Özgür belediyeciliğe devlet saldırıyor

PAJK Koordinasyonu Üyesi Koçerin Amed, özgür belediyeciliğin, devletçi belediyeciliğe karşı zihniyet, biçim ve pratik onlamda ciddi bir alternatif olduğu için devletin saldırısına uğradığını söyledi.

PAJK Koordinasyonu Üyesi Koçerin Amed, özgür belediyeciliği, ortaya çıkaran nedenleri, ideolojik dayanaklarını, toplumsal örgütlenme modelinin nasıl oluştuğunu ve devlet saldırısının kaçınılmazlığını anlattı.

ÖZGÜR BELEDİYECİLİK NEDİR?

Özgür belediyeciliğin, demokratik özerkliği esas aldığını, çünkü Demokratik Ulus’un, demokratik özerk yönetimlere dayanan bir zihniyete sahip olduğunu belirten PAJK Koordinasyonu Üyesi Koçerin Amed, farklılıkların zenginliği ve özgürleştirici birliğinin, bu özerk ve özgür gelişim zemininde ortaya çıkardığı gerçekliğiyle yaklaştığını ve buna göre kendini dizayn ettiğini söylüyor. Bu anlamda demokratik özerkliğin toplumsal örgütlenmeye dayanan perspektifinden beslendiğini kaydeden Amed, şöyle devam ediyor: “Pratik aşamasında yerelde yaşayan tüm halkların temsiliyetini sağlayarak, çok dilliliği benimseyerek hizmetlerini sunar. Temel zihniyet olarak eşbaşkanlık sistemini esas alır. Eşbaşkanlık sistemi ile kadının özgün-özerk örgütlenmesiyle cins mücadelesini daha da derinleştirerek yaymayı ve toplumsal anlamda kadın özgürlükçü zihniyeti geliştirir. İktidar tekelciliğinin kurumsallaştığı klasik belediyeciliğin; elit, bürokratik, mevki ve makama dayanan, halktan koparan yöntem ve araçlarını ortadan kaldırır. Doğa-insan, birey-toplum, kadın-erkek, genç-çocuk, engelli-yaşlı, kültürel-inançsal birliktelik ve farklılıklarına dayalı eşit, özgür ve adil bir yaşamı öngörerek, onun inşasını geliştirir. Tek bir insanın mağdur olmadığı, dışta kalmadığı bir yaşam ve belediyeciliktir.”

EŞİT TEMSİLİYET VE EŞBAŞKANLIK

Özgür belediyecilik anlayışında eşit temsiliyet ve eşbaşkanlığın önemine dikkat çeken Koçerin Amed, demokratik toplum mücadelesi ve örgütlülüğünün ulaştığı düzeyin, kadın ve erkeğin egemenlik-kölelik ikilemini aşarak özgür eş yaşam zemininde kimlik kazanmasının önünü açtığını hatırlatıyor. “Bu mücadele geleneğinden beslenen anlayışımız, eşbaşkanlık sistemine ve eşit temsiliyete dayalı zihniyet ve kurumsallaşmayı esas almış ve bunun uygulayıcısı olmuştur” diyen Amed, dolayısıyla toplumsal yaşam alanlarının örgütlendirilmesinin tüm aşamalarında eşit temsiliyeti geliştiren bir anlayışı oturtma çabası içinde olunduğunu vurguluyor. Amed, eşbaşkanlık sistemi ile özgür belediyecilik buluşmasının hedefini şöyle izah ediyor: “Eş güdüme, tamamlayıcılığa, iş ve rol koordinasyonuna dayalı toplumsal örgütlenmeye kadının katılımını en üst düzeye taşımayı, demokratik kültürü ve demokrasiyi eşbaşkanlıktan başlayarak tüm toplum içinde yaygınlaştırmayı hedefler. Özgür belediyecilik, doğrudan katılımı esas alan, şeffaf, hesap verebilir yol ve yöntemlerin öğrenildiği, halkın öz örgütlülük ve yönetim alanları olduğu için mevcut belediyeciliği aşar. Halka ait alanları, halk için halkla birlikte kullanır. Hileyle çalınan toplum değerlerini, halkın mücadelesiyle yine halkın yaşamına yerleştirir. Bununla birlikte özgür belediyecilik zihniyetini yaratıp kalıcı bir değere dönüştürmeyi hedefliyor. Devleti küçülterek, yerel, bölgesel yönetimleri güçlendirmeyi esas alan anlayışla toplumsal sorumluluğu ve yönetimi yerele devreder. Herkesin kimliği, kültürü ve anadiliyle aktif bir şekilde yaşama katıldığı, ahlaki ve politik insan olma gerekliliklerine inandığı, toplumcu yaşamı benimser. İşlerin toplumla birlikte planlandığı ve yapıldığı, eşit hizmet anlayışına göre hizmet üretildiği bir zeminde çalışmalarını sunar.”

