Açlık grevi direnişçilerinin aileleri, İHD, TTB ve TİHV’i ziyaret

Aralarında Barış Anneleri’nin de olduğu cezaevinde açlık grevinde olan tutsakların yakınları İHD, TTB, TİHV’i ziayret etti.

Aralarında Barış Anneleri’nin de olduğu cezaevinde açlık grevinde olan tutuklu yakınları ve Ege Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TUAYDER), İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Merkezi, Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı’na (THİV) açlık grevindeki yakınlarının durumunu bildirmek adına ziyarette bulundu.

İlk ziyareti İHD Genel Merkezi’ne gerçekleştiren aileleri, HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni, İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan ve MYK üyesi Sevim Salihoğlu karşıladı. Tutuklu yakınları ziyarette açlık grevlerine dair görüşlerini ve grevde olan yakınlarının durumunu aktardı.

TUTSAK YAKINLARI: BEDENLERİNİ ÖZGÜRLÜĞE YATIRMIŞLAR

Tutsak Abidin Aktaş’ın abisi Mehmet Aktaş, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven’in var olan insanlık suçuna karşı bedenini açlığa yatırdığını belirterek, “Bu anlamıyla bütün siyasi tutsaklar 1 Mart itibarıyla açlık grevinde. Kimisi 46’ncı, kimisi 80’inci gününde. Tutsaklar tecridin bir insanlık suçu olduğunu dile getiriyorlar. Özellikle Sayın Öcalan üzerindeki tecridin nasıl savaş çığırtkanlığına dönüştüğünün açığa çıkması ve barışın gelmesine duyulan özlemden kaynaklı bedenlerini de özgürlüğe yatırmış durumdalar” dedi.

Tutukluların açlık grevi eyleminde kararlı olduğunu söyleyen Aktaş, şunları söyledi: “İnsan Hakları Derneği’nden talebimiz de bu tür insani talepler karşısında hukuksuzlukları gün yüzüne çıkarmak. Türkiye’de şu anda böylesi bir sürecin yaşanması normalde bir hükümetin düşmesine neden olurdu. Bu talepleri aktarmak için Çukurova’dan ve Marmara’dan yola çıkıp Ankara’ya gelmeleri engellenen arkadaşlarımız var. Tüm siyasi tutsakların yanında olduğunu belirtmek ve insanlık suçu olan bu tecridin kırılması amacıyla var olan demokratik kurumları gezmek adına ziyarette bulunuyoruz. İlk olarak da sizden başlamak istedik.”

Bandırma F Tipi Cezaevi’nde tutuklu Mehmet Nezir Gümüş’ün annesi Hanife Gümüş, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması amacıyla açlık grevini başlatan Leyla Güven’i selamlayarak konuşmasına başladı. Gümüş, “Çocuklarımızın haklı davalarının yanındayız. Çocuklarımız özgür ve güzel bir dünya olsun diye bu direnişi yapıyorlar. Tüm anneler çocuklarımızın bu yolu için bir arada ve mücadelelerini sahipleniyoruz” dedi.

Kırıklar F Tipi Cezaevinde tutuklu olan Abdullah Oral’ın annesi Methiye Oral, önceki gün oğlunun görüşüne gittiğini ve oğlunun kendisine eylemi sürdürmekte ısrarcı olduğunu aktardığını belirtti. Oral, “Talepleri meşru ve insanidir. Bütün kurumlar da bunu biliyor. Ama maalesef yeterli bir kamuoyu yok. Umudumuz sesimiz sizsiniz. O nedenle yüzümüzü size çevirdik. 72 gündür oğlum açlık grevinde. Tecrit yalnız cezaevlerinde değil şu an her yerdedir. Biz kendi çocuklarımızı haklı buluyoruz. Çünkü hukuki ve haklı talepleri var. Hücre ve disiplin cezaları veriliyor. Oğlum grev boyunca 17 kilo verdi.”

Tekirdağ F Tipi’nde tutuklu olan Çetin Baran’ın annesi Aydi Baran, Leyla Güven şahsında eylemdeki tüm tutukluları selamlayarak, “Bizim çocuklar kendileri için bu greve girmemiştir. Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit ile birlikte her yerde olan tecridi kırmak amacıyla başlattılar eylemi” ifadelerini kullandı.

İzmir Kırıklar 1 Nolu F Tipinde kalan Savaş Özer’in babası ise gazete ve radyolara el konulduğunu ve B1 vitaminin verilmediğini söyledi.

TÜRKDOĞAN: İMRALI SİSTEMİ KABUL EDİLEMEZ

Ailelerin aktarımlarının ardından konuşan İHD Eşbaşkanı Öztürk Türkdoğan, açlık grevlerine dair TİHV, Özgürlükçü Hukukçular Derneği (ÖHD), Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), TTB ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) ile beraber bir koordinasyon oluşturduklarını söyledi. Öztürk, kurumsal olarak açlık grevlerini benimsemediklerini ancak hapishanelerde başlayan açlık grevlerinin hukuki olduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: “İmralı’da PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması gerektiğini çoğu kez tekrarladık. İHD kurulduğundan beri biz İmralı hapishane sistemini kabul etmedik. 28 Aralık’ta bu açıklamayı yaptıktan sonra Adalet Bakanlığı ile görüştük. Bakana, tecridin kabul edilemeyeceğini, kanunun çok açık olduğunu ifade ettik. Raporlarımızı sunduk. Mutlaka bu konuda tutum almaları gerektiğini söyledik. Bizim görüşmemizden sonra İmralı’ya ziyaret oldu. Ama bu rutin bir görüşme değildi. Leyla Güven bunu kabul etmedi ve açlık grevine devam etti. Cezaevlerinde B1 vitamini ve sağlık kontrollerinin yapılması gerektiğini Adalet Bakanlığı’na anlattık.”

