AKP-MHP’nin Kandil hesapları!

Eğer, AKP-MHP 24 Haziran’da Meclis çoğunluğunu kaybederse erken seçim kararı alabilir. Ve erken seçimde kazanmak için lazım olan tek şey daha şiddetli bir savaştır. Savaşın mekanı da Kürt coğrafyası olacaktır.

24 Haziran seçimleri yaklaşırken Erdoğan iktidarının yıkılacağına dair emareler de çoğalıyor. Bir zamanlar ‘çatışmasızlık’ ortamında seçimleri kazanmayı hesaplayan ve bunun için girişimlerde bulunan Erdoğan ve ekibinin şimdilik tek umudu, çatışma ve savaş. Hedef ise her zaman olduğu gibi Kürtler.

Son günlerde Kandil’e yönelik bir saldırının başlayacağı sıkça gündeme getirildi. Ama aslında bu saldırının hesapları çoktan yapılıyor. Yapılan açıklama ve yerel kaynaklardan elde edilen bilgilere göre, Kürt tarafı da böylesi bir saldırının olacağından haberdar ve hazırlıklarını buna göre yapıyor.

Ankara yönetimi bahar aylarıyla birlikte Güney Kürdistan topraklarına yönelik saldırılarını yoğunlaştırdı. Sınır hattındaki bazı alanlarda fiili durum yaratarak bazı üsler kurdu, gerillaların üstlendiği sanılan olası bazı bölgeleri aylardır uçaklarla bombalıyorlar. Keşif uçakları, 24 saat bu bölgeler üzerinde uçuş yapıyor.

HPG’nin son günlerde yaptığı açıklamalara bakıldığında, gerilla güçleri hava saldırılarına hedef olmamak için arazide yayılıyor. Türk ordusu ise önceden belirlenen bazı noktalara yoğun bombardımandan sonra helikopterlerle indirme yapıyor. İndirmeler her zaman savaş ve keşif uçaklarının gözetiminde yapılıyor. Arazinin belirli noktalarına indirilen askerler hava kuvvetlerinin desteğiyle mevzi ve çeşitli barınaklar yapıyorlar. Gerillalar ise bu barınakların etrafını kuşatarak askerlere yönelik eylemler düzenliyor. Bu eylemlerin görüntüleri son günlerde Gerilla TV’de sıkça yayınlanmaya başladı.

Sözünü ettiğimiz bu gelişmeler son 2 aydır özellikle Bradost alanında yoğunlaşıyor. Türk güçleri burada bazı üsler kurdu ancak çatışmalı durum devam ediyor.

Türk medyasında iddia edildiği gibi burası Kandil dağına pek yakın sayılmaz. Daha çok Sideka kasabasına yakın. Türk ordusunun buraya saldırmasının sebebi, Xinere-Sideka hattını koparmak ve oraya yerleşmek. Öyle görülüyor ki yaz ayları boyunca, sonbahara kadar bu bölgedeki çatışmalar devam edecek.

Türk askerlerinin şu an bulundukları yer ile Kandil bölgesi arasında kuş bakışı 100 km kadar mesafe var. Türk askerlerinin Kandil’e karadan geçmeleri için Soran, Çoman, Rewanduz ve Diyana’dan geçmeleri gerekiyor. Ki burası da araçla yola çıkılabilecek bir arazi yapısına sahip değil. Bölgenin sarp dağları ve derin vadilerinden kimin ne zaman nereden çıkacağı hiç belli değil.

Peki Türk ordusu bunu bilmiyor mu? Elbette biliyor. Bu durumda “Kandil için nasıl bir saldırı hazırlığı yapılıyor?” sorusu önem kazanıyor. Hava saldırıları, suikast ve kaçırma türünde bazı girişimlerde bulunmak istedikleri söyleniyor. İstihbarat için ABD’ye de bu yönlü talepte bulundukları da gelen bilgiler arasında. Mümkünse böyle bir girişimi seçimden önce yapmak ve seçim sonuçlarına etkide bulunmak istiyorlar. Ama başarı şansının olduğunu söylemek zor.

