ÖHD’den TBB ve barolara 'İmralı tecridi' çağrısı

ÖHD'li avukatlar, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik ağırlaştırılmış tecridin son bulması TTB başta olmak üzere tüm baroları göreve davet etti.

Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) İstanbul Şubesi, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik ağırlaştırılmış tecridin son bulması ve avukatları ile görüştürülmesi talebiyle Türk Barolar Birliği (TBB) ve Adalet Bakanlığı’na yaptıkları başvuruların takibi için İstanbul Barosu’na “harekete geç” başvurusunda bulundu. Dernek, başvurunun ardından dernek binasında basın toplantısı düzenledi.  Toplantıya, ÖHD Şube Eşbaşkanı Gürkan İstekli ve çok sayıda avukat da katıldı.
İlk olarak söz alan ÖHD İstanbul Şube Eşbaşkanı İstekli, Türkiye ve Kürdistan’dan 775 avukatın 10-11 Haziran tarihinde Adalet Bakanlığı’na yaptığı başvuruyu anımsattı. İstekli, “Başvurumuza 4 aydır Adalet Bakanlığı tarafından herhangi bir dönüş yapılmadı. Biz de bugün müvekkillerimizle görüşülmesi ve başvurulara sonuç alabilmek için İstanbul Barosu’na başvuruda bulunduk. Bugün Kürdistan’da yürütülen savaşın Sayın Öcalan üzerinde yürütülen tecritten bağımsız olmadığı fikrindeyiz. Demokratik bir çözüm için Sayın Öcalan’dan bir an önce haber alınması ve bir diyalog kurulmasını istiyoruz” dedi.

'İMRALI KAPILARI AÇILMALI'

Toplantıda söz alan ÖHD yöneticilerinden Avukat Eda Önal, Sayın Abdullah Öcalan, Ömer Hayri Konar, Veysi Aktaş ve Hamili Yıldırım’dan 2 yılı aşkın süredir haber alınmadığını ifade etti. Önal, bu durumun son bulması için yapılan girişimlerin de sonuçsuz bırakıldığı ifade etti.

Önal, 27 Temmuz 2011’den itibaren Abdullah Öcalan’ın avukatları ile görüştürülmediğini belirterek, 8 Kasım 2018’de Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Leyla Güven ve binlerce tutsağın sürdürdüğü açlık grevi ile tecritte gedik açıldığını ancak daha sonra tekrardan İmralı kapılarının kapatıldığını kaydetti. Bu durumun ardından Abdullah Öcalan’ın 5 defa avukatları ile görüştüğünü anımsatan Önal, “Hapishanede tutulan hiç kimsenin ulusal veya uluslararası mevzuata dayanılarak avukat görüşünün bu denli engellenmesinin mümkün olmadığı, yani bu istisna halinin yasal olmadığı herkesçe bilinmektedir. Yine İmralı’nın mevcut hukuk sisteminde bir kara delik olarak kullanılmaya çalışıldığı ortadadır” dedi.
Yaptıkları başvurulara da işaret eden Önal, “Bizler hem İmralı’da uygulanmakta olan hukuk dışı tecridin aynı zamanda Türkiye’nin en yapısal sorunu olan Kürt meselesinde çözümsüzlük anlamına geldiğinin bilincinde olan ÖHD’li avukatlar olarak, bu kara deliğin daha fazla büyümemesi ve topluma daha fazla sirayet etmemesi için bugüne kadar çeşitli girişimlerde bulunup; 2021 yılı Mayıs ayında bizim öncülüğümüzle başlatılan tecride karşı kampanyada içerisinde çeşitli kurum ve barolardan hukukçuların yer aldığı 768 meslektaşımızın imzalarıyla basına açıklama yapmıştık. Bundan kısa bir süre sonra ÇHD, İHD, CİSST, TİHV, TOHAV gibi kurumlarla birlikte Tecridin sona erdirilmesi amacıyla Avrupa Konseyi İşkenceyi Önleme Komitesine (CPT) ortak bir başvuru yaptık” dedi.
Adalet Bakanlığı’na yaptıkları başvurulara da işaret eden Önal, uluslararası hukuk örgütleri olan ELDH, AED ve Lawyers for Lawyers’in başvurusuna dikkat çekti. Önal, “Tecride karşı harekete geçmesi ve İmralı’ya bir ziyaret gerçekleştirmesi amacıyla CPT’ye 5 Nisan 2022’de avukatlar günü vesileyle başvuru yapıp bunu da tüm kamuoyu ile paylaştılar.  Son olarak 10 Haziran 2022 tarihinde haksız avukat görüş engeline karşı 10-17 Haziran tarihleri arasında görüşme gerçekleştirmek için 775 avukat ile Bakanlığa başvuruda bulunmuştuk. Üzerinden 5 ayı aşkın bir süre geçmesine rağmen başvurumuza herhangi bir cevap verilmemiştir” diye konuştu.

'ÇÖZÜM ABDULLAH ÖCALAN İLE MÜMKÜN'

Abdullah Öcalan’ın Kürt sorununun demokratik ve barışçıl yollardan çözülmesi konusunda hazır olduğunu geçmişte de ifade ettiğini anımsatan Önal, “Her fırsatta ortaya koyan Sn. Öcalan ve İmralı’da tutulan üç tutsağa uygulanmakta olan tecride ve avukat yasağına karşı bundan sonra da meşru hukuk mücadelemizi kararlılıkla sürdürmek adına bu sefer de Barolara görevlerini hatırlatarak; İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde bulunan Sayın Abdullah Öcalan, Sayın Hamili Yıldırım, Sayın Ömer Hayri Konar ve Sayın Veysi Aktaş’ a uygulanan ağır tecrit koşullarının sona erdirilmesi, avukat görüş yasağının kaldırılması, müvekkillerin iç hukuk ve uluslararası mevzuattan kaynaklanan haklarının temini ile avukatlık görevinin yerine getirilmesi amacıyla girişim ve başvurularda bulunduk” dedi.

Baroların avukatlık kanununa göre hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak ve korumak, avukatların ortak ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla hareket etmesi gerektiğini ifade eden Önal, “Uzun yıllardır hapishanede tutulan ve avukatlarıyla görüştürülmeyen Sayın Abdullah Öcalan, Sayın Hamili Yıldırım, Sayın Ömer Hayri Konar ve Sayın Veysi Aktaş’ın süreç içerisinde müvekkillerin avukatları tarafından yapılan tüm hukuki girişimlerin sonuçsuz kaldığı, yerel ve uluslararası insan hakları kurumları, hukuk örgütleri ve sivil toplum kuruluşlarının konuya ilişkin girişimlerinden sonuç alınamadığı ve 775 avukat tarafından Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan başvuruya herhangi bir yanıt verilmediği göz önünde bulundurulduğunda avukatlık görevinin ifasını ve müvekkillerin adil yargılanma haklarını teminen başta Türkiye Barolar Birliği olmak üzere tüm Baroları göreve davet ediyoruz” şeklinde konuştu.