Şırnak hapishanesinde hak ihlalleri raporu

Şırnak Barosu, ÖHD ve İHD’nin, Şırnak T Tipi Kapalı Cezaevi’ne ilişkin Ekim ayı raporunda tutsak yakınlarının çıplak aramaya tabi tutulduğu, salgın gerekçesiyle muayenelerin yapılmadığı, temizlik ürünlerine ulaşmada sorunlar yaşandığı belirtildi.

Şırnak Barosu İnsan Hakları ve Cezaevi İzleme Komisyonu, İnsan hakları Derneği (İHD) Şırnak Şubesi ve Özgürlük İçin Hukukçular Derneği Şırnak (ÖHD) Temsilciliği tarafından hazırlanan Şırnak T Tipi Kapalı Ceza ve İnfaz Kurumu Ekim ayı raporu yayınlandı. Kurumların, cezaevinde tutuklularla birebir görüşerek hazırladığı raporda birçok hak ihlaline vurgu yapıldı.

‘MUAYENE OLAMIYORLAR’

Raporda, koğuşlarda kapasitesinin çok üzerinde tutsağın kaldığı belirtilirken, bunun da etkisiyle su sorunu yaşadıklarını, temiz ve içilebilir suya erişemediklerini, suyun kısa sürelerle verildiğini, bunun da ihtiyaçlarını gidermek için yeterli olmadığını, haftada sadece iki gün ve yirmişer dakikalık süre ile sıcak su verildiğini, bu kısıtlı süre nedeniyle tutsakların salgın koşullarında banyo dahi yapamadıklarına dikkat çekildi.

Raporda, yemeklerin yenilebilecek durumda olmadığı bu nedenle, tutsakların kantindeki pahalı ürünleri tüketmek zorunda kaldıkları belirtildi. 20 kişilik koğuşta haftada sadece 2 gün sıcak su verildiğini, 40-45 dakika arasında değişen süreler ile sıcak su verilse de ilk 20 dakikadan sonra suyun sıcaklığının düştüğü belirtilen raporda, "Her gün saat 07.00-09.00, 12.00-13.00 ve 17.00-18.00 saatleri arasında sular akıyor. Bu durumda gerek koğuştaki kişi sayısının çokluğu gerekse de çok az miktarda suyun verilmesi nedeniyle temel ihtiyaçlarını dahi giderilemiyor. Hafta sonlarında sağlık hizmeti verilmediğini, sağlıkla ile ilgili bir problem olduğunda doktora ulaşmanın hapishane personeline hasta olduklarını ikna etmelerine bağlı kaldığını, çoğunlukla hapishane personelini ikna edemediklerinden dolayı muayene olamıyorlar. Hiç nevresim verilmiyor, evden de istemelerine izin verilmiyor ve kantinde bulunanlar da çok pahalı ve kalitesiz. Pandemi gerekçe gösterilerek açık görüş hakları engellenirken, pandemi öncesi bir takım kurslar, tiyatro atölyesi ile kişisel gelişime yönelik seminerler verildiğini ancak pandemiden sonra bunların hiçbirinin yapılmamaya başlandığı, sadece hafta bir 40 dakika spora çıkma aktivitesinin olduğunu belirtmiştir" ifadelerine yer verildi.

'KANTİN FİYATLARI SÜREKLİ ARTIRILIYOR'

Kantindeki ürünlerin piyasadaki değerinden çok daha pahalıya satıldığına dikkat çekilen raporda şunlar kaydedildi: "Fiyatlar sürekli artırılıyor. Verilen yemekler hijyenik olmadığı ve sürekli benzer yemekler veriliyor. Yemekler hiç yenilmiyor, sürekli makarna ve patates yemeği verildiğini, iyi pişirilmediğinden ve hijyenik olmamasından kaynaklı gelen yemekleri yemeden döküyorlar. Revire çıkma taleplerinin karşılıksız bırakıldığını, sadece ayda bir defa revire çıkma hakkı tanındığını ancak bu süreler dışında yaşadıkları sağlık problemlerine karşı yönetimin duyarsız kaldığını ve revire götürülmüyorlar."

‘TEMİZLİK ÜRÜNLERİNE ULAŞMADA SORUNLAR YAŞANIYOR’

Raporu devamında şu ifadeler yer aldı: "Temizlik ürünlerinin cezaevi tarafından verilmediğini, mahpusların kendi imkanları ile aldıklarını ancak kendileri almış olmasına rağmen alınan ürünlerin yarısının döküldüğü ve su eklendiğini, bu nedenle alınan çamaşır suyu gibi ürünlerin eklenen su nedeniyle etkililiğini kaybettiğini, diş hekimi olmadığından diş ile ilgili yaşadıkları sağlık problemlerinde muayene olma ve tedavi görme imkanlarından yoksun kaldıklarını, 5 aydır diş ağrısı yaşayan tutuklunun henüz sağlıklı bir muayene ile tedavi olamadığını ifade etmiştir. Görüşlerde mahpus ve yakınlarına zorluklar çıkarıldığını ve keyfi uygulamaların olduğu belirtildi. 10 kişilik koğuşlarda 16 ile 23 kişi kaldığı tarafımızca yapılan görüşmelerden teyit edilmiştir. Hapishane yönetimi tarafından bugünkü mevcut kapasiteye ilişkin tarafımıza net bir bilgi verilmekle birlikte mahpuslar ile yapılan görüşmelerden de tespit ettiğimiz üzere, 10 kişilik koğuşlarda en az 16 kişi olmak üzere 16 ile 23 arasında değişen sayılarda mahpus bulunduğu, mahpusların büyük bir kısmının yere kurulan yataklarda yattığı tarafımıza bildirilmiştir. Kuruluşundan itibaren var olan su problemi, aradan geçen 7 yıllık zamana rağmen henüz tam olarak çözülememiştir."

