Özsoy: ABD ile 'ahbap-çavuş' döneminin sonuna gelindi

HDP Milletvekili Hişyar Özsoy, Joe Biden’ın ABD başkanı seçilmesiyle Trump’ın ahbap-çavuş tarzının sonuna gelindiğini belirterek, “Artık telefonun diğer ucunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın manipüle edebileceği, onu yaptırımlardan koruyacak bir lider yok” dedi

ABD'de yapılan 59. başkanlık seçimini resmi olmayan sonuçlara göre Demokratların adayı Joe Biden kazandı. Biden’ın seçilmesiyle nasıl bir siyasi denklem oluşacağı tartışılırken, ANF’ye konuşan HDP Milletvekili ve Dış İlişkiler Komisyonu Eş Sözcüsü Hişyar Özsoy, Joe Biden’ın siyaset yapma tarzının Donald Trump’tan çok farklı olacağını düşünüyor.

Değerlendirmesine seçim sonuçlarını yorumlayarak başlayan Özsoy, Donald Trump gibi ırkçı, cinsiyetçi birinin 70 milyon üzerinde oy almasının dikkat çekici olduğuna işaret etti. Özsoy bunun, artık siyasi karakter olmaktan çıkan Trump’a oy veren 70 milyon insanın önümüzdeki dönemde çok daha saldırgan bir şekilde Amerika’da önemli bir faktör olmaya devam edeceğinin sinyali olduğunu belirtti.

‘AMERİKAN TOPLUMU TEKRAR POLİTİZE OLDU’

Başkanlık seçimlerini kazanan Joe Biden’ın ise Demokratlar içinde en statükoya yakın ve en sağda yer alan bir isim olduğuna işaret eden Özsoy, daha solda duran diğer başkan adaylarının ise bir şekilde aday olamadığını hatırlattı.

Özsoy, Biden’ın normalleşme adı altında liberal demokratik statükoyu yeniden tesis etmeye ve Trump’ın kurumsal siyasette yarattığı ağır tahribatı onarmaya çalışarak göreve başlayacağını söyledi.

Siyah bir kadın siyasetçi olan Kamala Harris’in başkan yardımcılığına getirilmesinin de önemli bir husus olduğunu belirten Özsoy, dikkat çekici diğer noktanın ise 1980’li ve 1990’lı yıllarda iyice depolitize olan Amerikan toplumunun siyasete tekrar çok etkin bir şekilde müdahale etmenin yollarını araması olduğunu belirtti. ABD’de bu kadar katılımcı ve gerilimli bir seçim döneminin çok az yaşandığına işaret eden Özsoy, Amerikan toplumunun ciddi bir biçimde politize olduğu tespitinde bulundu.

‘TRUMP DÖNEMİNDE KURUMSAL DİPLOMASİ DİYE BİR ŞEY KALMADI’

Donald Trump’ın 4 yılda Amerikan kurumlarını büyük oranda dağıttığını, dünyayla ilişkilerinde de çok zorlandığını hatırlatan Özsoy, özellikle Avrupa ile ilişkilerinde tartışmadığı lider kalmadığını dile getirdi.

Ortadoğu ve özellikle Türkiye ile bağlantılarını, tamamen transaksiyonel ve ahbap çavuş ilişkileri üzerinden götürdüğüne dikkat çeken Özsoy, şunları kaydetti: “Örneğin Trump, Erdoğan ile ikili ilişkiler üzerinden diplomasi üretmeye çalışıyordu. O açıdan Trump döneminde kurumsal diplomasi diye bir şey kalmamıştı. Sadece Türkiye ile değil, hem Avrupa hem de Ortadoğu’daki liderlerle ilişkilerde de kendisinde başlayıp kendisinde biten bir siyaset ve diplomasi algısı vardı. Şimdi Biden ile bu değişecektir ve Amerika’nın kurumsal diplomasinin önü açılacaktır. Önümüzdeki dönemde Dışişleri Bakanlığı, Pentagon, Ulusal Güvenlik Konseyi gibi kurumlar güçlenecek ve Trump’ın dağıttığı, dibini oyduğu kurumlar restore edilerek harekete geçirilecek."