Buna karşın Kandil dağına yönelik daha kapsamlı bir operasyonun hazırlıkları da yok değil. ABD buna yeşil ışık yakıyor (Rusya ile ilişkiler ve Suriye’deki bazı durumlara karşılık) fakat Bağdat’ı adres olarak gösteriyor. Ankara, Bağdat’ta oluşacak yönetimi bekliyor.

Yine İran olmadan Kandil’e yaklaşmaları da söz konusu olamaz. Çünkü Kandil büyük oranda İran ile sınır. İran için durum daha karışık çünkü Kürt güçlerine yönelik böyle bir saldırı Tahran’ı, hiç de ihtiyacı olmadığı bir dönemde başka sorunlarla karşı karşıya getirebilir.

KDP böyle bir saldırıya dünden razı. Diğer Kürt güçleri tepkili. KCK yetkilileri ise özellikle seçimlerden önce her türlü saldırının olabileceğini düşünüyorlar. ANF’ye konuşan KCK Yürütme Konseyi Üyesi Mustafa Karasu, “AKP her türlü şuursuzluğu yapabilir, ama saldırırsa Kürtler bunu daha büyük kazanımlara çevirebilir” dedi.

Türk yetkililer ve medyasına bakıldığında ise Kandil’e yaklaşmaları an meselesi. Haritada bile Kandil’in nerede olduğunu bilmeyen bazı ‘uzmanlar’ PKK’nin güçlerini Şengal’e yönlendirdiğini iddia ediyorlar. Kuşkusuz, uzaya 4 şeritli yol yapıldığına inananlar için Kandil’den Şengal’e nasıl gidileceğinin bir önemi yok! Daha önceki bir yayında Çukurca kaymakamlığı bahçesi, Zap kampı olarak sunulmuştu. Bu konuda tecrübeli olduklarını hatırlatmak gerek.

Yakın bir zamanda Güney Kürdistan’ın herhangi bir mıntıkasında bayrak dikerek Kandil diye televizyonlara servis etmeleri sürpriz olmaz. Ve bunu seçimlerden önce yapmaya çalışacaklar. Hatta seçimlerden önce kendi asker kayıplarını daha sık gündeme getirmeleri de beklenen gelişmeler arasında sayılabilir. Kimse çıkıp “sınırımızdan 200 km uzak ve Kıbrıs’ın üç katı büyüklüğünde Kandil’e ne zaman ve nasıl gittik” diye sormaz.

Bunu yapacaklar çünkü içeride kontrolü elde etmek için psikolojik savaşa ihtiyaçları var. Gündemi belirleyemiyorlar, ekonomiyi toparlayamıyorlar, oy almak için kitleleri ikna edemiyorlar. Ama “Kandil’e operasyon yapıyoruz” diyerek topluma ve bütün siyasi dinamiklere, savaş gündemini dayatmak istiyorlar.

Bu planı 24 Haziran sonrasında da yürütecekler. Eğer, AKP-MHP 24 Haziran’da Meclis çoğunluğunu kaybederse erken seçim kararı alabilir. Ve erken seçimde kazanmak için lazım olan tek şey daha şiddetli bir savaştır. Savaşın mekanı da Kürt coğrafyası olacaktır. Yani; 7 Haziran 2015 sürecinde yaptıkları planı ‘Update’ edeceklerdir. Topluma; “savaştayız ve savaş esnasında pilot değiştirilmez. Yani; suyun ortasında at değiştirilmez” diyecekler. Kendilerince bir ‘zafer’ elde edip seçimlerde  kazanmayı hesaplayacaklar. Ama hedefledikleri yerde bir zafer kazanmaları mümkün değil. Savaşın dozunu yükselterek ancak kendi çöküşlerini hızlandırabilirler. Özel savaş medyasında başka hikayeler yazsalar bile, böylesi ‘zaferler’ Ankara’nın sofrasına konulan bombadan başka bir anlam ifade etmez.