İstanbul'da 1 Mayıs: Devran döndü, bu düzene son vereceğiz

Maltepe Meydanı’ndaki 1 Mayıs mitinginde, "Bu adaletsiz düzene son vermeye ant içmek için bir aradayız. Devran döndü. Bugün karar anı" mesajı verildi.

İstanbul’da Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), Diş Hekimleri Birliği (TDB) ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) öncülüğünde Maltepe'de görkemli 1 Mayıs mitingi düzenlendi.

İşçi ve emekçiler başta olmak üzere kadınlar, gençler ve her renkten yüz binlerce kişinin buluştuğu mitingde, coşku bir an olsun dinmedi. Kortejler halinde Marmaray İdealtepe Durağı’ndan alana akan halk, miting boyunca 14 Mayıs’ta AKP-MHP iktidarının gönderileceğini haykırdı.

İMRALI TECRİDİ PROTESTO EDİLDİ

Yine mitinge damga vuran gündemlerden biri de İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde ağırlaştırılmış tecrit altında tutulan ve 26 aydır haber alınamayan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın durumu oldu. Sık sık atılan sloganlarla İmralı tecridine tepki gösterildi. Tecrit, yoksulluk, emek sömürüsü, kadın katliamları, depremlerdeki ihmalkarlık ve 21 yıllık AKP iktidarının yarattığı tüm yıkım ve krizlere karşı öfkeleriyle alanı dolduran kitle, uzun süre halaylar çekerek coşkularını yansıttı.

Kaldıraç üyelerinin açtıkları pankart demir çubuk olduğu gerekçesiyle miting alanına alınmazken, polis 4 Kaldıraç üyesinin de aralarında bulunduğu 8 kişiyi test kelepçe yaparak gözaltına aldı. Gözaltılara, "Baskılar bizi yıldıramaz" ve "Kahrolsun faşizm" sloganıyla tepki gösterildi. Gözaltılar sonrası alandaki gerginlik bir süre devam etti.

Marşların ardından oyuncu Orhan Alkaya’nın sunumuyla 1 Mayıs Andı’na eşlik eden yüz binler sık sık “Gün gelecek, devran dönecek, AKP halka hesap verecek”, “Bijî biratiya gelan” ve “Birleşe birleşe kazanacağız” sloganları attı.

 'ADALETİ YOK ETTİLER'

Daha sonra DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, KESK Eş Genel Başkanı Şükran Kablan Yeşil, TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı, TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Korkmaz, TDB Merkez Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Tarık İşmen, sahneye çıkarak kitleyi selamladı.

Mitingde ilk olarak konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu sözlerine, “Yıllardır haksızlığın, hukuksuzluğun, yasakçılığın, talanın, yalanın, egemen olduğu bir rejimde yaşıyoruz. Bu düzenle hepimizi yoksullaşırtırdılar. Özgürlüklerimizi, halkımızı ve haklarımız gasp ettiler, adaleti yok ettiler. Bu güzel ülkenin taşını, toprağını kendi servetleri gibi kullandılar. Yağmaladılar, kirlettiler. Bir doğal afet olan depremi bir felakete dönüştürdüler. Bunun bedelini çok acı ödedik” diyerek başladı.

'14 MAYIS'TA DA OMUZ OMUZA OLACAĞIZ'

Çerkezoğlu, “Yan yana, omuz omuzayız. Kötülük ve iyilik, yalanla doğru, arsızlıkla tevazu, hırsızlıkla alınteri, istimlakla hürriyet arasında seçim yapacağımızı 14 Mayıs’ta yan yana, omuz omuza olacağız. Ve bu kötülük düzeninden hep birlikte kurtulacağız. Haramilerin saltanatını yıkacak mıyız? Ekmeğimizi patronların insafına, haklarımızı tek kişinin keyfine bırakan bu düzeni yıkacak mıyız? Bu daha başlangıç. Bu düzeni değiştirecek üretimden gelecek gücümüzle eşitliğin, özgürlüğün, adaletin, barışın ve kardeşliğin, emeğin Türkiye’sini hep birlikte kuracağız” dedi.
Taksim Meydanı’nın yasaklı olduğu son 1 Mayıs’ı kutladıklarına dikkat çeken Çerkezoğlu, şöyle dedi: “Gelecek yıl Gezi Parkı’nda buluşacağız. Yitirdiğimiz evlatlarımızın adını taşıyan ağaçların arasında and olsun ki kol kola yürüyecek ve Taksim Meydanı’na gideceğiz. Nazım Hikmet’İn de dediği gibi  ‘Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine, bu hasret bizim’. Yolumuz açık olsun.”

