Amed: Cezaevlerinde katliamlara sessiz kalmayacağız

MED TUHAD-FED ile TUHAY-DER öncülüğünde cezaevlerindeki katliamlara ilişkin yapılan açıklamada, “Yaşanan katliamlara sessiz kalmayacağız” denildi.

Med Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu (MED TUHAD-FED) ile Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Dayanışma Derneği (TUHAY-DER) öncülüğünde hapishanelerde yaşanan katliamlara ilişkin açıklama yapıldı. Açıklamaya Özgür Kadın Hareketi (TJA), Halkların Demokratik Partisi (HDP), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), 78'liler Derneği, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD), Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırma Derneği (MED-DER) üyeleri ve çok sayıda kişi katıldı.

‘SON BİR YILDA 48 TUTSAK KATLEDİLDİ

TUHAD-FED Eşbaşkanı Zeki Baran, son dönemlerde cezaevlerinde katliamların yaşandığını söyleyerek, “Türkiye cezaevlerinde özelde politik tutsaklar üzerinde katliam politikası yürütülüyor. Son bir yılda 48 tutsak yaşamını yitirdi. Yürütülen bu politikalar katliamdır. Katliam AKP-MHP ve ortaklarının faşizm sisteminden kaynaklıdır” dedi.

KATİLLER HANGİ AMAÇLA TAHLİYE EDİLDİ?

Adalet Bakanı Bekiz Bozdağ’ın dün yaptığı “Biz hasta tutukluları gündemimize alıyoruz” sözlerine değinen Baran, “Bugüne kadar cezaevlerinde yaşanan tüm katliamlara karşı hükümet halkı kandırmak için böyle açıklamalar, yalanlar atıyor. Antep’te 57 kişiyi katledenler neden tahliye edildi? Kontra olarak 1990’larda Kürt halkını katledenler neden bırakıldılar? Çevik Bir hangi amaçla tahliye edildi de Aysel Tuğluk neden hasta olmasına rağmen neden tahliye edilmedi?” diye sordu.

Özellikle ağır hasta tutukluların tedavi edilmediğini belirten Baran, kovid vakalarının hapishanelerde arttığını ve kovid testi pozitif çıkan tutukluların neden iç içe tutulduğunu sorarak,  “Bütün hasta tutsaklar ancak evlerinde, hastanelerde tedavi olabilir. Onları bırakın evlerinde tedavi olsunlar. Bizler sizin bu söylemlerinize ancak böyle inanırız. Binlerce kişi hukuksuzca, AKP noteri olanlar mahkemeler tarafından tutuklandı. Bu tutukluları bir an önce tahliye edin.

‘CEZAEVLERİNE SES ÇIKARIN’

“Seçimler yaklaşınca Kürtlerin dostu çok oluyor” diyerek muhalefete seslenen Baran, “Yarın kim başa gelirse gelsin, yaklaşım böyle olduğu sürece Kürtler yine cezaevlerinde infaz edilirler. Binlerce tutuklu cezaevlerinde. Bunlar için ne diyorsunuz? Hasta tutuklular cezaevinde, buna ilişkin ne diyorsunuz? Bu sorunları nasıl çözeceksiniz, bunları açıklayın. Siyasi tutuklular için genel af için en diyorsunuz, çıkın bunları nasıl çözeceğinizi açıkça ifade edin” diye konuştu.

Baran son olarak Kürt halkının dünyanın neresinde olursa olsun hapishanelere ve hasta tutsaklara ses çıkarması gerektiği yönünde çağrıda bulundu.

‘YARGI İKTİDARIN NOTERİ HALİNE GELMİŞ’

Ardından açıklama metnini okuyan TUAY-DER Eşbaşkanı Mehmet Gündüz, “23 yıldır Abdullah Öcalan’ın maruz kaldığı ağırlaştırılmış tecrit halinin yansıması olarak toplum her yönü ile derin bir kriz halini yaşamaktadır. Bu kriz halinin en yoğun yaşandığı yer, uyduruk gerekçelerle iktidarın noteri haline gelmiş yargının eli ile mahkum edilmiş binlerce tutsağın doldurulduğu cezaevleridir” dedi.

