Şemzinan: Türk ordusu kaçmak zorunda kaldı

Türk ordusunun Xakurkê’yi işgal girişimini değerlendiren HPG Askeri Konseyi'nden Tekoşer Şemzinan, işgal saldırılarına karşı gerilla eylemlerinin etkili olduğunu ve Türk ordusunun geri çekilmek zorunda kaldığını söyledi.

HPG Askeri Konsey Üyesi Tekoşer Şemzinan, Türk devletinin Xakurkê alanına dönük 14 Aralık’ta başlatmış olduğu işgal girişimini değerlendirdi. Sorularımızı yanıtlayan Şemzinan, saldırıların TC’nin içinde bulunduğu krizle bağlantısının olduğunu belirtti.

Şemzinan, “Bölgesel güçler Ortadoğu krizinde debelenirken, kendi günlük çıkarlarını koruma temelinde hareket ediyorlar. Türkiye’deki durum da bu kapsamdadır. Xakurkê’ye yönelik operasyon da bugün başlatılmış yeni bir harekât değildir. Bir dönem siyaseti olduğu kadar, tarihsel Kürt düşmanlığıyla alakalıdır” dedi.

BOŞ TEPEYE UÇAK SALDIRISI

Şemzinan, operasyonun amaçlarını şöyle değerlendirirken, "Türk ordusu Şemdinli ve Gerdi’de bulunan karakollara yönelimi engelleyebilmek için ön bir savunma hattı oluşturmak istiyor. Bermize, Kanireş, Deşta Hayat alanlarının yanı sıra koordine tepesi ve Siro Tepesi'ni tutarak bunu amaçladı” diye konuştu. Şemzinan bu girişimin tümüyle başarıya ulaşmadığını kaydetti.

İşgalci Türk ordusunun Xakurkê alanına yönelimde bulunabileceğine dikkat çeken Şemzinan, “Bulundukları yerlerde kalıcı üs kurup Xakurkê alanına yönelim yapabilirler. Biz bunun tedbirlerini almış durumdayız. Xakurkê’ye operasyon basit bir şey değildir. TC de bunu biliyor” diye ekledi.

Şemzinan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Örneğin Bermize ve Siro tepelerini tutarken yoğun keşif yapmışlardı. Oralar gerillanın kalıcı üs alanları değildir. Operasyon yaparken de boş bir tepeye bile defalarca hava saldırısı yapıldı. Ardından kobralar vurdu. Ancak bu şekilde indirme yapabildiler.”

Xakurkê’de her tepede gerillanın olduğuna değinen Şemzinan, saldırılar karşısında direniş pozisyonunda olduklarını, işgalin ilerletilmesi durumunda ise direnişin çok daha büyüyeceğini ifade etti.

'SİRO TEPESİ'Nİ BIRAKIP KAÇTILAR'

Şemzinan konuşmasının devamında, “Bir gece ansızın gelebiliriz diyorlar. Gelirlerse iyi bir şekilde karşılayabiliriz. Ama misafir umduğunu değil, bulduğunu yiyecektir. Buna razı olmaları gerekir. Kaldı ki şimdiden işgali devam ettirmekte zorlanıyorlar” diye belirtti.

Arazi şartlarının askerler açısından zor olduğunu dile getiren Şemzinan, “Alan kışın tehlikeli bir alandır. Biz yaşayabiliyoruz. Ancak ordu birlikleri bunu yapamaz. Xakurkê dağları başka dağlara benzemez. Xakurkê’de gerillanın olduğu üslenme alanlarına asker indirmek zor olduğu kadar, ele geçirdikleri alanlar olsa bile o alanlarda yaşamak da zordur. Bu nedenle güçlerimiz Bermize ve Siro tepelerine eylemler yaptıktan sonra Siro Tepesi'ni bırakmak zorunda kaldılar” dedi.

GÜMRÜK KAPISI PLANI

İşgal girişiminin diğer bir amacının ise Hacibeg Suyu üzerinden bir sınır kapısı açılması olduğunu sözlerine ekleyen Şemzinan, sınır hattında gümrük kapılarının açılmak istendiği bilgisini verdi.

“Adilbeg’de Hope ve Rize köyleri arasında bir sınır kapısı açtılar. Şimdi Hacibeg Suyu üzerinde de bir gümrük kapısı açılmak isteniyor. Bununla amaçları sınır ticaretini zayıflatmak, sınır köylerinin gelir kaynaklarını ellerinden almaktır” diyen Şemzinan, gümrük kapısının sınır ticaretine engel olabileceğine işaret etti.

Şemzinan, şöyle dedi: "Gümrük kapısı olursa hem güney hem de kuzey sınırındaki halk sınır ticareti yapamaz. Sınır kapısı açılırsa büyük tüccarlar doğrudan ticaret yapar ve yerel halkın temel geçim kaynağı olan ‘kaçakçılık’ diye bilinen ticaret faaliyetleri sona erer.”

'SALDIRILAR HALKA ZARAR VERİYOR'

Türk ordusunun işgal girişimi boyunca yaklaşık bir aydır yoğun bir şekilde teknik kullandığını ve hava saldırılarına başvurduğunu ifade eden Şemzinan, “Xakurkê’ye yüzlerce kez hava saldırısı yapıldı ve halen bu saldırılar sürüyor. Bu saldırılarda bize yakın vurulan yerler çok azdır. Genelde yaylalar, otlak alanlar, halkın ot ve bitki topladığı dağlık kesimler hedef alınıyor. Alanı insansızlaştırıp, alanda sivil varlığını sona erdirmek için saldırılar yapılıyor” diyerek halkın gerilladan koparılmak istendiğini dile getirdi.

