Türkiye ve Kurdistan’da 14 Mayıs günü yapılacak olan ve yoğun tartışmaları da beraberinde getiren Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri öncesi, Cumhur ve Millet İttifaklarının aksine Emek ve Özgürlük İttifakı, her geçen gün adından daha fazla söz ettirmeye devam ediyor. Seçimlerin kaderini belirleyecek olan İttifak, seçim çalışmalarına da başlamış durumda.
14 Mayıs 2023 tarihinde yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerinde seçimin kaderi Emek ve Özgürlük İttifakı olarak birleşen ve Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi listesiyle seçime girecek olan ittifakın ellerinde. HDP, YSP, EMEP, EHP, SMF, TÖP ve TİP’in kurduğu Emek ve Özgürlük İttifakı, alacağı oy oranı ile 20 yıllık AKP iktidarının da sonunu getirebilecek bir pozisyonda duruyor.
Emek ve Özgürlük İttifakı üyesi Emekçi Hareket Partisi (EHP) Genel Başkanı Hakan Öztürk ile yaklaşan seçimleri, EHP’nin seçimlere, Kürt sorununa bakışını ve ittifakın çalışmalarını konuştuk.
HER SORUNUN ÇÖZÜMÜ HÜKÜMETİN GÖNDERİLMESİYLE MÜMKÜN
14 Mayıs seçimlerinin önemine değinen EHP Genel Başkanı Hakan Öztürk, EHP’nin seçimlere giden bir Türkiye’yi nasıl gördüğünü şu sözlerle aktardı: “Memleketin ne durumda olduğu ortada. Nasıl anti-demokratik ve halkın baskılandığı, haksızlıkların olduğu bir süreç yaşıyoruz.
Bu hükümet, yapılmak istenen bütün grevleri yasak hale getiriyor. Enflasyon canavarı her ay ücretleri yiyip tüketiyor. Asgari ücretin açlık sınırında olmasından kimse utanmıyor. İnsanlar iş bulma umudunu yitirdiğinde, iş arayan insan hanesinden düşürülüyor ve bu normal karşılanıyor. Kapitalizm bu kadar yıldırıcı ve acımasız. Kürt sorununun varlığı bile tamamen reddediliyor, askeri çözüm dışında bir refleks yok. Sınır ötesinde, Kürtlerin yaşadığı bölgelere yapılan operasyonların haddi hesabı yok. Kimse sokağa çıkıp bir sayfalık kâğıt okuyamıyor. Kaymakamların yasaklamadığı bir matbu evrak yok. Her gün bir kadın cinayeti haberi geliyor.”
Öztürk, Emek ve Özgürlük İttifakı’nın zor bir görevi üstlendiğini, hatta cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday çıkartmayarak büyük bir fedakarlık yaptığını söyledi. İttifak’ın cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yaptığı fedakarlığın önemli bir adım olduğunu belirten Öztürk, bundan sonrasının daha da önemli olduğunu belirtti.
Seçim çalışmalarının ise İttifak ile ortak yürütüleceğini belirten Öztürk şunları söyledi: “Partimiz gerçek enternasyonal sosyalist tavırla ezilen ulusun haklarını ve halkların kardeşliğini savunmaya devam edecektir. Seçim çalışmalarında seçim programımızı ittifaklarımız ile ülkenin esas meselelerine anlamlı çözümler düşünerek oluşturacağız. Seçim programımızı sadece kendi adımıza değil organik bir bütün halinde, bütün gelişmelerin içinden yürüyen ve gelişen biçimde işleyip yürüteceğiz. Hem demokrasi mücadelesinin geniş tablosunda anlamlı bir yer tutacak hem de işçi ve emekçilerin mücadelesini bir adım daha ileri taşıyacak şekilde oluşturacağımız programımız ile seçim çalışmalarımıza tüm gücümüzle başlayacağız. “
KÜRT SORUNUNUN ÇÖZÜMÜ İÇİN PARLAMENTODA DA MÜCADELE ŞART
Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu’nun HDP ziyaretinde Kürt sorunu ile ilgili meclisi işaret etmesine de değinen Öztürk, EHP’nin Kürt sorununa ilişkin görüşleri hakkında şunları söyledi: “Partimiz kuruluşundan bu yana halkların eşitliği ve kardeşliği için mücadele yürütüyor. Öte yandan Ortadoğu halkları için savaş siyasetine karşı kardeşlik için mücadele görevini yerine getirmenin tek koşulunun, batıda özne olarak güç kazanan sosyalist hareketin var olabilmesine bağlı olduğunun bilinciyle, parti örgütünü büyütmeyi hedefliyoruz. Kürt sorununun varlığı egemen cephe tarafından yaratılan düşmanlık siyaseti yüzünden kabul edilmediğinden sorunun açığa çıkarılmasına yönelik, tüm toplum tarafından anlaşılır olması için çaba gösteriyoruz. Kürt sorunun demokratik çözümü için, toplumsallaşması için Kürt halkının mücadelesinin yanında yer alarak, tüm alanlarda olduğu gibi şüphesiz parlamentoda da mücadele şart. Kürt Hareketi’nin siyasal faaliyetinin önündeki her türlü engelin kaldırılıp demokratik-siyasal çözüm yolunun açılması, kendini ifade ettiği partilerin varlık ve haklarının korunması için en geniş demokrasi cephesini yaratmalıyız. Ama öncelikle düşmanlık ve çatışmadan beslenen bu tek adam rejiminden kurtulmalıyız. Ve bunların topunu göndermeliyiz; milyonların iradesini yok sayarak belediyelere getirdikleri kayyumları da... Tıpkı Newroz meydanlarında olduğu gibi halkların mücadelesiyle baharı getireceğiz. Demokrasi mücadelesini büyütmenin yollarını birlikte açacağız. Şimdi hem bu iktidarı gönderme hem de bu karanlıktan hesap sorma zamanı.”