Cezaevlerinin yakın takipleri altında olduğunu ve avukatların yoğun çaba içerisinde olduklarına dikkat çeken Türkdoğan, açlık grevinin 1 Mart’tan sonra tüm cezaevlerine yayıldığını ve açlık grevinde olanlarının sayısının arttığını dile getirdi. Türkdoğan, “Bazı çabalarımız var ama tabi yeterli değil. Şu anda insan hakları ve aktivistler tecrit sorunu ile yakından ilgileniyorlar. Fakat daha geniş bir kesimin ilgilenmesi gerekiyor. İmralı hapishanesindeki yasakların kaldırılması gerekir. Biz bunu yaklaşık 20 yıldır söylüyoruz. Biz sizin yanındayız. Çocukların zarar görmesini istemiyoruz. Toplumun daha ilgili olma konusunda çaba gerekiyor” dedi.

ÇEPNİ: KENDİ HUKUKLARINI İŞLETMELERİ GEREKTİĞİNİ SÖYLÜYORUZ

HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni de HDP olarak Avrupa ve İngiltere Parlamentosu’nda açlık grevlerini gündeme taşıdıklarını dile getirdi. Tecrit politikasının AKP ve MHP koalisyonundan ibaret bir politika olmadığına dikkat çeken Çepni, “Tecrit uluslararası güçlerin de onay verdiği bir durum. Dışarıda bir direniş örgütleyemeden bunu aşma şansımız yok. Devlet açısından demokrasi güçlerini yok sayma üzerinden bir siyaset yürütüldüğü için tüm toplum tecrit altında dediğimizde bunu kastediyoruz. Kimseden özel bir ricamız yok. Kendi hukukunuzu işletin diyoruz. Daha çok mücadele etmek ve sokağa çıkmak lazım” diye konuştu.

İHD Genel Merkezi’nin ardından TTB’ye ziyarette bulunan tutuklu yakınlarını, TTB Merkez Konsey üyesi Selma Güngör ve Sinan Adıyaman karşıladı. Burada da yakınlarının durumu ve sağlığı hakkında bilgi veren tutuklu yakınları özellikle B1 vitamini ve ihtiyaçlarının verilmediğini söyledi. İleri derecede olan açlık grevi eylemcilerinin kusma, kramp, halsizlik, görme ve işitme kayıpları yaşadığını dile getiren TUAYDER Başkanı Mehmet Aktaş, tutukluların çoğuna hücre ve disiplin cezaları verildiğini aktardı.

ADIYAMAN: TECRİDİN SONLANDIRILMASI GEREK

TTB Merkez Konsey üyesi Selma Güngör, açlık grevlerinin sonuçlarının ağır olacağına dikkat çekerek taleplerin gözden geçirilmesi gerektiğini belirtti. Ardından söz alan TTB Merkez Konsey Başkanı Sinan Adıyaman ise, “Bazı cezaevlerinde mahkumlar tarafsız bir heyet tarafından muayene olmak istediler. Arkadaşlarımız savcılıktan izin istiyor. İzin verilmediği zaman Adalet Bakanlığı’na yazı yazdık ve neler yapılması gerektiğini söyledik. Biz her şeyin farkındayız. Çok dikkatli bir şekilde takip ediyoruz. TTB olarak yaşamdan yana tavır alan bir kurumuz. Kimsenin ölmesini istemiyoruz. Bunun için elimizden geleni yapmak istiyoruz. Tecridin ve izolasyonun sonlandırılmasının farkındayız bunun için her türlü çabayı gösteriyoruz” diye konuştu.

Aileler son olarak TİHV’e ziyarette bulundu. Burada da bilgilendirme yapan aileler açlık grevinin kritik bir aşamaya geldiğine dikkat çekti.

DOKUZOĞUZ: TEK SİLAHLARI OLAN BEDENLERİNİ ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİNDE KULLANIYORLAR

TİHV Yönetim Kurulu üyesi Sabri Dokuzoğuz, “Bir hekim olarak açlık grevini onaylamamız mümkün değil. Ucunda hiç ummadığımız ölüm var ama bizim mesleğimizde yaşatmak var. Ama açlık grevindekilere elbette ki saygı duyuyoruz. Tek silahları olan bedenlerini özgürlük mücadelesinde kullanıyorlar. Şu an tek direnen Kürtler bu bir gerçek. Bir şekilde dayanışma ile sesimizi yükseltebiliriz" dedi.

Aileler İstanbul'da ise Fransız konsolosluğunu ziyaret etti.