‘ARTIK DOSTUM SİYASETİ OLMAYACAK’

Bu değişimin Türkiye’yi de etkileyeceğini, farklı bir Amerikan siyaset tarzıyla karşı karşıya kalınacağını belirten Özsoy, “Artık telefonun karşısında Erdoğan’ın manipüle edebileceği bir lider yok. Biliyorsunuz, Cumhurbaşkanı Erdoğan sürekli, ‘Dostum Trump, dostum Putin’ diyerek hep dostum siyaseti yapıyordu. Ama Erdoğan’ın dostu artık orada olmayacak” dedi.

‘ABD-TÜRKİYE İLİŞKİLERİNDE BÜYÜK DEĞİŞİKLİKLER OLMAZ’

Öte yandan Biden başa geldi diye büyük değişiklikler beklemenin de bir yanılgı olduğuna işaret eden Ersoy, nihayetinde ABD-Türkiye ilişkilerinin 80 yıllık köklü ilişkiler olduğunu hatırlattı.

Amerika’nın kurulu düzeninin kolay kolay Türkiye’yi bir kenara bırakacak durumda olmadığını söyleyen Özsoy, Türkiye’nin sonuç itibariyle önemli bir bölgesel aktör, hâlâ bir NATO gücü, Avrupa Konseyi üyesi ve önemli bir ekonomik pazar olduğunu belirtti.

Ortadoğu yeniden dizayn olurken ABD’nin Türkiye’ye ihtiyaç duyacağını dile getiren Özsoy, zaten Erdoğan hükümetinin de bunu bildiği için limitleri çok fazla zorladığını ve Ortadoğu’da yayılmacı politikalar içine girdiğini belirtti.

‘BİDEN YÖNETİMİ İLK ETAPTA BEYAZ BİR SAYFA AÇMAYA ÇALIŞACAK’

Ancak Biden’ın siyaset yapma tarzının Trump’tan farklı olacağını belirten Özsoy, ilk etapta her iktidara yeni gelen gibi Türkiye’yi ikna etmek, yeni bir pozisyona sokmak için bir dönem diplomatik araçları kullanmaya çalışacaklarını söyledi.

Özsoy, şöyle konuştu: “Biden geldi, Erdoğan ile kavgaya tutuşacak, gerilim artacak diye düşünmek yanlış olur. Benim şahsi kanaatim, iktidara geldiği zaman, bütün iktidara yeni gelenler gibi beyaz bir sayfa açmaya çalışacak. Erdoğan ile müzakere etmenin koşullarını oluşturmaya uğraşacaktır. Türkiye’den zaten Biden ile çalışmaya hazırız mesajları hemen yükselmeye başladı. Biden yönetimi birkaç ay muhtemelen diplomatik kanalları zorlamaya çalışacak; fakat Türkiye ile Amerika arasında çok derinleşmiş yapısal sorunlar söz konusu ve onlar üzerinde çok kolay anlaşma sağlanamayacak. Örneğin S-400 meselesi, Halk Bank Davası, Amerika’nın Suriye’deki politik öncelikleri gibi birçok önemli çatışma alanı mevcut. Dolayısıyla birkaç ay hem Türkiye hem de Biden diplomasi ve müzakereyle meseleleri ele almaya çalışacak ama sonra daha gerilimli karşı karşıya gelmeler olacaktır.

‘TAVİZ VERİLMEZSE YAKLAŞIM DAHA DA SERTLEŞECEK!’

Erdoğan tavizler vermezse Biden döneminde Türkiye’ye yaklaşım daha da sertleşecektir. Biliyorsunuz, Trump, Türkiye’ye uygulanması yönünde karar çıkmış CAATSA (Amerika’nın Hasımlarına Yaptırımlar Yoluyla Karşı Koyma Yasası) yaptırımlarını çok uzun süredir Senato’da bloke ediyor ve bunu da Erdoğan ile şahsi ilişkileri üzerinden yapıyordu. Dolayısıyla Erdoğan’ı Halk Bank davasında koruyacak, yaptırımlardan koruyacak bir kalkan artık yok. Fakat Biden gelir gelmez de bunları uygulayacak değil. Dediğim gibi tekrardan diplomasi ve müzakere yolunu zorlamaya çalışacaktır. Pek umutlu olmasa da deneyecektir, sonuç alamazsa da Türkiye-Amerika ilişkilerinde bayağı gerilimli, hatta yaptırımlara doğru giden bir süreç yaşanabilir.”

‘KÜRTLERLE İTTİFAK DEVAM EDECEK’

Biden yönetimin Kürt meselesine yönelik olası yaklaşımını da değerlendiren Özsoy, Biden’ın Kürt meselesine aşina olduğunu, Kürdistan Bölgesel Yönetimi’yle ve oradaki siyasetçilerle yakın ilişkileri bulunduğunu belirtti.

