İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri: Bu kararın hükmü yok!

Suruç davasının tek bir sanığa ceza verilerek kapatılmasını protesto eden İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri, katliamın tüm sorumluları hesap verene kadar mücadelenin süreceğini vurguladı.

İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri, Suruç katliam davasının tek bir sanığa yüklenerek kapatılmasını Kadıköy Süreyya Operası önünde protesto etti. Polis ablukasın altında gerçekleşen eyleme, HDP Milletvekili Musa Piroğlu yanı sıra çok sayıda siyasi parti ve demokratik kitle örgütü temsilcisi katıldı. “Suruç’un hesabı sorulacak” yazılı pankart ile dövizlerin taşındığı eylemde, sık sık, “ Suruç’un hesabı sorulacak”, “ Suruç için adalet herkes için adalet”, “ Katil IŞİD işbirlikçi AKP” sloganları atıldı.

‘UNUTMAYACAĞIZ, AFFETMEYECEĞİZ, HESAP SORACAĞIZ’

Eylemde HDP Milletvekili Musa Piroğlu bir konuşma gerçekleştirdi. Tarih boyunca iktidarların kendi suçlarını tek kişiye yıkıp, o davayla hesaplaştıklarının yanılgısını yaratamaya çalıştıklarını kaydeden Piroğlu, “Bugün benzer bir durumla karşı karşıyayız. Bu ülkenin en kanlı ve en vahşi katliamlarından biri sadece bir kişinin sırtına yıkılarak, kapatılmak isteniyorlar. Suruç için adalet arayışı ve mücadelesi, adil bir dünya kurma arayışıdır” dedi.

İktidarın, yargıyı bir sopaya çevirerek ve paramiliter zor aygıtlarıyla halkın üzerine giderek varlığını devam ettirmek istediğine işaret eden Piroğlu, Suruç’un tam da bu iktidarın bugüne gelişinin hikayesini anlattığını kaydetti. Suruç ile hesaplaşmanın, bugünkü zalimlerle hesaplaşmak ve yarın yeni katliamlar olmasına izin vermemek olduğunu vurgulayan Piroğlu, “Suruç’a seyirci kalmak, benzer katliamlara davetiye çıkartmak demektir. Suruç davası halkın vicdanından aklanmadan, katliamın tüm sorumlularının yargılanmadan, hiç kimsenin mutlu düşler kurmaya yeltenmesin. Çünkü Suruç, peş peşe gelen katliamların en önemli köşe taşıdır. Çünkü Suruç, bu ülkede iktidarın sandıktan galip çıkmak için neleri göze aldığının göstergesidir. Sandıkları bekleyenler bu iktidarın neler yapabileceğini Suruç’ta, Ankara’da ve bir dizi katliamda görebilirler. Eğer ortada siyasi cinayetler lafları dolaşıyorsa, eğer ortalıkta bu iktidarın her şeyi yapacağı lafları dolaşıyorsa bunun sebebi Suruç ve Ankara katliamlarıyla hesaplaşılmamış olmasıdır” diye konuştu.

Suruç katliamının sadece yaşamını yitirenlerin ve onların ailelerin değil herkesin sorunu olduğunun altını çizen Piroğlu, Suruç’un bu ülke tarihinin karanlık geçmişinin başladığı yerlerden biri olduğunu vurguladı. Piroğlu, Suruç’u aydınlatmanın, ülkenin karanlığa ışık tutmak olduğunu kaydederek, “ Unutmayacağız, affetmeyeceğiz, hesap soracağız” dedi.

