ÖHD: Cezaevleri işkence merkezlerine dönüştü

Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Amed Şubesi hasta tutsakların derhal serbest bırakılmasını isteyerek, cezaevlerinin işkence merkezlerine dönüştüğü tepisinde bulundu.

ÖHD Amed Şubesi, tahliye edilmeyerek ölüme mahkum edilen tutsaklara ilişkin adliye önünde açıklama yaptı.

ÖHD Eş Genel Başkanı Bünyamin Şeker, Halkların Demokratik Partisi (HDP) İl Eşbaşkanı Gülistan Atasoy, Baro Balkanı Nahit Eren, Tutuklu Hükümlü Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TUAY-DER), Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma Dayanışma Birlik ve Kültür Derneği (MEBYA-DER), 78’liler Girişimi Amed Şubesi ile çok sayıda avukat açıklamaya katıldı.

 ÖHD Diyarbakır Şubesi Yöneticisi Adile Salman, cezaevlerinde başta yaşam hakkı ihlalleri olmak üzere her türlü insanlık dışı ve onur kırıcı muamelenin uygulandığı birer işkence mekânları haline geldiğini söyledi.

Salman, “Mahpuslar yaşam hakkı ihlalinden işkenceye, sağlık hizmetlerine erişimden otoriter uygulamalara kadar ağır ve ciddi ihlaller ile karşı karşıyadır” dedi.

İhlallerin başında yaşam hakkına yönelik ihlallerin geldiğini ifade eden Salman, cezaevlerinde hasta mahpusların içinde durumu en ağır olanların kanser hastaları olduğunu, bunun yanı sıra kronik ve çoklu hastalıkları olanlar, akciğer hastaları, kalp hastaları, şeker ve tansiyon hastaları, yaşlı ve yaşamını tek başına idame ettiremeyecek kadar hasta olanların da olduğunu belirtti

Salman, “Ancak ne yazık ki Adalet Bakanlığı özellikle pandemi döneminde ağır hasta mahpusların tahliye edilmeleri ile ilgili yapılan tüm çağrılara sessiz kalmıştır. Bu sebeple kimi hasta mahpuslar için verilmeyen veya geç verilen kararlar da yaşam hakkı ihlaline yol açmaktadır. Cezaevlerinden ya tabutlar çıkıyor ya da mahpuslar tahliye edildikten kısa bir süre sonra hayatını kaybediyor” şeklinde konuştu.

Geçtiğimiz hafta Diyarbakır Kadın Kapalı Cezaevi’nde yaşamını yitiren Emel Haceroğlu’nun gecikmeli olarak hastaneye götürüldüğünü hatırlatan Salman, şöyle devam etti: “Gecikmeli olarak hastaneye çıkarıldığından yaşamını yitirmiştir. Yine Trabzon Beşikdüzü T Tipi Hapishanesinden yaklaşık olarak 8 ay önce tahliye edilen Nevzat Çapkın; tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirmiştir. Elazığ Hapishanesinden Zülfü Yıldırım, Urfa Hapishanesinden Bazo Yılmaz, Giresun Espiye L tipinden Mehmet Candemir’in ölüm haberleri alındı. Sadece 2022 yılına ait 50 hasta mahpusun ölüm bilgisi hasta mahpuslar açısından verilmeyen ya da geç verilen kararların yetersizliğinin en somut verisidir.

Defalarca yapılan infaz erteleme başvuruları, yapılan açıklamalar ve kamuoyu gündemine rağmen Mehmet Emin Özkan ve Aysel Tuğluk özelinde ağır hasta mahpuslar tüm başvurulara rağmen tahliye edilmeyerek yaşam hakları ihlal edilmektedir. En son yine geçtiğimiz günlerde Mehmet Emin Özkan, bulunduğu hapishanede fenalaşıp hastaneye kaldırılmış, birkaç gün yoğun bakımda tutulmasının ardından yine insanlık onuruyla bağdaşmayacak şekilde elleri kelepçeli olarak hapishaneye geri götürülmüştür. Burada yine şunu hatırlatmak isteriz ki; Mehmet Emin Özkan ve Aysel Tuğluk şahsında özellikle hasta mahpuslar başta olmak üzere hapishanelerde bulunan tüm mahpuslara uygulanan ağır hak ihlallerine bir an önce son verilmesi ve gerekli işlemlerin yapılarak tahliyelerinin önünün açılması gerekmektedir.”

Adalet Bakanlığı’na seslenen Salman, şöyle noktaladı: “Bu anlamda gerek siyasal iktidarın gerekse yetkililerin daha fazla ciddi sağlık sorunları ve ölümler yaşanmadan gerekli tedbirleri alması ve talepleri değerlendirmek üzere harekete geçmesi gerekmektedir. Sorunlara, temel hak ve özgürlüklerin esas alınarak yaklaşılması ve mahpusların taleplerinin bu doğrultuda değerlendirilerek çözüme kavuşturulması için Adalet Bakanlığını, ulusal ve uluslararası hukuk ve insan hakları kurumlarını bu anlamda harekete geçmeye davet ediyoruz.”