Aynı zamanda, Biden’ın başkan yardımcısı olduğu dönemde, Amerika’nın Kobanê’ye müdahale ettiğini ve orada Kürtlerle DAİŞ’e karşı ittifak kurduğunu hatırlatan Özsoy, Biden’ın Türkiye’yi de yakından bildiğini, Ortadoğu’yu “Orada kan ve kum var” diye nitelendiren Trump gibi cahil olmadığını vurguladı.

40 yıllık bir siyasi geçmişi olan Biden’ın meselelere daha hakim olduğunu, Türkiye’yi, Kürtleri ve Ortadoğu’yu bildiğini belirten Özsoy, Kürtlere yönelik sempatisini de defalarca ifade ettiğini söyledi. Özsoy, zaten Biden’ın şahsi düşünceleri ötesinde, Amerika’nın kendi bölgesel çıkarları gereği uzun bir süredir Kürtler ve Türkiye arasında belli bir uzlaşma ve yakınlaşmayı teşvik etmeye çalıştığını aktardı.

“Biden ile en azından Trump gibi fevri, Erdoğan ile kurulmuş ahbap çavuş ilişkiler üzerinden yürütülen bir siyaset olmayacak” diyen Özsoy, şunları kaydetti: “Biden alandaki, yereldeki güçleri dinleyecektir. Pentagon, Dışişleri Bakanlığı gibi kurumlarla koordineli, istişare halinde hareket edecektir. Örneğin Trump Suriye’den asker çekmeye karar verdiği zaman, hem savunma bakanı hem Suriye özel temsilcisi istifa etmişti, Pentagon bu durumdan hiç hazzetmemişti. İşte bu tür durumlar Biden döneminde yaşanmayacaktır. Belli Kürtlerle DAİŞ’e karşı yürütmüş oldukları mücadeledeki, askeri anlamdaki taktik ittifakı devam ettireceklerdir.

‘TÜRKİYE İLE KÜRTLERİ TEKRAR YAKINLAŞTIRMAK İSTEYECEKLER’

Ancak abartılı beklentiler doğru olmaz. Çünkü Biden nihayetinde Obama döneminde 8 yıl başkan yardımcılığı yaptı ve o dönemde de Kürtlerle ilişkilerinde pek çok sorun oldu. Fakat Trump’a kıyasla hem Kürtlere daha sempatik bakan, hem bu konuda daha birikimli biri. Muhtemelen Türkiye ile Kürtleri tekrar yakınlaştırmak isteyeceklerdir. Amerika’nın genel politikası aslında böyle bir şey istiyor. Fakat Erdoğan liderliğindeki Türk hükümeti Kürtlerle herhangi bir uzlaşma zeminine girmek istemiyor. Asıl mesele bu.”

‘ABARTMAK HAYAL KIRIKLIĞIYLA SONUÇLANIR’

Son olarak genel bir değerlendirme yapan Özsoy, Trump’a karşı öfkenin büyüklüğü oranında, Biden’dan beklentinin de büyük olduğunu belirtti. Bu beklentilerin büyük kısmının insanların görmek ve duymak istedikleri olduğuna, ancak gerçeğin öyle olmadığına işaret eden Özsoy, Senato ve Yüksek Mahkeme'de Cumhuriyetçiler çoğunlukta olduğu için Biden’ın belirli sınırlar içinde hareket edeceğini; Trump dünyasına kıyasla daha olumlu sayılabilecek bazı değişiklikler olacağını, ama bunları fazla abartmanın hayal kırıklığıyla sonuçlanabileceğini vurguladı.

Amerika’nın kurumsal siyasetine tekrar döneceğini, Trump’ın tamamen kendisinde başlayıp kendisinde biten siyaset anlayışının sonuna gelindiğini kaydeden Özsoy, “Fakat bu değişim krizi durdurur mu? Sanki Biden geldi bütün dünya düzelecek gibi, ya da Amerika toparlanacak, sorunlarını aşacak gibi bir durum söz konusu değil. En nihayetinde çok büyük bir ekonomik krizle birlikte pandemi krizini, Avrupa, Ortadoğu, Türkiye gibi birikmiş dünya sorunlarını devralıyor. Yani işi hiç de kolay olmayacak” dedi.