 KABLAN: HESAP VERECEKLER
 “1 Mayıs’ta emekçilerin, işçilerin, işsizlerin, emeklilerin, kadınların, gençlerin, LGBTİ+’lerin bitmeyen bir öfkesi var” diyen KESK Eş Genel Başkanı Şükran Kablan Yeşil, ülkedeki “tek adam rejimi”nin yarattığı çoklu krizlere değinerek, “Pandemiden savaşlara ekonomik krizden ekolojik yıkıma, yaşamımızı talan eden bu tek adam rejimine yönelmiş bitmeyen bir öfkemiz var bu 1 Mayıs’ta” dedi. 6 Şubat depreminde yaşamını yitiren depremzedeleri de anan Kablan Yeşil, “3 ayı geçti hala en insanı ihtiyaçlar karşılanmadı. Buna karşı çadırların çalındığı, gıda kolilerin seçim aracına taşındığı öfke var bugün bu meydanda” dedi. Biz bir kez daha söz veriyoruz, sesimizi enkazın altında boğan bu iktidarla, tek adam rejimiyle hesaplaşacağız, yargı önünde hesap verecekler” dedi.
Kablan, “Gezi Direnişi tutsaklarının, adalet mücadelesinin öfkesi var bugün bu meydanlarda. Bu öfkeniz 1 Mayıs’tan 14 Mayıs’a, mutlu bir geleceğin filizleneceğinin umudu da var bugün. İstanbul Sözleşmesi’ni yeniden hayata geçirmenin yeniden umudu ve iradesi var 1 Mayıs alanlarında” şeklinde konuştuğu sırada yüz binler hep bir ağızdan “Jin jiyan azadî” sloganı attı.

GEZİ TUTSAKLARINA SELAM

 TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz da sözlerine bir yıldır tutsak bulunan Mücella Yapıcı, Tayfun Kahraman, Can Atalay’a ve diğer Gezi davası tutuklularına selam göndererek başladı.

FİNCANCI: YASTA AMA ÖFKELİYİZ

“Yasta ama çok da öfkeliyiz” diyerek sözlerine başlayan TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı ise “Biz kararlıyız birlikte değiştireceğiz” vurgusu yaparak, şöyle konuştu: 1 Mayıs’ta yasımız da öfkemiz de bizi zapturapt altına almaya çalışanlara, memleketi enkaz altında bırakanlara inat emeğimizle ördüğümüz örgütlü dayanışmamızla her zamankinden kararlı. Meydanlarda, yollarda, grevlerde emeksizleştirilen, umudunu yitirmekte olan meslektaşlarımızın ssi olduysak bugün de haklarımız için özgür demokratik ülkede barış içinde yaşamak için mücadeleye hazırız. Cumhuriyetin ikinci yüzyılında, ilk yüzyılda yüzleşemediklerimizle, bu kölelik düzenine bizi mahkum eden, afetleri felaketlere dönüştürmekten zerre kaçınmayan, bizleri susturmaya çalışarak hapse atanlardan tam da şimdi karşılaşma zamanı. Emek bizim söz bizim gelecek hepimizin. Söz veriyoruz, birlikte değiştireceğiz.”

İŞMEN: TOPLUMUN YARISINDAN ÇOĞU AÇLIK SINIRININ ALTINDA

Toplumun yüzde 60’ının açlık sınırının altında yaşadığını vurgulayan TDB Merkez Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Tarık İşmen, “Toplumda derin ayrıştırmalar sağlayarak hak arama çabaları zayıflatılmaya, sindirilmeye çalışıyor. Emekçiler, alınteri dökenler bugün yeni bir toplumsal düzen için mücadele ediyor. Bizler eşit, özgür, demokratik bir ülkede bir arada yaşamak istiyoruz. Bizler insanca bir yaşam istiyoruz. Bu 1 Mayıs gelecek güzel günlerin müjdesi olacak” ifadelerini kullandı.

Konuşmaların ardından miting alanından “Tayyip istifa” sloganları yükselirken, DİSK, KESK, TTB ve TDB’nin ortak metni Kürtçe, Arapça ve Türkçe olmak üzere 3 dilde okundu.

Açıklamanın Türkçesini metal işçisi Betül Oral, Kürtçesini KHK’li KESK üyesi Ekin Demirkan, Arapçasını ise Taha Algazi okudu.

'İKTİDAR İŞÇİDEN ALIP PATRONA VERDİ'

