AB’nin mahkemesi PKK kararını 15 Kasım’da açıklayabilir

Berlin’deki konferansta konuşan Avrupa Birliği’nin en üst yargı kurumu Avrupa Adalet Divanı’nda PKK’nin “AB’nin terörist örgütlerinden” çıkarılması için açılan davanın avukatı Tamara Buruma, 15 Kasım’da karar beklediklerini söyledi.

Almanya’nın başkenti Berlin’de “25 yıllık PKK yasağı – 25 yıllık baskı ve Alman dış siyasetinin hizmetinde olan demokrasi” adıyla bir konferans düzenleniyor. Sabah saatlerinde başlayan konferans ikinci bölümüyle devam etti.

Alman Sol Parti milletvekillerinin yanı sıra çok sayıda hukukçu, siyasetçi ve insan hakları savunucusunun katıldığı konferansın ikinci bölümünde avukat Heike Geisweid’in modaratörlüğünde Belçika ve Hollanda’dan katılan iki avukatın sunumu vardı. Belçika’da “PKK terör örgütü değildir” kararını veren mahkemenin yargılamalarına katılan avukatlardan Jan Fermon ve Avrupa Adalet Divanı’nda PKK’nin “AB’nin terörist örgütlerinden” çıkarılması için açılan davanın avukatı Tamara Buruma konuştu.

İlk söz alan Fermon, Brüksel mahkemesinin Kasım 2016’da verdiği “PKK terör örgütü değil, sadece Türkiye’deki çatışmaların bir tarafıdır” kararına dikkat çekerek, o dönemde yaşananları özetledi. O dönem mahkemenin çok somut olgular üzerinden karar verdiğini hatırlatan Fermon “Çatışmaların çatışma olarak adlandırılması için bazı nitelikler var, kullanılan silahlar operasyonlar ve devlet olmayan örgütler gibi, bunlar çok net olgulardır” diye konuştu.

‘BELÇİKA TERÖR DEĞİL, İÇ SAVAŞ DEDİ’

Belçikalı avukat devamla Türkiye ve HPG arasında yaşanan çatışmaların çok net şekilde savaş niteliğini taşıdığını belirterek şu görüşleri dile getirdi: “Çatışmalardaki kararlılık, bunun basit bir aksiyon olmadığını, savaş olduğunu açıkça gösteriyor. Ayrıca coğrafik genişlik ve çatışmaların süresi de önemli. Yine HPG bir ordu gibi davranıyor, askeri hukuk sistemi, hiarşisi, uluslararası yasalar işlerse HPG askeri yargı tarafından yargılanabilir. Bu da bizim mahkeme sürecinde ikinci argümanımız oldu.”

Belçika’daki mahkemenin oldukça yerinde bir karar aldığını hatırlatan Fermon “Çünkü iç savaşa katılan bir örgütü terörist olarak tanımlamak aslında uluslararası hukuka aykırıdır. Çünkü o örgüt bu savaşın bir tarafı. Bu anlamayla mahkeme Kürdistan’da yaşananlar ve PKK’nin tarafı olduğu çatışmalar için terör değil, iç savaş kararı verdi” diye konuştu.

Konuşmasında “İç savaş” ve “terör” kavramları arasındaki farklara da dikkat çeken Jan Fermon devamla şu bilgileri verdi: “İç savaş olursa müzakere, terörist olursa bu mücadele gerektirir. Hem uluslararası hukuk hem de Belçika’dan çıkan karar, bu çatışmanın müzakere yoluyla yani siyasi yollarla çözülmesi gerektiğini belirtiyor.”

Türk devletinin uluslararası alanda “terör” kavramını sürekli öne sürdüğüne dikkat çeken avukat Fermon “Bu yasaklanamaz ama bununla mücadele ancak sizde karşı bilgi yaratarak, mahkeme yoluyla bir terörizm değil orda yaşayan halk arasında bir çatışma olduğunu söyleyebiliriz” diye konuştu. Her devletin karşı karşıya olduğu şeyi “terörist” olarak nitelendirdiğini belirten Fermon son olarak şu bilgiyi verdi: “Şu an çıkan bir karar var ama daha net değil, ama başka bir mahkeme, üçüncü bir mahkeme yine bir karar alabilir ve bu karar da emsal olabilir.”

Belçika’da 2006 yılında KONGRA-GEL Eş Başkanı Remzi Kartal, Zübeyir Aydar ve Adem Uzun gibi siyasetçilerin de aralarında olduğu 36 kişi hakkında açılan dava, 11 yıl sonra sonuca ulaşmıştı. 3 Kasım 2016’da görülen davada mahkeme, "PKK’nin faaliyetleri terör sayılmaz" yönündeki kararı vermişti. Ancak bir yıl sonra Türk devleti ve Belçika Savcılığının yaptığı itiraz ardından davanın yeni bir duruşması daha görüldü. 2017’nin Eylül ayında itirazı değerlendiren Belçika Mahkemesi verdiği karar ile PKK'nin terör örgütü olmadığını bir kez daha teyit etti.

