Cumhurbaşkanlığı ve 28. Dönem Milletvekili seçimlerine usulsüzlükler damgasını vurdu. Çok sayıda sandıkta oyların çalındığı, halkın iradesinin gasp edildiği ortaya çıktı. En çok oyların çalındığı Kurdistan’da Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi’nin (Yeşil Sol Parti) oylarının MHP’ye kaydırılması bu kadar da olmaz dedirtti. Seçim sonuçlarını ANF’ye değerlendiren Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve Yeşil Sol Parti Amed Milletvekili Berdan Öztürk, tüm engellemelere ve usulsüzlüklere rağmen Kürt halkının bir kez daha demokrasiden yana tavrını gösterdiğini vurguladı.
‘MHP USULSÜZLÜĞÜ ÖNCEDEN HAZIRLADI!’
Yeşil Sol Parti olarak birçok oylarının çalındığını ve şu anda itirazların sürdüğünü aktaran Öztürk, Kürt halkının iradesini daha önce kayyumlarla gasp eden zihniyetin seçimlerde usulsüzlük yapmasının şaşırtıcı olmadığını vurguladı. Bugüne kadar maruz bırakılmadıkları hukuksuzluk kalmadığını hatırlatan Öztürk, şöyle konuştu: “8 yıldır biz HDP, DBP, DTK olarak aralıksız operasyonlara uğruyoruz. HDP’nin Anayasa Mahkemesi’nde süren kapatma davası nedeniyle seçime Yeşil Sol Parti’den girdik, biliyorsunuz. MHP’nin seçim öncesi HDP’nin sandık görevlisi olmasına yönelik yaptığı itiraz ve Yeşil Sol Parti’nin Meclis’te temsili olarak bulunmamasından dolayı sandık kurullarında görev alamadık. Ama müşahitlerimiz vardı. Bizim HDP olarak sandık görevlisi olmamızı engelleyen MHP böylece usulsüzlüğünün kılıfını önceden hazırladı. Usulsüzlük yapılan bütün sandıklarda bizim oylarımızın MHP’ye yazıldığı ortaya çıktı. Nitekim bizim elimize gelen ıslak imzalı tutanaklarla Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) sistemine giren veriler birbiriyle uymuyor. Alt yapı önceden hazırlanmış.”
‘SEÇİM ÇALIŞMALARIMIZ DEVLET TARAFINDAN ENGELLENDİ!’
Seçim çalışmaları boyunca devletin büyük engellemeleriyle karşılaştıklarını belirten Öztürk, bu baskı nedeniyle Ergani mitingini iptal etmek zorunda kaldıklarına işaret etti. Ergani’nin tamamen devlet kuşatması altına alındığını söyleyen Öztürk, “Halk ile buluşmaya giderken bizi öyle bir ablukadan geçirdiler ki sanki miting alanına değil hapishaneye giriyoruz. Miting alanına, ismi lazım değil, Amed’deki Kürt düşmanı güvenlik şube müdürünün yüzünden giremedik. Alana girmememiz için ellerinden geleni yaptılar” dedi.
‘KÜRT HALKI KENDİSİNE KAN KUSTURAN ANLAYIŞA HAYIR DEDİ!’
Bütün usulsüzlüklere ve engellemelere rağmen Kürt halkının bu seçimlerde net tavır alıp faşistlere, Kürt düşmanlarına cevap olduğunu vurgulayan Öztürk, Erdoğan’ın temsil ettiği sisteme hayır dediğinin altını çizdi. Kürt halkının bu seçimlerde üçüncü yolu seçtiğini ifade eden Öztürk, şunları kaydetti: “Kürt halkı kendisine 8 yıldır kan kusturan anlayışa hayır dedi. Kürt halkı bu net tavrıyla onurlu barış, demokrasi ve birlikte yaşamı seçiyoruz dedi. Amed başta olmak üzere eğer bu karar çıkmışsa herkesin buna saygı duyması lazım ve Kürt halkının niyetini sorgulayanlar cevabı iyi okuyacak. Bundan sonra Kürtleri ve dostlarını bölücülükle suçlayanlar akıllarını başlarına alsınlar. Bizim duruşumuz belli, milliyetçi, faşistler bir araya geldi, Tayyip Erdoğan’ı destekledi. Kürt halkı samimiyetini 1 değil, 3 defadır ortaya koyuyor. Türkiye halklarına ve partilere verdiği mesaj bu konuda nettir. Kürt halkı ve birlikte yürüdükleri ittifaklar açıkça, ‘Adalet, demokrasi istiyorsanız biz varız’ mesajını veriyor. Bu uğurda her gün bedel ödüyoruz ama hâlâ Yeşil Sol Parti tartışılıyor. Kürt halkının ve Sayın Abdullah Öcalan’ın Türkiye halklarına önermiş olduğu birlikte yaşama projesini biz savunuyoruz, savunmaya devam edeceğiz. Birlikte yaşam, birbirimizi kırmadan, incitmeden yaşama projesidir. Ona sahip çıkılsın, Kürt halkı buna sahip çıktı. Normalde Kürt halkı CHP'ye ve onun genel başkanına oy vermez. Bu anlamda Kürt halkı Kılıçdaroğlu'na değil, demokrasiyi savunmak için ve Erdoğan zihniyetini düşürmek için sandık başına gitti ve oyunu verdi.”