‘FİİLİ İDAM MERKEZLERİNE DÖNDÜ’

Cezaevlerinin idam cezasının fiili olarak uygulandığı merkezlere döndüğünü belirten Gündüz, uygulanan baskıcı ve keyfiyetçi uygulamalarla ve tüm inanışların temel ilkesi olan “yaşam hakkınız” yok sayıldığını söyleyerek, “Cezaevleri kovid, OHAL gibi gerekçelerle birer işkence merkezine dönüşmüş durumda. Her yönü ile derin krizler yaşayan hükümet, ahlak ve vicdandan yoksun politikalarının yaratmış olduğu enkazı gündemden düşürmek için neredeyse her gün cezaevlerinden bir cenazenin çıkmasına sebep olmaktadır. Hüküm süreçlerini tamamlamalarına rağmen idare gözlem kurulları tarafından uyduruk gerekçeler ile infazları yakılan/ertelenen tutsakların cezaevlerinden sağ çıkmamaları için yoğun çaba gösterilmektedir. dedi.

‘DOĞAL ÖLÜMLER DEĞİLDİR’

Gündüz, “2022 yılının ilk 8 ayında cezaevlerinden çıkan 43 cenaze, cezaevlerinde yaşanan işkence halinin vardığı korkunç boyutu gözler önüne sermektedir. Düşmanca yürütülen cezaevi politikalarının sonucu olarak, özellikle son bir hafta içerisinde hayatını kaybeden ağır hasta tutsaklar İbrahim Yıldırım, Mehmet Candemir ve Bazo Yılmaz cezaevleri işkence sistemini tüm çıplaklığı ile gözler önüne sermektedir. Cezaevlerinde yaşanılan hiçbir ölüm doğal ölüm değildir.  Bu ölümlerin sorumluları halkımızın ve bizlerin vicdanlarında çoktan mahkûm oldukları gibi er veya geç hukuk önünde hesap vereceklerdir” diye ekledi.

‘SESSİZ KALMAYACAĞIZ’

Gündüz son olarak Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerinde 23 yıldır sürdürülen mutlak tecrit haline son verilmesi gerektiğinin altını çizerek, devamla şunları aktardı: “Bu sebeple buradan bir kez daha diyoruz ki; 23 yıldır Abdullah Öcalan üzerinde sürdürülen mutlak tecrit haline son verilerek telefon, aile avukat görüşü gibi temel haklarından faydalanması sağlanmalıdır. Başta Adalet Bakanlığı olmak üzere ilgili tüm kurumlar, Nazi Almanya’sının gaz odalarına dönüşmüş cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerini görmezden gelememelidir. Hiçbir insani değer ile bağdaşmayan ceza infaz yasası, bir an önce ağır hasta tutsaklar başta olmak üzere hasta tutsakların tahliyesine imkân sağlayacak şekilde değiştirilmelidir. Cezaevlerinde insani koşullardan uzak yaşam mücadelesi vermeye çalışan hasta tutsaklar bir an önce tahliye edilmeli veya infazları ertelenmelidir. Cezaevlerinde tamamen sindirmeye yönelik politikalara son verilmelidir. Tutsakların kültürel, sosyal, sağlık gibi temel haklarından faydalanmaları için gerekli koşullar bir an önce sağlanmalıdır. Şimdiye kadar, ihmalkarlıkları ile cezaevlerinde insanların hayatlarını kaybetmelerine sebep olanların; görev, sorumluluk ve rütbelerine bakılmaksızın hukuk önünde hesap sorulmalıdır.

Son olarak buradan bir kez daha ifade etmek isteriz ki; ölümlere zulümlere işkencelere karşı asla sessiz kalmayacağız, alışmayacağız. Yaşasın mücadelemiz, yaşasın zindanların direnişi.”

Açıklama atılan “İçeride dışarıda tecridi parçala”, “Siyasi tutsaklar onurumuzdur” sloganlarıyla son buldu.