Almanya Erdoğan'a hangi büyük tavizler verdi?

Erdoğan rejiminin rehinelerinden Peter Steudtner'in serbest bırakılması ardından Berlin-Ankara arasında başlayan yumuşama süreci ve Kürtlerin kurban seçilmesinin perde arkası merak ediliyor.

5 Temmuz'da Büyükada'daki bir otelde düzenlenen bir seminere katılan insan hakları aktivistleri ile birlikte gözaltına alınan ardından da tutuklanan Peter Steudtner, Erdoğan rejiminin rehinin tuttuğu 10 Alman vatandaşından biriydi.

Gözaltına alınması Merkel hükümeti ve Erdoğan iktadarı arasında zaten gerilen ilişkileri kopma noktasına getirmişti. Steudtner'in tutuklanmasının hemen ardından dışişleri bakanı Sigmar Gabriel Türkiye'ye bir dizi yaptırımları açıklıyordu. Bunların başında Ankara'ya verilen AB yardımlarının kesilmesi, Türkiye için seyahat uyarısının yapılması ile "kredi garantilerinin gözden geçirilmesi" geliyordu.

Bu yaptırımların çoğu göstermelik olarak kalırken, 24 Eylül seçimleri öncesinde, seçim meydanlarında Erdoğan'a karşı sesini yükseltmek ise deyim yerindeyse "moda" idi. Merkel'in zaferiyle sonuçlanan seçimlerin ardından "yumuşak bir geçişle" Türk devletiyle ilişkilerde "fabrika ayarına" basıldı.

Önce Merkel'in Berlin'de verdiği sözleri Brüksel'de unuttu. Ardından da "terör örgütüne üyelik” ve "terör örgütüne yardım” suçlamalarıyla karşı karşı olan Berlinli aktivist Peter Steudtner "sürpriz" sayılacak şekilde 25 Ekim günü tahliye edildi. Bu gelişmeye Almanya'nın eski başbakanlarından Gerhard Schröder'in Türk cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşmenin ön ayak olduğu belirtildi.

ALTMEİR 'GİZLİ GÖREVLE' ANKARA'YA UÇTU!

Erdoğan'ın onun için "ahbabım" dediği Schröder'in Türk devletiyle sıkı ilişkilerin kapısını aralamasından hemen sonra, Eylül'ün ayının son günlerinde başbakan Merkel'in müsteşarı Peter Altmaier'in Ankara'ya uçtuğu öğrenildi.

Almanya'nın önde gelen haber dergilerinden Focus'un haberine göre Merkel'in özel işlerinden sorumlu Altmaier'in "gizli görevle" Erdoğan ile biraraya geldi. Dergiye konuşan ve ismini vermek istemeyen üst düzey bir Alman hükümet temsilcisi "Schröder'in çabalarına saygı gösteriyoruz, ama kapıyı açan Altmaier oldu" şeklinde konuştu.

Erdoğan ile görüşmede "büyük tavizler" verildiğini ima eden yetkili "Steudtner'in serbest bırakılması için büyük bir ödül verildi, bundan fazlası zaten olmazdı" ifadesini kullanması ise dikkat çekti. Erdoğan ile pazarlık yapması için Merkel hükümetinin Ankara'ya gönderdiği Peter Altmaier ismi de tesadüf değil.

NEDEN ALTMEİR SEÇİLDİ?

Türkiye ile gerginlik ve krizlerin tavan yaptığı günlerde hem başbakan Merkel'in partisi Hıristiyan Demokratlar Birliği (CDU)'lu ve hem de diğer partilerden siyasetçilerin aksine Altmaier'in Ankara'ya sürekli sıcak mesajlar yapması dikkat çekiyordu. Türk hükümetiyle iplerin asla kopartılmamasından yana olan Altmaier Erdoğan rejiminin bütün anti-demokratik uygulamalarına rağmen "Bölgede tek demokratik ülke olan Türkiye'dir, onu kaybetmemeliyiz" diyordu. Bu anlamıyla Altmeir "makul" sayılacak bir muhataptı.

Erdoğan iktidarı ile başlayan yumuşa süreci için Almanya'nın hangi büyük bedeller verdiği ise merak ediliyordu. Son bir yıldır Ankara'nın Berlin'den istekleri üç başlık altında toplamak mümkündü; gümrük birliği anlaşmasının genişletilmesi, 15 Temmuz darbe girişimi ardından Almanya'ya sığınanların iade edilmesi ve Kürt özgürlük mücadelesine karşı Almanya'nın daha sert tedbirler alması.

Gümrük birliğinin Türkiye'nin lehine genişletilmesi bir yana, 24 Eylül seçimleri öncesinde başbakan Merkel seçmenlerine Ankara ile yürütülen Avrupa Birliği üyelik sürecinin askıya alınacağı sözü veriyordu. Bu sözünü Brüksel'de unutturmak için de elinden geleni yaptı. Almanya'ya sığınan ve Gülen cemaatinden olduğu iddia edilen isimlerin de Türkiye'ye iadesi de söz konusu değildi. Birçok kez Alman yetkililer "bunun için anayasamızı değiştirmeliyiz" diyordu.

'BÜYÜK ÖDÜL' KÜRTLER MİYDİ?

Geriye Ankara'nın tek talebi; Kürt hareketine karşı daha aktif mücadele kalıyordu. Cumartesi günü Almanya'nın Düsseldorf şehrinde Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan için yapılan kitlesel yürüyüşe Alman polisinin saldırmasıyla Berlin'in hangi "büyük ödülü" Erdoğan iktidarına verdiği anlaşıldı.

Sadece NRW eyaleti değil, birçok eyaletten özel polis birliklerinin Düsseldorf'da görevlendirildiği o gün Kürtlere saldırının gerçekleştiği saatlerde ise sadece dışişleri bakanlığı koltuğunda değil, siyaset sahnesinde de son ayını geçiren sosyal demokrat politikacı Sigmar Gabriel'in Antalya'da olduğu ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile görüşme gerçekleştirdiği basına yansıdı.

Gabriel'in gider ayak Çavuşoğlu ile verdiği poz ise özellikle sosyal demokratlar ve Yeşiller Partisi politikacıları arasında memnuniyetle karşılanması dikkat çekti. Alman haber ajansı DPA'ya konuşan SPD'li politikacı Niels Annen "Karşılıklı diyalog kurulması konusunda nihayet sevindirici haberi aldık" dedi.