Amed’de 468 örgüt kalıcı barışı sağlamaya çağırdı

Amed’de 468 sendika, meslek ve sivil toplum örgütü, 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla ortak bir deklarasyonda bulundu. Örgütler, Kürt sorununa kalıcı bir çözüm çağrısında bulundu.

Kuzey Kürdistan’ın farklı kentlerinden 468 sendika, sivil toplum ve emek örgütü, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında Dağ kapı Meydanı'nda bir araya geldi.

"Barış hemen şimdi" talebiyle yapılan ortak deklarasyonya Halkların Demokratik Partisi (HDP)  Diyarbakır İl Eş Başkanları Zeyyat Ceylan ile kent vekili İmam Taşçıer de katıldı.

Açıklamanın Kürtçesini Elektrik Mühendisleri Odası (EMO)Diyarbakır Şube Eşbaşkanı Sorgül Aytek Avşar, Türkçesini ise Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren okudu.

Eren, Türkiye’nin hukuk, demokrasi ve insan hakları alanında yaşadığı sorun ve sıkışmışlığının en önemli nedeninin Kürt meselesinin çözümsüzlüğündeki ısrar olduğunu kaydettiç

Eren,“Bu ısrar, Türkiye’de temel hak ve özgürlükler konusundaki toplumsal taleplere cevap olmamakta ve demokratik çözüm zemininden uzak güvenlikçi politikalarla bakış anlayışını devam ettirmektedir” dedi. 

“Çözümsüzlük politikası, can kayıplarına neden olduğu gibi; ülkenin hukuktan, demokrasiden ve insan haklarından daha fazla uzaklaşmasına, yarattığı ciddi maliyetle ekonomik sorunların yaşanmasına neden olmaktadır” diyen Eren, şunları ekledi: “Nitekim Türkiye, dünyada ülkelerin demokrasi endeksi sıralaması ve coğrafi bölgelere göre kategorize edilen hukukun üstünlüğü endeksi sıralamalarında gerilerde yer almaktadır.”

Eren, “Kürt meselesinin barışçıl ve demokratik bir zeminde çözüleceği gerçekliğiyle; çatışmasızlık ortamının sağlanması için tüm aktörleri, toplumsal ve siyasi dinamikleri üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeye davet ediyoruz” çağrısında bulundu.

İmzacı sivil toplum, iş ve meslek örgütleri devamla şu çağrıda bulundu:

“Barışın Türkiye’nin en önemli ve öncelikli gündemi olması gerektiğini hatırlatıyor, bir an evvel silah ve çatışmaların gölgesinden uzaklaşarak Türkiye’nin ihtiyacı olan ve önceki yıllarda başlatılan süreçlerin toplumda yarattığı karşılığı ve umudu gözlemlemiş olmanın haklılığıyla barışın yeniden konuşulduğu bir sürecin inşa edilmesini, eşit yurttaşlık temelinde evrensel ilkeler ışığında çözümün ve kalıcı bir barışın sağlanması çağrısında bulunuyoruz.”