Şemzinan, "Şu an alana yerleşmeye çalışan sömürgeci Türk ordusu her akşam alana rasgele havan, obüs ve tank atışı yapıyor. Köylüler araziye çıkamıyor, hayvan otlatamıyor. Hatta geçtiğimiz günlerde arabasıyla yol alan bir köylü savaş uçakları tarafından vurularak yaşamını yitirdi. Bu bir katliamdır” diye belirtti.

'SAVAŞI SINIR DIŞINA TAŞIMAK İSTİYOR'

Türk ordusunun işgalci ve katliamcı karakterine dikkat çeken Şemzinan, “Türk ordusunun şöyle bir özelliği var; girdiği alanlarda kendini kalıcılaştırıp, defakto bir şekilde işgalini meşrulaştırmaya çalışıyor. Başika’daki, Kanimasi’deki, Bamerni’deki durum da böyledir. Birkaç yıl için geliş yaptıkları bu alanlarda kendilerini kalıcılaştırdılar” diyerek işgalin sürdürülmesi tehlikesinin devam ettiğini vurguladı.

İşgal girişimiyle Türk ordusunun savaşı sınır dışına taşımak istediğini kaydeden Şemzinan şunları dile getirdi:

“Türk ordusu savaşı sınırların dışına çıkarmaya çalışıyor. Bunun için sınırı geçip yerleşimler kuruyor. Bunu yapamadıkları yerleri ise betonluyorlar. Rojava sınırının beton duvar yapılması gibi Serhat sınırının beton duvar haline getirilmesi de böyledir. Bu tarz sınır politikaları ulus-devlet mantığıyla alakalıdır. Türk ulus devleti, İran’ı, Irak’ı, Kürtleri, Yunanları, kısacası tüm komşularını tehdit olarak gördüğü için böyle bir sınır savaşı yürütüyor.”

'İŞGALDE KDP'NİN ROLÜ VAR'

Güney Kürdistan sınır hattı boyunca süregelen işgalde KDP’nin de payı olduğuna değinen Şemzinan, şunları söyledi: “Türk ordusunun işgaline izin veren KDP’dir. Halk arasında bu işgalin merkezi hükümetten kaynaklandığı yönünde propaganda yapılıyor. Ancak bu doğru değildir. Zaten İbadi yönetimi kendi elinde bulunmayan sınır hattının kimin denetiminde olduğunu pek önemsemez. Sınırların Irak’a teslim edildiğine dair görüntüler servis edildi. ‘Irak Sınır Muhafızları’ adıyla birlikler oluşturuldu. Ama bu birliklerin hepsi KDP’lidir. Bu birliklerin içinde tek bir Arap yoktur. Güney sınırlarındaki kontrol KDP’ye ait olduğu için, işgalin sorumlusu da KDP’dir."

“KDP Güney sınırlarını Türk ordusuna açınca savaş Güney'e gelmiş oldu” diyen Şemzinan, Xakurkê operasyonun Güney Kürdistan’da yaşananlarla bağına şöyle dikkat çekti:

“Son bir yılda Güney Kürdistan’da yaşananlarla bağlantılıdır. Bilindiği gibi 25 Eylül’de Güney Kürdistan’da tartışmalı bir referandum yapıldı. Bunun ardından KDP şahsında bütün Güney'i kıskaca aldılar. Haci Umran sınırında bile Haşdi Şabi güçleri konumlanmıştı. Yine Habur’da Türk ordusu ve Irak ordusu ortak tatbikat düzenliyordu. Öyle bir durum oldu ki KDP Şengal, Maxmur ve Kerkük’ü bırakmak zorunda kaldı. Bu sadece bir toprak kaybı değildi. Bu kaybediş, Kürtlerin hayallerinin kaybedilişiydi. Yıllardır süren KDP-TC ilişkilerinin sonucu bu oldu.”

Konuşmasında Güney Kürdistan’daki başarısız siyasetin yanlışlığına yer veren Şemzinan, “Tüm bu durumlar Güney Kürdistan’ı zayıflattı. Bu nedenle Neçirvan Barzani ‘Türkiye’yle ilişkilerimizi devam ettirmek istiyoruz’ şeklinde açıklama yaptı. Sınır hattındaki askeri işgal de bu açıklamanın ardından, KDP’nin yanlış siyaseti sonucu gelişti” ifadelerinde bulundu.

Kuzey ve Güney Kürdistan sınırlarının tümünde yaşanan duruma dair bilgi veren Şemzinan, “Sadece Xakurkê değil, Haftanin sınırı, Avaşin bölgesi, Botini dağı -ki orası Barzan mıntıkasıdır- işgal tehdidi altındadır. KDP bu alanları tıpkı Şengal ve Kerkük gibi TC’ye teslim ediyor. Bu yönlü anlaşmaların olduğuna dair elimizde bilgiler var” şeklinde konuştu.

'GÜNEY'İ SAVUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ'

HPG Askeri Konsey Üyesi Tekoşer Şemzinan, sözlerini şöyle sonlandırdı: "Gerilla olarak Güney Kürdistan’ı savunmaya devam edeceğiz. Zaten Güney halkı da bu yanlış siyasetten rahatsızdır. Bradost alanının ileri gelenleriyle ilişki halindeyiz. Onlar da KDP’nin bu yanlış siyasetini eleştiriyor. Güney halkı da bunu anlıyor ve son dönem gelişen ayaklanmalarda bunun da payı var.”