Altan: Tüm bölgeyi düşman görüyor

Eski askeri pilot Bahadır Altan, top atışları yapılırken tüm bölgenin ‘düşman bölgesi’; zaten sivillerin de ‘PKK’li terörist’ olarak görüldüğünü ama bu kez kurbanların Arap olmasının infial yarattığını söyledi.

İktidarın, kendi tabanını harekete geçirmek, MHP tabanını kaybetmemek için saldırgan bir milliyetçi rüzgara ihtiyacı olduğunu, ancak yeni bölgelerin işgali konusunda sıkıştığını kaydeden barış aktivisti Bahadır Altan, orduyu da bu yönde harekete geçirdiğinin anlaşıldığını söyledi. Altan, “Ben Zaxo'daki top atışıyla yapılan saldırıyı, bu hazırlığın ‘parmaklar tetikte’ bekleyen silahlı kuvvetlerin bir refleksi şeklinde yorumluyorum” dedi.

Eski savaş pilotu Bahadır Altan, Zaxo’da sivillerin katledilmesine yol açan saldırıyla ilgili ANF’ye konuştu.

Bahadır Altan, yapılanın adının doğru konulması gerektiğini belirterek, şunları söyledi: “Hatırlarsanız, Türkiye ‘Zeytin Dalı Harekatı’nı duyurduğunda Kuzey Kıbrıs lideri Mustafa Akıncı, ‘Zeytin Dalı demekle adı barış olmuyor, bunun adı savaş’ demişti ve tepki çekmişti. O zaman buna ‘savaş’ demenin bir bedeli oldu. Hatta bunu diyenler ‘terörist’ olarak nitelendirildi. Tıpkı 30 kilometrelik alana girip adına ‘güvenli bölge’ demeyeceğiniz gibi, bunun adı da başka ülkenin topraklarını işgal etmek demek. Bunu şu yüzden hatırlatıyorum; o zamandan beri süren saldırılar var. Dolayısıyla adını doğru koymak gerek; bu bir işgaldir.

ARAP OLMALARI İNFİAL YARATTI

Bu işgal edilen topraklarda birçok saldırı oldu. İHA, SİHA'lar vasıtasıyla, topçu atışlarıyla yaşamını yitiren birçok sivil oldu. Resmi rakamlar elimizde olmasa da onlarca sivilin hayatını kaybettiği ifade ediliyor. Türkiye saldırıda bulunduğu alanlarda ölen herkesi ‘terörist’ ilan ediyordu. Her şey bu çerçevede bir algı politikasıyla iç kamuoyuna sunuluyordu. Zaxo’nun özelliği ise burada yaşamını yitirenlerin tamamının Arap olması. Bu da infiali arttırdı. Aslında çok trajik bir konu; yaşamını yitiren Kürt olunca terörist oluyor ama Arap ya da başka halktan olunca uluslararası kamuoyunun da tepkisini çekiyor. Bu da işin trajik başka bir yanı.”

TÜMÜYLE DÜŞMAN BÖLGESİ

Altan, Zaxo’daki saldırıyı maddi olarak değerlendirirken de oradaki top atışlarının ‘sivilleri gözetmeksizin’ herkesi ‘terörist’ ilan eden bir bakış açısı ve rahatlığıyla yapıldığını ifade etti. Altan, şöyle devam etti: “Bugüne kadar TSK burada SİHA'larla ve güdümlü nokta atışlarıyla saldırılar yaptı. Bu top atışı, ancak işgal edilen toprakta, kendi güvenli bölgenizin dışında düşman olarak tanımladığınız yerlere yapılan bir atıştır. Güdümlü olmadığı için kilometrelerce hata yapabilir top mermisi. Top mermisinin bir uçağın uçuşu gibi bir uçuş yolu vardır ve kilometrelerce uçar, rüzgardan etkilenir. Öncelikle bir koordinat verilir ki Zaxo'da daha önce keşif uçakları, İHA'lar görülüyor. Bu da bir istihbarat toplama faaliyeti olarak değerlendirilebilir tabii. Onun ardından belirlenen koordinata toplarla atış yapılıyor. Bu o bölgenin tümüyle düşman bölgesi olarak kabul edildiğini gösteriyor. Böyle bir özelliği var son saldırının. Yani top mermisinin hassas bir noktaya gitmeyeceği bilindiği için yanında yöresinde de düşmanlar var anlamında bir rahatlıkla yapılmış. Hatta tanzim atışları yapılır önce. Yani bir mermi atılır, onun düştüğü yere göre düzeltmeler yapılır ikinci bir mermiyle. Rüzgarın etkisiyle merminin sapması, bu düşüş nereye olacağının kesinleştirilmesi için yapılan atışlardır bunlar. Dört tane merminin ateşlenmesi bu fütursuzluğu gösteriyor.

SİVİL DE OLSA PKK’Lİ DİYOR

Dolayısıyla o bölgedeki insanları ‘terörist’ ilan eden bir bakış açısı var ama orada siviller ölüyor. E sivil de olsa PKK'li diyor iktidar. Oysa PKK bir parti, Irak'taki KDP veya YNK gibi bir parti, bunun taraftarları da olabilir, üyeleri de olabilir. Bunlar illa askeri güçler olmayabilir. Bunları vurma, öldürme hakkı yok kimsenin. Aynı düşman mantığını biz içeride de görüyoruz. Örneğin HDP'yi de PKK'nin uzantısı olarak nitelendirerek hukuka sığmayan uygulamalar yapılıyor. Yine Gezi davası gibi bir sürü insan tutsak edilip kanuna aykırı bir şekilde içeride tutuyor, tıpkı Osman Kavala gibi.”

