yasağının ilan edilmediğini belirten Saygılı, gelecekte bu durumun büyük bir tepkiyi doğuracağına işaret etti. Saygılı, gereken tedbirleri almayan iktidarın işçileri adeta isyana teşvik ettiğini, önümüzdeki süreçte kapitalist sistem virüsünü temsil eden patronlar ve iktidara karşı tepkilerin ve itirazların yükseleceğini söyledi.

İşçilerin daha fazla vakit kaybedilmeden ücretli izine ayrılması gerektiğinin altını çizen Saygılı, bu konuda sendikalara, emek örgütlerine, emeği savunan siyasi partilere büyük görev düştüğünü hatırlatarak, “İşçilerin yaşam hakkı patronların, taşeronların ve siyasi iktidarın vicdanına bırakılmayacak kadar değerlidir” dedi.