EKOLOJİ VE ÖZGÜR BELEDİYECİLİK

PAJK Koordinasyonu Üyesi Koçerin Amed, eşbaşkanlık ve eşit temsiliyeti esas alan özgür belediyeciliğin ekolojik olmasının temel tamamlayıcı özelliklerinden olduğunu belirtiyor. Koçerin Amed, şunları söylüyor: “Ekolojik toplumsal yaşamı, doğa-insan, insan-doğa dengesini kurarak alternatif yaşam örgütlenmeleri ile akıl kadar, duyguya yer veren, toplumsal ve mekânsal düzenlemeleri geliştirerek yaşam alanlarına nefes boruları açmayı hedefler. Üretirken ve tüketirken doğa, toplum ve insanı esas değer olarak kabul eder. Bu temelde ekolojik belediyecilik anlayışı benimsenmiş, yerleşik yaşam alanlarını ekolojik köy ve kent olarak görerek, tekelleşmenin her biçimine karşı durarak; toplumla, toprakla, kırla ve tarımla yeniden buluşacak zihniyet ve anlayışla yaklaşır. Kamu yönetiminin temelini oluşturan, merkez-yerel dengesini merkezden yerellere doğru kaydıran; özellikle eğitim, sağlık ve sosyal hizmetler gibi temel kamu hizmetlerinin yönetim yetkisini yerel yönetimlere devreden, halkın doğrudan katılımı ile gerçek demokratik yaşamı benimseyip inşa eder. Önderlik, yerel yönetimleri ele aldığında yeryüzünü kurtarma hareketi olarak değerlendiriyor. Toplumların kendi kendilerini yönettiği, kendi kararlarını kendilerinin aldığı ve hayata geçirdiği bir sistem şeklinde tanımlıyor.”

DEVLET NEDEN ÖZGÜR BELEDİYECİLİĞE SALDIRIYOR?

Demokratik, ekolojik kadın özgürlükçü paradigma esasına dayanan özgür belediyeciliğin, erkek egemen iktidarcı zihniyet üzerinde ciddi anlamda baskı oluşturduğunu ve farklılığını ortaya koyduğunu söyleyen Amed, devlet belediyeciliğinin   iktidar, rant ve erkek egemen anlayışına dayanarak kendi varlığını korumaya çalıştığını belirtiyor. Topluma ait olanı toplumdan alarak toplum karşıtı haline getirilen belediyelerin siyasi anlamda iktidarını pekiştirme, ekonomik anlamda toplumu sömürme, yerel anlamda ise tek adam, erkek başkan, elitlerin hakkı olarak dizayn edildiğinin altını çizen Amed, şunları vurguluyor: “Tam da bu noktada bunun tam tersi bir belediye zihniyet ve pratiği geliştiğinde, yönelme ve gasp edilme nedeni olarak görülüyor. Özgür belediyecilik, Demokratik Ulus’un demokratik özerkliğe dayanan yerel yönetim ve belediyecilik anlayışının hayat bulmasıdır. Belediyelerin, özünde halkın yönetimi ve kurumu olduğu gerçeğinden hareketle devletçi iktidarcı zihniyet ve kurumlaşmadan kurtararak, gerçek özüne kavuşturulmasının zihniyeti ve pratiğidir.”