TÜM GÜCÜMÜZLE ÇALIŞACAĞIZ
Seçim güvenliğinin önemine değinen Öztürk, geçmişte yaşanan oy çalmalar ya da seçime yönelik müdahaleler sonucu ne yapılması gerektiğini aslında bildiklerini, buna göre en üst seviyede tedbirler alınması gerektiğini belirtti.
Öztürk, şunları söyledi: “İktidarda kalabilmek için her şeyi deneyebilecek çok karanlık ve berbat bir iktidarla karşı karşıya olduğumuz için, bu konu çok dikkat gerektiriyor. Ama muhalefet bloğunun da şöyle güçlü yönleri var; önceki seçim deneyimlerinden dersler çıkardık, ne yapmamız gerektiğini öğrendik. Öyle badireler atlattık ki, ne yapmamamız gerektiğini de biliyoruz. Bu derslerin ışığında, en üst seviyede tedbirleri alarak, tüm muhalefetin gücünü ve dikkatini birleştirerek bu kritik dönemeçte ortaya çıkan gelişmelere çok hızlı hamlelerle karşılık vermeliyiz. Siyasal olarak çok yaratıcı olmamız gereken bir dönemden geçiyoruz. Emek ve Özgürlük İttifakı, önümüzdeki dönemde bir mücadele birliği olarak üzerine düşen görevleri yerine getirecek. Tüm seçim sürecinde yeri göğü inletmeyi düşünüyoruz, ülkede nelerin kayıp gittiğini görüyoruz. Bütün tabloyu değiştirmek için çok güçlü bir çalışma yürüteceğiz ve bir tek oyun bile ziyan olmaması için tüm gücümüzle çalışacağız.
Öztürk, özellikle deprem bölgesinde, sadece Emek ve Özgürlük İttifakı’nın değil tüm muhalefetin ekstra seçim güvenliğine, oylara, oyların taşınmasına dikkat etmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
İTTİFAK SİYASİ OLGUNLUKLA ÜZERİNE DÜŞENİ YAPTI
İttifak içerisinde yaşanan tartışmalarla ilgili açıklamalarda da bulunan Öztürk, ittifak içerisinde yaşanan tartışmaların olağan olduğunu, bunun ittifakın hedeflerine zarar vermemesi için dikkat edilmesi gerektiğini ifade etti. Öztürk, şunları ekledi: “Emek ve Özgürlük İttifakı, büyük bir siyasi olgunlukla üzerine düşeni yaptı ve tek adama karşı tek yumruk olacak şekilde tüm muhalefet güçlerini bir araya getirebilmek için zemin hazırladı. Emek ve Özgürlük İttifakı içinde yer alan her bir kurum tutumunu belirleyecek ve açıklayacaktır. Bu gayet doğaldır. EHP olarak, tek adamı göndermek üzere sahnede bir sadeleşme yaratma eğilimindeyiz. Önemli olan yeni dönem için bir iklim yaratmaktır.
İttifak içerisinde farklı fikirlerin öne sürülmesi olağan. Emek ve Özgürlük İttifakı olarak bu konularla ilgili bir anlaşmaya varıldı. İstenirse partiler isimlerini kullanarak ittifak bütünlüğü içerisinde parlamento seçimlerine girebilecek. Burada göz önüne almamız gereken bazı hususlar var elbette. İttifakımızın oyları biriktirme ve çoğaltma konusunda bir zorluk yaşamaması için yapılması gereken düzenlemelere en üst düzeyde dikkat etmeliyiz.”
Seçim sonuçlarından bağımsız özgür bir Türkiye’yi oluşturabilmek için çalışacaklarını belirten Öztürk sözlerini şöyle sonlandırdı: “Emek ve Özgürlük İttifakı, bu sürece ve seçim sonrasına da en etkili bir şekilde müdahale eden bir konumda olmalı. İttifakın parlamentoda en üst düzeyde temsili için çalışacağız. Ülkede hem demokrasi alanında hem de iktisadi koşullar alanında çok büyük sorunlar var ama bununla birlikte ve buna çözüm getirme iradesine sahip bir politik odak da var. Verilen büyük emekler sayesinde artık böylesi bir dönüştürücü kuvvet oluşturuldu. İttifak önümüzdeki dönemde bir mücadele birliği olarak üzerine düşen görevleri yerine getirecek. Partimiz de öyle… Aydınlık bir Türkiye'yi oluşturabilmek için, özgür bir Türkiye'yi oluşturabilmek için bir iklim ve koşulları yaratmayı başarmak için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz. O koşulları yaratmak üzere attığımız adımın devamını getireceğiz. Biz bu ülkenin demokrasiye ulaşabilmesi için özgürlüklere ulaşabilmesi için, işçi sınıfının bütün haklarını edinebilmesi için, kadınların özgürleşebilmesi için, hukukun geçerli olabilmesi için, savaşların son bulabilmesi için, Kürt meselesinin çözümü için elimizden geleni yapacağız. Bunları yerine getirebilmek için her süreçte gelişmelerin takipçisi olacağız. Çok net bir mücadele yürüteceğiz.”