Adalet Nöbetinde İmralı tecridine tepki

Adalet Nöbeti eyleminde cezaevinde yaşanan işkence uygulamalarına ve ölümlere dikkat çekildi, İmralı tecridi protesto edildi.

Hasta ve infazları yakılan tutsaklar için ailelerin başlattığı “Adalet Nöbeti” eylemi, bu hafta İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şube binasında cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine dönük yapılan basın toplantısıyla sürdü. Toplantıya tutsak yakınlarının yanı sıra Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Esengül Demir, Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul milletvekilleri Züleyha Gülüm, Dilşat Canbaz ile Musa Piroğlu, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Anadolu Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (AN YAKAY-DER), Marmara Tutuku ve Hükümlü Aileleri ile Dayanışma Derneği (MA TUHAYDER), Cumartesi Anneleri, Demokratik Alevi Derneği (DAD) Eşbaşkanı Kadriye Doğa, Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi üyeleri ve çok sayıda siyasi parti temsilcisi katıldı.

Toplantıda ilk olarak söz alan MA TUHAYDER Eşbaşkanı Nesim Özkan, cezaevlerinde özellikle son bir yıldır ciddi hak ihlallerinin yaşandığını belirterek, son bir yılda cezaevlerinde 20 tutsağın yaşamını yitirdiğini aktardı.

'TECRİDİ KIRMALIYIZ'

Cezaevlerinde yaşanan ihlallere karşı tutsak yakınlarının derneklerine başvurarak, demokratik eylemler için kendilerinden yardım talebinde bulunduğunu belirten Özkan, “Anneler Çağlayan Adliyesi’nde 4 aydır ‘Adalet Nöbeti’ eylemleri gerçekleştirdiler. Bu süre zarfı boyunca aileler polislerce saldırıya uğrayarak işkence gördüler. Gözaltı araçlarında saatlerce bekletilip darp edildiler. Anneler adalet talepleri için işkence yapıldı. Onların bu talebi suç sayıldı. Şunu söylemek istiyorum, ailelerin bu talepleri suçsa biz de o suçu işleyeceğiz. Onların yürüttüğü bu eylemleri güçlendirmemiz gerekiyor. Bundan sonra aileler nereyi uygun görürlerse biz oraya gidip onlara eşlik edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Cezaevlerinde yaşanan ağır hak ihlallerinin nedeninin Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerinde yürütülen ağır tecritle bağlantısına dikkat çeken Özkan, “Cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinin önüne geçmek istiyorsak Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılmasını sağlamak zorundayız” dedi.

TUTSAKLARA İŞKENCE

Adalet Nöbeti eylemini sürdüren hasta tutsak yakını Kumri Akgül, yaşanan hak ihlallerine karşı “artık yeter” demek için başlattıklarını belirtti. Yaklaşık bir yıldır adalet talebi için birçok noktada eylemler gerçekleştirdiklerini kaydeden Akgül, bu süre zarfında çok fazla fiziksel ve psikolojik işkenceye maruz kaldıklarını aktardı. Akgül, kendisiyle beraber üç tutuklu yakının daha adalet talebi ile eylemlerini sürdürdüklerini belirtti. Akgül, tutuklu yakınları olarak gördükleri işkenceden dolayı bugün psikolojik tedavi gördüğünü belirtti. Akgül, “Tüm kurumlara giderek sesimizin yükseltilmesi için yardım talebinde bulunduk. Bize istedikleri kadar işkence etsinler bizler talebimizden vazgeçmeyeceğiz. Eylemlerimizi bundan sonra her hafta başka bir kurumda yapacağız” dedi.
Abdullah Öcalan üzerindeki tecride de değinen Akgül, “İmralı tecridinin son bulması gerekiyor. Hem cezaevlerindeki tutuklular için hem de Öcalan üzerindeki tecride dur demek için kurumlarımızın destek vermesi gerekiyor. Tek bir kişi dahi kalsak bu eylemimizi sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.

'ADALET TALEBİNİN SESİNİ YÜKSELTELİM'

Cumartesi Annesi Hanife Yıldız, adalet talep eden tutsak yakınlarıyla çocuklarının kemiklerini arayan annelerin yaşadığı acıların aynı olduğunu belirtti. Yıldız, “Hep diyorum, nerede bir adalet arayışı varsa biz oradayız. Aradığımız adalet sadece kendi çocuklarımız için değil herkes için. Bundan dolayı herkesin bir araya gelerek adalet talebi sesini yükseltmemiz gerekiyor” şeklinde çağrıda bulundu.

HDP İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu, ülkede bir bütün olarak yoksulluk, hukuksuzluk ve adaletsizlik sorunu olduğunu belirtti. İktidarın hukuksuzluğu derinleştirdiğini ifade eden Piroğlu, cezaevlerinde tutukluların yaşadığı adalet sorunların adaletsizliği aşan bir pozisyonda olduğunu vurguladı. Piroğlu konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu iktidar bir suç makinesi gibi çalışırken toplumu bir bütün olarak suça sevk ediyor. Hapishanelerde yaşananlara karşı harekete geçen annelere karşı yapılanlara sessiz kalmak toplumun vicdanını bitiriyor. Vicdansız kaldığımız sürece, dayanışmadığımız sürece hiçbir hukuksuzluğa direnme gücümüz kalmayacak. İktidarın istediği de bu. Toplumun bir bütünen direnme gücünü kırmak ve toplumu teslim almaktır. Bundan dolayı Şenyaşar Ailesi’nin adalet arayışı, Cumartesi Annelerinin adalet arayışı, tutuklu yakınlarının adalet arayışı yine Çorlu tren kazasındaki ailelerin adalet arayışı bu toplumun vicdanının arayışıdır. Adalet ancak toplumsal bir mücadele ile kurulur.”

HDK Eş Sözcüsü Esengül Demir ise hasta tutsakların zulme uğramasının nedeninin cezaevlerinde sergilenen direnişin dışarıda karşılık bulmamasından dolayı yaşandığını söyledi. Demir, “Annelerin yaşadığı zulme hepimiz yakinen tanıklık ettik. O süreci hepimiz gördük. Ailelerin taleplerine karşı duran anlayışa karşı beraber hareket etmeliyiz. Buradan çıkaracağımız sonuç ile annelere destek olmalıyız” dedi.  

Yapılan konuşmaların ardından siyasi parti ve kurum temsilcileri söz alarak yakın dönemde alınacak olan eylem kararlarında tutsak yakınlarının yanında yer alacaklarının belirtti.