Almanya, Erdoğan’nın neyi olur?

Anladık soykırımcı işgalci faşist Türkiye devleti Kürtleri aralıksız olarak tam yüz yıldır soykırımlardan geçiriyor. Peki, size ne oluyor ki ne zaman bu faşist yapı sıkıştığında hemen yanı başında silah ve para yardımıyla duruyorsunuz?

Erdoğan faşizmi, Cumartesi Anneleri’nin eylemlerini yasaklayıp saldırdığı sırada Alman hükümeti, önce Kürt gençlerinin eylemlerine saldırdı, ardından da 1992’den beri düzenlenen Uluslararası Kürt Kültür Festivali’ni yasakladı. Böylece faşist Türk devleti ve şefi Erdoğan’a selam çakıp yanında durduğunu göstermiş oldu.

Alman devleti, yüz yıldır Kürtlere karşı her eylemin içerisinde yer alıyor. İngiltere’nin yanında Kürt soykırımının başlıca sorumlularındandır. Ne zaman soykırımcı faşist Türk devleti Kürtlere yönelmişse yanı başında bitiveren güçlerin başında Alman devleti geliyor. Bunu, silah yardımı ve ekonomik desteğin yanı sıra direnişçilere saldırılarıyla ifa ediyor.

Alman devleti, Kürt Özgürlük Hareketi’ne karşı 1987’de kapsamlı bir saldırı başlatmış, Düsseldorf davasıyla Türk devletinin vekaletini üstlenmişti. Bu yüz karası davada, özgürlük savaşçıları güya Lübnan’da gerçekleştirdikleri eylemlerden dolayı yargılanıyordu. Halbuki ne Lübnan’ın bir şikayeti ne de davacı olan vardı. Alman savcıları, Türk askeri savcıların pozisyonunu almıştı.

Düsseldorf davasında suçlananlar arasında yer alan Ali Haydar Kaytan, bir hikaye anlatarak Alman devletinin pozisyonunu açıklık getirmişti. Şöyleydi; varlıklı biri ölmeden önce vasiyetini yazarak köpeğine bırakır. Öldüğünde vasiyeti okuyanlar, bu sorunu nasıl çözeceklerini bilemez. Bunun için şehrin kadısına başvururlar. Kadıya ölen kişinin vasiyetini gösterip köpeğine bıraktığı malların nasıl verilmesi gerektiğinin çözülmesini isterler. Kadı çok rahat bir şekilde vasiyeti alarak, bizzat üzerinde duracağını belirtip malın kendisine geçtiğini de bir şekilde ifade eder. Vasiyetin yerine getirildiğine inanan kişi rahatlayarak kadının yanından çıkar. Ancak çıkarken aklına bir soru düşer. Yeniden kadının odasına dönen kişi, “Sormayı unuttum, siz ölen kişinin köpeğinin neyi oluyorsunuz?” diye sorar.

Alman devleti tam yüz yıldır böyle bir sorunun sorulmasını hak ediyor; siz faşist Erdoğan’ın neyisiniz?

Hakikaten dün faşist Enver Paşa’nın ya da zamanında 12 Eylül faşist cuntasının neyiydiniz?

Anladık soykırımcı işgalci faşist Türkiye devleti Kürtleri aralıksız olarak tam yüz yıldır soykırımlardan geçiriyor. Peki, size ne oluyor ki ne zaman bu faşist yapı sıkıştığında hemen yanı başında silah ve para yardımıyla duruyorsunuz?

Bugün Erdoğan faşizmi, Hitler faşizmini aratacak bir tarzda dikta bir rejimi inşa ediyor. Günlük olarak Ortadoğu’da kan akıtıyor. Halklara karşı savaş ilan ediyor. Uluslararası hiçbir hukuk kuralını dikkate almayarak, tüm hukuk belgelerini ayaklar altına alıyor. Erdoğan faşizmi bu kadar acımazca Kürtlere ve Türkiye demokratlarına yönelirken, onları zindanlara atarken, tekçi faşist rejimini pekiştirirken, onu ayakta tutmak, yanında durmak Alman devletine mi düşmüş!

Alman devleti ve hükümeti bu soruyu hak ediyor:

Siz bu faşistin neyi oluyorsunuz?