İşçilere üçlü kıskaç: Devlet, şirket ve koronavirüs-YENİLENDİ

İnşaatta çalışmak zorunda kalan on binlerce işçi koronavirüs tehlikesiyle karşı karşıya. Herhangi bir denetimin yapılmadığı inşaat alanlarında işçiler, hijyen olmayan ortamlarda kalıyorlar. 

Bütün dünyayı etkisi altına alan ve yaşamı felce uğratan koronavirüs (covid-19)  salgını nedeniyle yüz binlerce inşaat işçisi büyük bir tehlike altında. Özellikle batı illerinde inşaatlarda, tekstilde ve diğer sektörlerde çalışan Kürt işçilerin içinde bulunduğu koşullar endişe veriyor.

Hükümet tarafından “Evde kal” çağrıları yapılırken, yüzlerce firma ham ofis çalışma sistemine geçti. Asgari ücretle ve güvenli olmayan koşullar altında evine günlük ekmek götürme telaşı olan Kürt emekçileri şimdi de koronavirüs tehlikesi tehlikesiyle yüz yüze.

Birçok iş yeri kepenk indirirken İnşaat ve tekstil alanları ise faaliyetlerini sürdürüyor. Yüzlerce işçinin bir arada yemek yediği ve çalıştığı sektörler faaliyetlerine ara vermeden devam ediyor. Çalışma Bakanlığının Mart ayında açıkladığı istatistiklere göre Türkiye genelinde sadece inşaat iş kolunda 1 milyon 200 bin işçi çalışıyor.

İstanbul'da bir inşaat şantiyesinde çalışan ve güvenlik gerekçesi ile ismini vermek istemeyen inşaat işçileri, aylardır memleketlerinden uzakta İstanbul'da çalıştıklarını söylüyor. Bir işçi, "Bir ay çalışmasam aç kalacağım. İnşaat alanları temiz ve hijyenik değil. Koronavirüs önlemleri çok yetersiz. Şantiye'de sadece işçilerin ateşlerini ölçüyorlar. Bir an önce daha fazla önlem almaları gerekiyor" dedi.

İŞÇİLER SÖMÜRÜLÜYOR

İnşaatta çalışmak için Van’da Adapazarı’na giden ve adını gizli tuttuğumuz bir işçi, işçilerin hijyen olmayan ortamda ve şartlarda çalıştığını belirterek, koronavirüs salgının her an işçilere bulaşabileceği endişesini dile getirdi. 

Hemen hemen her gün onlarca kişinin giriş-çıkış yaptığı inşaat alanında herhangi bir sağlık kontrolü ve denetimin olmadığını dile getiren işçi şöyle konuştu: "2 aydır Adapazarı’nda hükümete yakın olan Cengiz İnşaat’ta çalışıyorum. Burada yaklaşık 90 kişi çalışıyor. 

İşçilerden herhangi bir sağlık raporu istenmediği gibi, sağlık taramasından da geçirilmiyor. Özellikle yemek yediğimiz ortam çok kötü durumda. Yemekler hijyensiz ortamda hazırlanıyor. Yiyeceklerde ortalıkta ve hep açık şekilde. Yattığımız koğuşlar 3 kişilik yerler olmasına rağmen en az 10 kişi kalıyor. Burada işçilere kimse değer vermiyor. Böyle devam etmesi halinde bu illerde çalışan binlerce işçinin virüse yakalanma riski var. 

Aynı işçi maruz kaldıklarını şöyle anlattı: "Cengiz İnşaat’ta işçiler sömürülüyor. 2 aydır çalışıyorum ama hakkımı alamadım. 2 ayın sonunda bana bin lira verdiler geri kalan paramı vermediler. Sadece ben değil, burada çalışan Kürt işçilerin hepsini sömürüyorlar. Hiçbir işçinin parasını tam vermiyorlar. İtiraz edenleri de işten çıkartıyorlar. 3 gün önce işten ayrıldım Adapazarı Otogarı’na geldim. Şehirler arası yolculuk yasak olduğu için 2 gün otogarda kaldım. Bizi mağdur ettiler."