‘KATİLLER VE İŞBİRLİKÇİLER KORUNDU’

Konuşmanın ardından İstanbul Emek ve Demokrasi Güçleri adına açıklamayı okuyan Ezgi Bahçeci, 20 Temmuz 2015'te SGDF'nin çağrısıyla "Beraber Savunduk Beraber İnşa Edeceğiz" şiarıyla örgütlediği, yıkılmış bir kent olan Kobanê'yi inşa çalışmasına katılmak için Amara Kültür Merkezi'nde buluşan yüzlerce sosyaliste devlet-IŞİD iş birliğiyle yapılan katliamın davası 22 Ekim'deki duruşma ile sonuçlandırıldığını hatırlatarak sözlerine başladı. Suruç’la başlayan katliamlar 10 Ekim Ankara Gar katliamı, Antep katliamı ile devam etti ve sayısız katliam gerçekleştirildiğini anımsatan Bahçeci, ancak Suruç davası gibi Antep davası da kapatıldığına dikkat çekti.

Suruç katliamının suç ortağı olan devletin , katliamın ardından dosyaya 18 ay boyunca gizlilik kararı uyguladığını belirten Bahçeci, ailelerin, yaralıların, avukatların ve sosyalistlerin mücadelesi sonucu davanın sürdüğünü vurguladı. 21 ay sonra sanıksız başlayan Suruç katliamı davasında, dosyanın tek tutuklu sanığı ve aynı zamanda Ankara Gar katliamının da sanığı olan Yakup Şahin bir kez olsun mahkeme salonuna getirilmeyerek korunduğuna dikkat çeken Bahçeci, “Dava, Urfa'nın Hilvan ilçesine alınarak gözlerden uzak bir yargılama süreci sürdürülmeye çalışıldı. Aileler ve avukatların tüm talepleri yargılama süresince reddedildi. Katiller ve işbirlikçiler korundu. Dün mahkeme salonunda adalet isteyen aileler ve yaralıların dinlenmesini engellemeye çalışanlar, avukatlarla aralarına barikat çekenler, Yakup Şahin'e ‘Bu tartışmaları dinlemek istemiyorum. Karar vereceğiniz zaman beni bağlayın’ deme cesaretini verdi. Katliamın tek tutuklu sanığı olan Yakup Şahin hakkında ‘tasarlayarak öldürme’ suçundan 34 kez ağırlaştırılmış müebbet, aynı maddeden 70 kez 27 yıl hapis cezası verildi. Böylelikle katliam münferit bir olaya bağlanıp katliamın ardındaki gerçek, yargı eliyle karartıldı” diye konuştu.

‘TÜM KATLİAMLAR AYDINLATILANA DENK MÜCADELE SÜRECEK’

Bahçeci, 33 düş yolcusunu katleden, katliamcı IŞİD çetesini ve işbirlikçi faşist AKP-MHP iktidarını aklama çabasını sürdüren mahkemenin ise, duruşma salonunda adalet isteyen ESP Eş Genel Başkanı Şahin Tümüklü, Suruç yaralıları Çağla Seven, Koray Türkay ve katliamda oğlunu kaybeden Feti Aydın ile Suruç İçin Adalet Platformu avukatlarından Sezin Uçar hakkında suç duyurusunda bulunduğuna dikkat çekti. “Devlet; yerel mahkemesinden Anayasa Mahkemesi’ne, polis fezlekelerinden istihbarat şebekelerine tüm kurumlarıyla Suruç davasını kapatarak unutturmak istedi” diyen Bahçeci, Anayasa Mahkemesi’nin ( AYM) yakın zamanda almış olduğu karar bunun en yalın örneği olduğuna işaret etti. Katliamın gerçekleşeceğini bildiği halde hiçbir önlem almayan Suruç Emniyet Müdürü Mehmet Yapalıal hakkında verilen para cezası kararına itiraz ederek AYM’ye başvuran Suruç aileleri ve tanıklarının başvurusu reddeden AYM’nin, SGDF ve Suruç’ta katledilen 33 düş yolcusu sorumlu ilan edilerek hedef gösterildiğini hatırlattı.

2015’den bugüne dek katliamın aydınlatılması için adalet mücadelesi yürütüldüğünü anımsatan Bahçeci, “ Bu kararın bizler için bir hükmü yoktur. Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri olarak Suruç ve tüm katliamların aydınlatılması için sokakta olmaya ve mücadele etmeye devam edeceğiz” vurgusunda bulundu.