TAM OLARAK REDDETMEDİ

Altan, Türk Dışişleri Bakanlığının konuyu tam anlamıyla inkar etmediğine ve topu TSK’ye attığına dikkat çekerek, şöyle konuştu: “Türkiye bu saldırıyı net bir şekilde reddetmedi aslında. Dışişleri Bakanlığı, topu Türk Silahlı Kuvvetleri'ne atan bir dil kullanmıştı açıklamasında. Diyor ki ‘Türk Silahlı Kuvvetleri'nden aldığımız bilgiye göre...’ Bunu söylüyor ki başka bir şey çıkarsa siyaset kendini aklayabilsin. Oysa Roboskî de dahil olmak üzere esas sorun bu. Bütün bu saldırılarda asıl sorumlu siyasal iktidardır. TSK, siyasal iktidarın emrindedir. Bugün illa buraya top atışı yapın diye emir vermesi gerekmez. Askerler de, yargı da hatta bütün bürokratlar da iktidarın tavrına göre pozisyon alıyor.

Örneğin birilerinin ‘terörist’ ilan ederek davalar açılması alkışlanıyor iktidar tarafından, teşvik ediliyor. Böyle olunca da bütün gayrimeşru işler yapanlar ‘teröristleri’ hedef aldığı zaman kendine bir koruma sağlıyor. En son örneği Adana Cumhuriyet Savcısı'dır. Uyuşturucu baronu çıktı. Narkotik polisleriyle uyuşturucu nakliye ederken yakalandı. Aynı savcı birçok kişiyi ‘teröristlikle’ suçlayan iddianamelerin altında imzası olan bir savcı.”

İSTEDİĞİ ONAYI ALAMADI

Bahadır Altan’ın dikkat çektiği başka bir şey ise seçimlere doğru iktidarın elinde kalan en büyük kozun saldırgan bir milliyetçilik olması. Kendi tabanını harekete geçirmek, MHP tabanını kaybetmemek için böyle bir milliyetçi rüzgara ihtiyacı olduğunu kaydeden Altan, şunları dile getirdi: “Bundan da bir ‘başarı’ bekliyor iktidar. Kuzey Irak'taki harekat da böyle. Zap ve Avaşîn bölgesinde böyle bir büyük bir hedefin vurulması veya yakalanması şeklinde bir beklentisi vardı. Yine Garê için de aynısı söz konusu. Büyük bir başarı elde etmiş olsalardı belki de seçim çok daha erken yapılabilecekti. İktidar, ‘Yeni Osmanlı’ hayallerini gerçekleştirecek bir iki adım yakalayarak bu rüzgarla seçime gitmek istiyor. Örneğin, Kuzey Suriye için bölgedeki diğer aktörlerden istediği onayı alamadı bugüne kadar. Ne Amerika'dan, ne Rusya'dan, ne de İran'dan... Tahran'daki zirve bu açıdan çok önemliydi. Yeni bölgelerin işgali konusunda sıkışmış durumda ama anlaşılan şu ki, silahlı kuvvetleri de bu yönde harekete geçirmiş iktidar. Ben Zaxo'daki top atışıyla yapılan bu saldırıyı, bu hazırlığın ‘parmaklar tetikte’ bekleyen silahlı kuvvetlerin bir refleksi şeklinde yorumluyorum.”

MUHALEFET NET BİR TUTUM ALMALI

Muhalefetin de buna karşı bir duruş sergilemesi gerektiğinin altını çizen Altan, şunları ekledi: “Muhalefetin Türk Silahlı Kuvvetleri'nin iktidarın siyasi amaçlar ile savaş suçları işlediğine, bunların savaş suçu olduğuna tabanını ikna etmesi lazım. CHP başta olmak üzere hatta sol görünümlü birçok gazete bile Dışişleri Bakanı'nın açıklaması üzerinden haberi verdi. Şimdi gerçekler su üstüne çıkmaya başladı. Belki daha farklı yorumlar olacaktır ama bu önemli bir ayrım. Çünkü bu tutum şimdiye kadar iktidarın elini rahatlatan en önemli nedendi. Dış olaylar söz konusu olduğunda ‘Yenikapı ruhuyla biz devletimizin yanındayız’ deyip AKP'nin ardına diziliveriyorlar. Bu zaten AKP'yi saldırganlaştıran, rahat rahat istediği gibi at oynatmasına sebep olan tutumdu. Eğer iktidar seçimleri buralardan elde edeceği ‘başarılar’ ile kazanacağını hesap ediyorsa muhalefetin buradaki oyunu görüp AKP’nin ardında hizaya girmek yerine HDP’yi de içeren ortak bir muhalefet yürütmesi gerekiyor. Bununla birlikte şeffaf bir süreçte HDP’yle de görüşerek ortaklaşan bir aday çıkarması lazım.”