Açlık grevindeki Emir Karakum’un annesinden duyarlılık çağrısı

Bafra T Tipi Cezaevi’nde aylardır tek kişilik tecrit hücresinde tutulan Emir Karakum, adil yargılanma talebi ve gardiyanların sistematik hale gelen işkencelerine karşı 3 aydır süresiz açlık grevinde.

Adalet kavramının fiilen yok edildiği AKP-MHP iktidarında her türlü hak ihlali, işkence ve keyfi uygulamanın hız kesmeden sürdüğü cezaevlerinde, siyasi tutsaklar seslerini duyurmak için bedenlerini açlığa yatırmak zorunda kalıyor. Bu tutsaklardan 30 yaşındaki Emir Karakum, tutuklu olmasına rağmen bulunduğu Samsun Bafra T Tipi Cezaevi’nde hem tek kişilik tecrit hücresinde tutuluyor hem de sistematik olarak gardiyanların işkencelerine maruz kalıyor.

Bu hukuksuz ve insanlık dışı uygulamalara karşı tam 99 gündür açlık grevinde olan Karakum’un annesi Birsen Karakum, ANF’ye konuştu. 

‘OĞLUM SÜREKLİ İŞKENCEYE MARUZ KALIYOR’

Oğlu hakkında hiçbir somut delili olmamasına rağmen yalnızca gizli tanık ifadeleri doğrultusunda 6.12.2021 tarihinde tutuklanarak Samsun Bafra T Tipi Cezaevi’ne götürüldüğünü anlatan Karakum, siyasi mahpus olmadığı gerekçesiyle konulduğu tek kişilik hücrede ise o gün bugündür gardiyanların saldırılarına uğradığını belirtti. Oğlunun cezaevine gelişiyle birlikte işkencelerin başladığına dikkat çeken Karakum, çıplak arama dayatmasıyla karşı karşıya kaldığını ve ilk 5 ay sadece 1 saat havalandırmaya çıkabildiği havasız bir hücrede tutulduğunu anlattı. Bu keyfi uygulamaya karşı defalarca dilekçe veren oğlunun sürekli gardiyanların işkencelerine maruz kaldığına dikkat çeken anne Karakum, “26 Nisan 2022 tarihinde oğlumun ziyaretine gittiğim zaman yüzünde darp izleri vardı. Burnu aşırı derecede şişti ve çene kısmında morluklar vardı. Ne olduğunu sorduğumda bir gün önce (25 Nisan) hücresinde arama yapan 8 gardiyan tarafından darp edildiğini anlattı. Dünden beri başının döndüğünü ama buna rağmen hastaneye gidip tomografi çektirilmediğini, onun yerine revire götürüldüğünü ve orada doktorun önünde de işkenceye maruz kaldığını anlattı. Bize gösterdiği bacakları ve kolları da mosmordu. Bunu duyar duymaz eşimle birlikte cezaevi müdürüyle görüşmek istedik ama yok denildi. Konuştuğu bir yetkili ise gözümüzle gördüğümüz darp izlerini inkâr ederek, cezaevinde kesinlikle işkence olmadığını söyledi” dedi. 

DOKTOR DARP YOK DEDİ DOSYA KAPANDI

Görüş sonrası Bafra Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunan Karakum, ancak oğlunun daha sonra götürüldüğü hastanede doktor ‘Darp izi yok’ şeklinde bir rapor hazırladığı için kovuşturmaya gerek yok kararı verildiğine dikkat çekti. Suç duyurusundan sonra işkencelerin son bulacağını düşündüğünü ancak baskının daha da arttığını söyleyeb Karakum, yaşananları şöyle anlattı: “Temmuz ayında kapalı görüşümüz vardı ama görüş sona ermeden kesildi. Oğlum kolundaki saatine baktı ve görüşün bitmesine daha 15 dakika olduğunu söyledikten sonra gardiyanlara seslenerek görüşün erken kesildiğini belirtti. Bir baktım, benim arkama bir gardiyan dikildi. Laubali bir şekilde, ‘Görüş bitmiştir’ dedi. Tepki gösterdim ve 5 dakika daha görüşebildik. Daha sonra Emir ile telefonla konuştuğumda gardiyanın onu darp edenlerden biri olduğunu öğrendim. 15 Temmuz günü gerçekleşen görüşme öncesinde ise gardiyanlar saatini zorla çıkartmak istemişler. Kabul etmeyince darp edip ‘Ağzını aç lan’ diyerek önce ağız içi arama dayatmasında bulunmuşlar, daha sonra taciz edercesine elle üst araması yapmışlar. Oğlum görüşe geldiğinde kolları çizik içindeydi. Ne olduğunu sorduğumda yaşananları anlattı. Buna yönelik de avukatımız suç duyurusunda bulundu.”

‘OĞLUM 67 KİLODAN 53 KİLOYA DÜŞTÜ’

Dosyasının İstanbul’da olduğunu, defalarca Silivri Cezaevi’ne sevkini istediklerini ancak bu taleplerinin ısrarla reddedildiğini belirten Karakum, Eylül ayında çıkması gereken iddianamenin ise hâlâ hazır olmadığını belirtti. Sistematik hale gelen bu işkencelere karşı oğlunun son çare olarak 6 Haziran 2022 tarihinde adil yargılanma talebiyle süresiz açlık grevine başladığını anlatan Karakum, buna rağmen keyfi uygulamaların ve işkencelerin son bulmadığına dikkat çekti. 

Oğlunun en son 22 Ağustos’ta hücre araması adı altında tekrar darp edildiğini anlatan Karakum, şöyle konuştu: “Cezaevi müdürü eşliğinde jandarma ve gardiyanlar oğlumun hücresini aramak için gelmişler. Gazetelerine, masa örtüsüne ve hazırladığı savunma notlarına el koymuşlar. Buna tepki gösteren çocuğumu yerlerde sürüklemişler. Kolları mosmor olmuş. Bu yetmiyormuş gibi tansiyonunu ölçmeye gelen cezaevi revir doktoru, oğlum mektup yazarken elinden kalemini alıp fırlatmış. 1 aylık görüş yasağı verildiği için bu yaşananları ancak onunla yaptığım telefon görüşmesinde öğrendim. Bu son darp olayını öğrendikten sonra gidip cezaevinde müdür ile görüştük. İşkenceyi inkâr eden kadın müdür, resmen açlık grevini bıraktırmak için baskı uyguladıklarını ima etti. Ben işkencelerin son bulması için konuşurken, görüşmeye katılan ve araya giren psikologlar da oğluma açlık grevini bıraktırmam için baskı yapmamı istediler.” 

Tarih bölümünü bitiren oğlunun aynı zamanda atanamayan öğretmenlerden olduğunu anlatan Karakum, 67 kilodan 53 kiloya düşen Emir Karakum için duyarlılık çağrısı yaptı. 

9 aydır Adalet Bakanlığı’ndan savcılara kadar başvurmadıkları yer kalmadığını ama seslerinin bir türlü duyulmadığını kaydeden Karakum, “Tansiyon ve şeker hastası oldum ama oğlum için artık kendimi bir kenara bıraktım. Tek düşündüğüm, oğlumu oradan kurtarmak. Can güvenliği yok. Talepleri karşılanabilir, zaten olması gereken şeyler. İddianamesinin bir an önce hazırlanmasını, adil yargılanmayı ve işkencelerin son bulmasını istiyor” dedi.