Kurumların ortak hazırladığı metin şöyle:
 "Bu ülkedeki tüm yasakların simgesi olan Taksim 1 Mayıs alanının yasaklanmasını kabul etmediğimizi ve bu yasakçı düzene son vereceğimizi bugün bir kez daha buradan ifade ediyoruz. Yılın 365 günü ezilen, sömürülen, horlanan, yok sayılan milyonlar 1 Mayıs alanlarında dünyanın dört bir yanında taleplerimiz ve umutlarımız için omuz omuzayız. Bugün dünyanın dört bir yanında hakları için, adalet için, demokrasi için, barış için mücadele eden işçiler, emekçiler, gençler, kadınlar seslerini 1 Mayıs alanlarında buluşturuyor. 1 Mayıs alanlarında yüzümüzü birbirimize ve dünya işçi sınıfına yüzünü dönüyoruz.
Ekmeğimiz her geçen gün küçülüyor. Ardı arkası kesilmeyen zamlarla yaşam mücadelesi verirken, bu ülkeyi yönetenler çakarlı jipleriyle hava atıyor. Sadece başkanlık rejimi boyunca 4 yılda 5,5 milyon işsize 3,5 milyon yeni işsiz daha eklendi. Biz emekçilerin milli gelirden aldığı pay yüzde 38’den yüzde 25’e düştü; sermayenin payı yüzde 44’ten yüzde 57’ye yükseldi. İşçiden alıp patronlara verdiler. Fakirden çalıp zenginin kasasını doldurdular. Dar gelirliden alıp rantiyeye kaynak aktardılar. Sözün özü memleketi bir şirket gibi yönettiler. Şirket gibi yönettikleri ülkede salgında, depremde, ekonomik krizde en ağır bedelleri biz ödedik ama onların geliri de serveti de katbekat büyüdü.

SAVAŞ POLİTİKALARINA TEPKİ

Bizler bir olup karşılarına dikilmeyelim diye her alanda ayrımcılığı kışkırttılar, baskıları arttırdılar. Eleştirenin, sorgulayanın, soru soranın, hak, hukuk, adalet isteyenin sesini kısmak için her yolu denediler. Konuşanın kapısına polis dayandı, seçme, seçilme hakkı yok sayıldı. Sürekli olarak iç ve dış düşman yaratarak şovenizm, cinsiyetçilik, ırkçılık, mezhepçilik ve savaş politikaları kışkırtıldı. Kürt sorununun çözümsüzlüğü ile toplumsal kutuplaşma yaratılmak istendi. Sınıfsal eşitsizliklerin yanı sıra toplumsal cinsiyet eşitsizliği de derinleşti. Kadınların omuzlarına yıkılan hane içi iş ve bakım yükü artıyor. Kadına yönelik şiddet tırmanıyor. Kadınlar bir yandan işsizliğin, bir yandan esnek çalışma biçimlerinin ve güvencesizliğin hedefi haline geliyor. Bu ateşten günlerde kadınların güçlendirilmesi gerekirken, İstanbul Sözleşmesi gibi kazanımlar iktidarın hedefi oluyor.

'BUGÜN KARAR ANI'

İktidarın tepesindekiler farklı cinsel yönelimleri hedef haline getiriyor, yaşam haklarını bile çok görüyorlar. Tek sesli medyanın propaganda yayınlarıyla gerçekler perdelenmek isteniyor, hakikate dair çığlıklar, baskı, şiddet, sansür ve devlet zoru ile bastırılmak isteniyor. Hakikatin peşindeki gazeteciler işsiz kalıyor, tutuklanıyor. Ama ne yaparlarsa yapsınlar yine de başaramıyorlar. İşçiler işine, aşına, ekmeğine sahip çıkıyor; gençler geleceklerine. Haklarını savunan kamu emekçileri; etik ilkeleri savunan iyi hekimlikten vazgeçmeyen hekimler; bilimi ve tekniği halkın çıkarları için kullanan mühendisler susmadı, susmayacak. Kadınların eşitlik ve özgürlük taleplerini, şiddete karşı mücadelemizi hiçbir şiddetle bastıramadılar; doğasına ve kentine sahip çıkanların önünü alamıyorlar. Adalet, barış, kardeşlik ve eşit yurttaşlık mücadeleleri dimdik ayakta. Ve nihayet hep dediğimiz gibi gün geldi, devran döndü…

Bugün artık bir karar anındayız. İşçilere, kamu emekçilerine, emeklilere, doğaya, kadınlara, gençlere, çocuklara, bugünümüze ve geleceğimize büyük zararlar veren; bu ülkeye, bu halka zararlı olan bu otoriter rejime son vermek için yan yana, omuz omuzayız. Bu adaletsiz düzene son vermeye ant içmek için bir aradayız. Yeni bir toplumsal düzen için yeni bir başlangıç için 1 Mayıs alanlarındayız. Bu ülkenin tüm değer ve güzelliklerini üreten biz işçilerin, emekçilerin yöneten olduğu bir düzen kurma irademizle 1 Mayıs alanlarındayız. 2023 1 Mayıs’ı yeni bir başlangıçtır. Emeğin, eşitliğin, özgürlüğün, demokrasinin, barışın, laikliğin hâkim olduğu, işsiz kalınmadığı, aç yatılmadığı bir dünya ve ülke için 1 Mayıs yeni bir başlangıç. Biz tüm sömürülenler, yoksullaşanlar, ezilenler olarak bu düzeni değiştirme, 84 milyonun insanca yaşayacağı bir ülkeyi inşa etme gücümüz var. Emek Bizim, Gelecek Bizim! Yaşasın 1 Mayıs! Biji Yek Gulan!”

Metnin okunmasının ardından miting, halaylarla son buldu.