‘HER YENİ LİSTEYİ İTİRAZ EDİYORUZ’

Daha sonra söz alan Hollandalı avukat Tamara Buruma ise Lüksemburg’da bulunan Avrupa Birliği’nin en üst mahkemesi Avrupa Adalet Divanı’nda 2014 yılından bu yana PKK’nin AB’nin “terör örgütleri” listesinden çıkarılması için açtıkları davaya ilişkin bilgiler verdi. 15 Kasım’da karar beklediklerini söyleyen Buruma, mahkemeye sundukları argümanlara dikkat çekti.

AB’nin söz konusu listesini her 6 ayda bir yenilediğini hatırlatan avukat Buruma devamla şu bilgileri verdi: “Biz her açıklanan listede PKK’nin yer almasına itiraz ediyoruz, son olarak da 14 Şubat’ta açıklanan yeni listeye ilişkin de dava açtık. Çünkü her liste için farklı gerekçeler var. Bizim temel eleştirimiz çatışmaların terör olarak adlandırılmasına yönelik. Ayrıca bir örgütün AB’nin listesine girmesi için bir Avrupa ülkesinde de bunun terör olarak tanımış olması gerekiyor.”

‘TÜRK DEVLETİNİN SALDIRISI PKK’YE MAL EDİLDİ’

“Terör” yönteminin bir toplumu korkutmak için uygulandığını belirten avukat Buruma “Fakat PKK’nin böyle bir amacı yok, bir toplumu hedef olduğu yok” diye konuştu. 2014 yılındaki gerekçede olaylar listesinin olduğuna ama kaynakların olmadığını söyleyen Hollandalı avukat devamla şunları söyledi:

“Listedeki saldırıların çoğu da askeri hedeflere yönelikti. Ayrıca PKK ile alakası olmayan bir saldırı vardı, bunun Türk devleti tarafından yapıldığı belliydi ve bunu kanıtladık. Kısacası ortada PKK’nin halkı terörizme etme gibi bir durumu söz konusu değil, saldırılar da sadece askeri hedeflere yönelik. Başvurumuzdaki ikinci argümanımız ise terör terimi ve uluslararası alanın bunu nasıl tanımladığına ilişkindi.”

Avrupa Adalet Divanı’nın Tamil Kaplanları’na ilişkin verdiği kararı da hatırlatan avukat Buruma “Bu karar bizim için önemliydi, çünkü ortada olaylar listesi varsa bunun kaynağı da olmalıydı artık. Adalet Divanı hiçbir zaman olgulardan söz etmiyordu. İlk defa biz bu olguları dile getirdik, yani çatışmalar neden çıkar, neden meydana gelir gibi” diye konuştu.

2015 yılında Avrupa Komisyonu’nun başvurudaki gerekçeleri kabul ettiğini belirten avukat Tamara Buruma “Kaynaklar sorunlu olduğu için listeyi açıklarken artık kaynak listesini kullanmıyorlar. Bu sefer de gerekçe olarak PKK’nin Fransa’da “terör örgütü” olarak yargılanmasını gerekçe olarak kullanmaya başladılar. Biz de PKK’nin söz konusu davada taraf olmadığını belirtik” bilgisini verdi.

‘AB LİSTEYİ İNCELEMEDEN OTOMATİKMAN YENİLİYOR’

Adalet Divanı’nın listenin ayrıntılarını Avrupa Konseyi’ne sorduğuna dikkat çeken avukat Buruma “Bu bilgi alış-verişi sırasında listenin yenilerken konseyin gözden geçirmediği görüldü. Yani Avrupa Konseyi listeyi otomatikman hiçbir değişiklik yapmadan yeniliyormuş gibi yeniden açıklıyor” diye konuştu.

Başvuranlarında HPG gerillalarının 2014’te Êzidî halkını DAİŞ çetelerinin elinden kurtardığı örneğini de verdiklerini belirten avukat Buruma “Tüm bu argümanlarımıza rağmen Avrupa Adalet Divanı başvurumuzu ret ederse ve listeye arka çıkarsa bu durumun siyasi olduğunu bir kez daha göreceğiz. Ancak tersi olumlu bir karar çıkarsa insanların mücadele hakkının hala olduğu görülecektir, mahkemenin bu kararı da diğer davalarda örnek olabilir” diye konuştu.

Sol Parti’nin genel merkezi olan “Karl-Liebknecht-Haus” binasının salonunda devam eden konferansın bir sonraki bölümünde Kürt siyasetçilerinin Almanya’daki avukatları, WDR’nin eski editörü Jürgen Hoppe ve Hamburg Eyaleti parlamenteri Cansu Özdemir konuşacak.