3 kentte hasta tutsakların özgürlüğü istendi-YENİLENDİ

İstanbul, Ankara ve İzmir'de İslam İverendi, Bülent Mengeş, Devrim Ayık'ın durumunun ağır olduğu vurgulandı, hasta tutsakların özgürlüğü istendi.

Ankara'da Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi, eylemlerinin 367’nci haftasında İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi’nde basın toplantısı düzenledi.  Toplantıda konuşan İHD Ankara Şubesi Hapishane Komisyonu Üyesi Avukat Ömer Faruk Yazmacı, Malatya Akçadağ T Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan hasta tutuklu 25 yaşındaki İslam İverendi’nin sağlık durumunu aktardı.

 İverendi’nin 2016 yılında tutuklanarak konulduğu Şırnak T Tipi Kapalı Cezaevi’nden 5 ay önce  Malatya Akçadağ T Tipi Kapalı Cezaevi’ne gönderildiğini aktaran Yazmacı, “Dışarıdayken 2010 yılında Hepatit-B hastalığına yakalanmış ve karaciğerinden kaynaklı büyük bir sağlık problemi meydana gelmiştir” dedi. Hastalığının ilerlemesi üzerine karaciğer nakli ameliyatı yapıldığını belirten Yazmacı, sağlığının cezaevi koşullarında tekrar kötüye gittiğine dikkati çekti. Yazmacı, “Karaciğer naklinden kaynaklı olarak yüzde 70 engelli ve hapishanede kalamaz raporu bulunmakta ancak bu rapor da dikkate alınmamaktadır. Hapishanede kontrollere ancak 5-6 ayda gidebiliyor, sevkler yapılmıyor, sevk talep ettiğinde cevabı çok geç geliyor” diye aktardı.
İverendi’nin kendilerine gönderdiği mektupta çıplak arama işkencesi ile karşılaştığını aktardığını söyleyen  Yazmacı, İverendi’nin hastalığından kaynaklı olarak serbest kalması gerektiğini belirtti.


İSTANBUL
İHD İstanbul Şubesi Hapishaneler Komisyonu, “F Oturumu” eyleminin 495’inci haftasında salgın nedeniyle online açıklama yaptı. Açıklamada Kırklareli E Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Bülent Mengeş’in durumuna dikkat çekildi.  Açıklamayı İHD Hapishane Komisyonu üyesi Hatice Onaran okudu.
Onaran, Menteş’in 9 yıl önce tutuklandığını ve madde bağımlılığından kurtulmak için başlatılan tedavisinin yarım kaldığını söyledi.
Onaran, annesinin Menteş ile yaptıkları son görüşmeden verdiği bilgileri ise şu şekilde aktardı: “Hakkında 22 yıl hapis cezası bulunan oğlunun psikolojisinin normal olmadığını, kaldığı hapishanelerde gardiyanların ve yanında kalan mahpusların baskı ve şiddetine maruz kaldığını, bu nedenden dolayı oğluna disiplin cezası verildiğini, oğlunun hapse girdikten sonra psikolojinin daha da bozulduğunu; normal bir insan gibi davranamadığını, akli dengesinin yerinde olmadığı, bazen iyi bazen kötü davranış sergilediğini, ne konuştuğunu bilmediğini, nasıl davranması gerektiğini idrak edemediğini, tedavisi ve yaşanan sorunların çözümü için savcıya birçok defa başvurmasına rağmen sonuç alamadığını, bir an önce hastalığının dikkate alınarak serbest bırakılmasını istediğini belirtmiştir.”
Menteş’in tedavi takiplerinin yapılması gerektiğinin altını çizen Onaran, “Bülent Mengeş ve tüm hasta mahpusların serbest bırakılmasını istiyoruz" dedi.


İZMİR
İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi Hapishaneler Komisyonu, Eskişehir H tipi Cezaevi'nde  bulunan hasta tutsak Gazeteci Devrim Ayık'ın sağlık durumuna ilişkin Konak Eski Sümerbank önünde açıklama yaptı. İHD İzmir yöneticisi Ahmek Çiçek, Devrim Ayık'ın 2017 yılından 2021'e kadar hastalıkları nedeniyle 4 kez tahliye edilip yeniden tutuklandığını belirtti.  
Ayık'ın 2017 yılında ilk tutuklandığı süreçte ağır bir chron hastası (bağırsağın yüzeyinin iltihaplanması) olduğunu  ve tutuklanmadan önce geçirdiği ameliyat ile bağırsağının bir bölümünün alındığını belirten Çiçek, cezaevi sürecinde hastalığın yeniden nüksetmesiyle bir kez daha ameliyat edildiğini ve bağırsağından bir kez daha 60 cm'lik parça alındığını ifade etti.
Çiçek, Ayık'ın tam iyileşmeden Antalya L Tipi Cezaevi'ne sevk edildiğini ve burada hiçbir tedavi görmediğini aktardı.
Çiçek, Devrim Ayık'ın son sağlık durumuyla ilgili annesi Hülya Ayık'ın kendilerine verdiği bilgileri şöyle aktardı:
"Oğlum dayanılması zor ağrılarla baş başa kalmıştır. Şiddetli ağrıların vücudunun her yerine vurmasından dolayı dişlerinde çürümeler ve dökülmeler; gözde görme kaybı oluşmaktadır. Göz için de hastaneye götürülmüş, hastanedeki en fazla ölçüm 20 dereceye kadar olduğu için ona da çözüm bulunamadan cezaevine götürülüyor ve karantina koğuşuna konulmaktadır. Tutuklu bulunduğu bu 9 ayın 8'ini karantinada geçirmekte olmasına rağmen hiç bir tedavi edilmiyor, diyet listesi verilmiyor. Oğlum şuan kantinde kendi imkânlarıyla alabildiği yiyeceklerle beslenmeye çalışıyor. Bütün bunlar yetmezmiş gibi hastaneye götürülmek istendiğinde jandarmaların onu çok fazla zorladığını, ayakta durmakta  bile zorlanırken, çok ciddi ince aramadan geçirilmeye çalışıldığını ve baskı yapıldığını belirtiyor. Devrim'in gerçekten artık takati kalmamış ve çok bitkin düşmüştür. Oğlumun hayatından ciddi derecede endişe duyuyorum ve her an acı bir haber alacağım diye korkuyorum. Bu bekleyiş ona olduğu gibi bize de işkence gibi geliyor. Yetkili mercilerden Devrim’in çok geç olmadan tahliye edilmesini talep ediyorum. Yaşam hakkı herkesin olduğu gibi Devrim'in de hakkıdır."