Aile Hekimliği Uzmanı Akbaba: Salgın riski kapıda!

Temel ihtiyaçların karşılanmadığı Hatay’da salgın riskinin kapıda olduğuna işaret eden İTO üyesi Doktor Özgür Akbaba, “Sağlık Bakanlığı’nın bir an önce sahra hastaneleri oluşturup, aile hekimlerini burada görevlendirmesi gerekiyor” dedi.

TTB ve Tabipler Odası üyesi sağlık emekçileri, devlet tarafından adeta kaderlerine terk edilen depremzedelere sağlık hizmeti vermek için Hatay’a akın etti. ANF’ye konuşan bu sağlıkçılardan İstanbul Tabip Odası üyesi Aile Hekimliği Uzmanı Dr. Özgür Akbaba, bir haftadır su, tuvalet, barınma gibi temel ihtiyaçların karşılanmadığı Hatay’da salgın riski uyarısında bulundu.

‘KUYU SUYU KULLANILMAMALI, SU VE TUVALET İHTİYACI KARŞILANMALI’

Aile Sağlığı Merkezleri’nin ya depremde yıkıldığı veya hasar gördüğü Hatay’da halkın sağlık hizmetine ulaşamadığına dikkat çeken Akbaba, TTB ve Tabip Odaları olarak bölgelerde kurdukları merkezlerle sağlık hizmeti sağlamaya çalıştıklarını ifade etti. Akbaba, şu anda insanların en çok baş ağrısı, ishal ve boğaz ağrısı şikâyetleriyle kendilerine başvurduğunu anlattı.

Akbaba, 1 haftadır seyyar tuvaletlerin ve kullanılabilir suyun hâlâ deprem bölgesine ulaşmamasının ciddi bir halk sağlığı sorununa yol açacağı uyarısında bulundu. Temel ihtiyaçlar bir an önce karşılanmadığı takdirde salgın riskinin kapıda olduğuna işaret eden Akbaba, şunları kaydetti: “Dizanteri salgınları olabilir. Bu yüzden temiz su içmek ve kullanmak çok önemli. Covid dönemindeki gibi sürekli el dezenfektanları, 70 derece ve üzeri kolonyalar sık sık ve sürekli kullanılmalı. Özellikle köylerde halkın kuyu suyu kullanmaması yönünde her gün çağrı yapıyoruz. Bu su belki çamaşır yıkamak için kullanılabilir; onun haricinde meyve, sebze yıkamak için kullanılmamalıdır. Tuvalet sorunu çok önemli. Getirilip bırakılan birkaç seyyar tuvalet var ama onların da temizliği sürekli sağlanmıyor. Kurulan bu tuvaletler için mutlaka temizliğin sağlanması lazım. Yoksa bu temizlenmeyen tuvaletlerin kendisi sağlık riski ve hastalık yayan yerler haline geliyor. Kalabalık ortamlarda mutlaka maske takılması lazım.”

‘CESETLERİN SALGIN SAÇTIĞI SÖYLEMİ ŞEHİR EFSANESİ’

Enkaz altından çıkartılan cenazelerden yayılan koku nedeniyle salgın olabileceği söylemlerine de cevap veren Akbaba, bunun tamamen şehir efsanesi olduğuna işaret ederek, ölü bedenlerin etrafa salgın saçmayacağını, böyle bir korku yaratmanın anlamı olmadığını vurguladı. Mümkün mertebe cesetlerin yanında çok vakit geçirmemek ve onlara çok dokunmamak gerektiği uyarısında bulunan Akbaba, “Eğer gidip de cesedin yanında vakit geçirmiyorsanız, çok uzun süre dokunmuyorsanız, ellemiyorsanız böyle bir salgın riski yok” diye konuştu.

TETANOS AŞISI GEREKİYOR

Akbaba, arama kurtarma faaliyetlerini yürüten ekiplerin, işçilerin ve enkaz altından canlı çıkarılan insanların mutlaka tetanos aşısı olması gerektiğini vurguladı. Deprem bölgesinde tetanos aşısının acil bir ihtiyaç haline geldiğini belirten Akbaba, ancak Türkiye'de son birkaç aydır ciddi anlamda tetanos aşısı sıkıntısı olduğuna işaret etti. Tetanosun ölümcül bir hastalık olabileceğini de aktaran Akbaba, “Enkaz altına giren bütün çalışanlar, bütün işçiler, gönüllüler bir şekilde yaralanıyorlar, bedenleri çiziliyor, kanama oluyor. Yani oralarda tetanos hastalığı oluşma riski var. Sağlık Bakanlığı'nın çok hızlı bir şekilde aşı kampanyası yapması gerekiyor” duyurusunda bulundu.

‘POLİKLİNİKLER AÇILIP HEKİMLER BURADA GÖREVLENDİRİLMELİ’

Tıbbi malzemelerin temini konusunda da ciddi sıkıntılar yaşandığını anlatan Akbaba, özellikle antibiyotik ve tansiyon, şeker, tiroit, astım ilaçlarının çok az geldiğini belirtti. Bu anlamda Türk Eczacıları Birliği’nin bir hizmet sunmaya çalıştığını ifade eden Akbaba, ancak burada ilaç temininde sürekliliğin çok önemli olduğunu vurguladı. Halkın ilaç ihtiyacının mutlaka karşılanması gerektiğinin altını çizen Akbaba, Sağlık Bakanlığı’nın bir an önce kurumlarını oluşturup sahra hastaneleri, poliklinikler açması, aile hekimlerini buralarda görevlendirmesi gerektiğini kaydetti. Çocukların aşılanması konusunda da büyük bir sıkıntı yaşandığına işaret eden Akbaba, şöyle konuştu: “Çocukluk aşılarını aile hekimleri yapıyorlardı. Aile sağlığı merkezlerinin çoğu yıkıldığı ya da hasarlı olduğu için şu anda o aşılamalar durdu. Ayrıca bölgeden başka şehirlere giden aileler çocuklarıyla beraber. Onların aşılamaları da kesilecek. Bu aşılamalar da bir şekilde kampanyalarla, başka özel organizasyonlarla devam ettirilmezse kızamık, kabakulak, suçiçeği, kabakulak, hatta menenjit gibi çok ciddi çocukluk hastalıkları da yaşanabilir. Bunların hepsinin yapılması, devam ettirilmesi gerekiyor.”

Bu süreçte el hijyeni malzemeleri çok önemli olduğunu belirten Akbaba, bu anlamda ihtiyaç listesinin değişmesi gerektiğini duyurarak, “Seyyar tuvalet ve hijyenik ihtiyaçlar, ilaç ve aşılama temini en önemlisi” dedi.