ÖHD, İHD ve Baro'nun tutsaklarla yaptıkları görüşmeler sonucu önerdiği çözüm önerileri ise şöyle:

* Yazılan dilekçelerin işleme konulmaması, cevap verilmemesi, akıbetleri hakkında habersiz bırakılmaları, dilekçe hakkının ve hak arama özgürlüğünün ihlali mahiyetindedir.

* Kovid-19 salgınına karşı yeterli tedbir alınmadığı, mahpusların gerekli temizlik malzemelerine erişim imkanlarının olmadığı, kendi bütçeleri ile kantinden almış oldukları temizlik ürünlerine ise cezaevi personeli tarafından su katıldığı ve idarece mahpuslara temiz çarşaf (nevresim) verilmediği, yatakların kullanılamaz durumda olduğu ve buna bağlı olarak nedenlerle mahpusların büyük bir kısmında bel ve sırt ağrılarının olduğu yapılan görüşmelerden anlaşılmıştır.

* En temel ihtiyaçlardan olan su ihtiyacının uzun süredir çözümlenememesi temiz suya erişim hakkının ve sağlık hakkının ihlali boyutuna vardırılmıştır. Mahpusların kişisel temizlikleri ve Kovid-19 pandemi koşullarında genel sağlıklarının korunabilmesi için acilen temizlik malzemesine erişimleri sağlanmalı ve öncelikli olarak içme suyu ile sıcak su sorununun çözülmesi gerekmektedir.

* Revire erişim ve sağlığa erişim konusunda yoğun şikayetler olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca revire çıkma, gecikmeli çıkarılma, muayene olma, hastaneye götürülme gibi konularda ciddi sıkıntılar mevcut olup gerekli tıbbi destek alınamamakta ve mahpusların sağlıkları bu uygulama karşısında tehdit altındadır.

* Sağlık hakkına erişimde ve tedavi süreçlerinde yaşanan aksaklıklar karşısında ilgili kurumların, ulusal ve uluslararası mevzuattan kaynaklanan yükümlülüklerini usulüne uygun şekilde yerine getirilmesi gerekmektedir.

* Yüksek tansiyon hastası mahpusların tansiyonları her gün ölçülmesi gerekirken haftada bir ölçüldüğü tarafımıza bildirilmiştir.

* Hastaneye sevk edilen bir mahpus cezaevine dönüşte karantina odasına alınmaktadır. 14 günlük karantina süreci dolmadan bir kişinin odaya alınması halinde koğuştaki herkes için 14 gün baştan başlatılmaktadır. Bu sebeple mahpuslar uzun sürelerle karantina koğuşunda kalmak istemediklerinden çok zorunlu olmayan durumlar haricinde hastaneye gitmekten imtina etmektedirler. Hapishanede bulunan karantina koğuşları iyileştirilmeli ve mahpusların tedavi hakları önündeki engeller kaldırılmalıdır.

 * Mahpus ziyaretine gelen mahpus yakınlarına çıplak arama dayatıldığı, özellikle cezaevi ikinci müdürü olan kadın müdürenin kadın mahpuslara ve kadın ziyaretçilere çıplak aramayı dayattığı tarafımıza bildirilmiştir. Kadın mahpuslara ve ziyarete gelen mahpus yakınlarına karşı gerçekleştiği ifade edilen “Çıplak Arama” iddialarına ciddiyetle yaklaşıyoruz. İnsan onuruna aykırı olan çıplak arama uygulamasına karşı biz hukuk ve insan hakları örgütleri olarak sistematik ve cezalandırma amaçlı 'çıplak arama' uygulamasını hiçbir şekilde kabul etmiyor, bu uygulamayı işkence olarak tanımlıyoruz. Bu iddianın etkin bir şekilde bizzat savcılık eliyle soruşturulması ve kamera kayıtlarının alınmasını, tüm delillerin etkin ve şeffaf bir şekilde bizzat savcılık eliyle toplatılmasını talep ediyoruz.

* Şırnak T Tipi Hapishanesi’nde yaşanan hak ihlallerine son verilmeli, mahpuslar ulusal ve uluslararası mevzuat gereğince insan onuruna yaraşır, hukuksal güvenlik ve belirlilik içinde asgari infaz koşulları sağlanmalıdır.

* Mahpusların sağlık, yaşam ve insan onuruna yaraşır infaz koşullarının sağlanması kapsamında ulusal ve uluslararası hukuk düzenlemeleri ışığında hukuki sürecin takipçisi olacağımızı kamuoyuna bildiririz.”