Şengal ve Maxmur saldırıları Van’da protesto edildi

AKP hükümeti tarafından Kürt kentlerinde 14 Aralık 2015’te başlatılan abluka ve yıkım politikası ile Şengal ve Maxmur kampına yönelik saldırılar Van’da protesto edildi.

HDP Van İl binasında yapılan basın açıklamasına HDP Van İl Eş Başkanı Ümit Dede, DBP Van İl Eş Başkanı Ökkeş Kawa, HDP Milletvekili Murat Sarısaç, PM Üyesi Özgür Zeydanoğlu, DTK Temsilcileri, TJA Aktivistleri, Barış Anneleri ve halk katıldı.

Eylemde, öz yönetim direnişleri sırasında katledilen Mehmet Tunç ve Taybet Ana’nın fotoğraflarının da bulunduğu, “Me serî netewand, bi me serdbilind bin” (Boğun eğmedik, bizimle gurur duyun) ve “Em bi we serbilind in” (Başımız dik, gururluyuz) yazılı pankart açıldı.

2015’TE BAŞLATILAN YIKIM

Basın açıklamasında konuşan HDP Van Milletvekili Murat Sarısaç, “14 Aralık 2015’te Kürt kentlerinde büyük yıkımlara neden olan bir süreç başladı. Bu üç yıllık süreçte dünyada eşi benzeri görülmemiş büyük vahşetler yaşandı. 2013 yılında Sayın Abdullah Öcalan’ın zor koşullarda başlattığı süreçte Türkiye halklarında büyük bir barış umudu ortaya çıktı. Bu süreçte tek bir eve cenaze gitmedi ancak AKP hükümeti çöktürme planıyla bu süreci bitirerek bir yıkım sürecini başlattı” dedi.

Sarısaç şunları ekledi: “Bu süreçte kentlere uygulanan abluka ile ağır silahlarla vurulmadık tek bir Kürt evi kalmadı, bütün kasabalar adeta haritadan silindi. Bu vahşet bütün dünyanın gözü önünde yaşandı ve kimse yaşananlara müdahale etmedi. Anneler cenazeleri buzdolabına kaldırdı, tarihi miras yok edilerek tarihsel hafızadan silinmek istendi. Bütün bunlar Kürtlerde büyük tahribatlara neden oldu.”

‘AÇLIK GREVLERİ EN MASUM EYLEM BİÇİMİDİR’

HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in tecride karşı 37 gündür sürdürdüğü açlık grevine dikkat çeken Sarısaç, şöyle konuştu: “Sayın Abdullah Öcalan üzerinde 3 yıldır ağırlaştırılmış tecrit uygulanmaktadır. Sayın Güven’in de tecrit politikalarını protesto etmek için başlattığı açlık grevine destek olmak amacıyla ilimizde açlık grevleri başlatıldı. Dünyanın her yerinde en masum eylem biçimi olarak bilinen açlık grevine yönelik müdahaleler yaşandı. Anayasada ve evrensel hukukta suç olmayan açlık grevlerine yönelik saldırılar ne yazık ki sürüyor. Arkadaşlarımızın yeniden barışın olması ve tecridin bitmesi için başlattıkları açlık grevlerine hukuksuz bir şekilde saldırılar oldu. İl binalarımız basılıyor ve arkadaşlarımız gözaltına alınıyor.”

“SALDIRILAR TOPYEKÜN KÜRT HALKINI HEDEFLİYOR”

Son olarak Maxmur ve Şengal’e Perşembe günü yapılan saldırıya dikkat çeken Sarısaç, konuşmasını şöyle sürdürdü : “ Bu saldırılara gösterdikleri hukuki bir gerekçe dahi yok buda çöktürme planının hala sürdüğünü ortaya koyuyor. Kürtlere yönelik bu saldırılar sınır dışında da sürüyor. Maxmur ve Şengal kamplarına yönelik hava saldırılarıyla sivil insanlar katlediliyor. Kürtlerden buradan giderek Maxmur’a sığındı ama yine de kurtulamadı. IŞİD’in elinden kendi direnişiyle kurtulan Şengal halkı yine Türkiye’nin saldırılarına maruz kalıyor. Bu saldırılar tüm Kürt halkına yönelikti. Ancak tüm bunlara direnen bir halk var. Halkımız bugün de direnmeye devam ediyor. Halkımız diz çöktürme politikalarını kabul etmiyor. Bizde bugün kaybettiğimiz Mehmet Tunç ve arkadaşlarının anısı önünde saygıyla eğiliyoruz.”