'Asıl yargılayacak olan HDP'dir

HDP'liler ve avukatlar, Kobanê Davası'nın AKP-MHP iktidarının talimatıyla başlatıldığına dikkat çekti. HDP'liler, "Asıl HDP yargılayacak" mesajını verdi.

Kobanê Davası'nda mahkemenin tutumunu protesto eden avukatlar ile HDP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu, konuya ilişkin açıklama yaptı.
Toplantıda konuşan Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu Üyesi Züleyha Gülüm, "Kumpas Davasında gerçeklerin üstü örtülmeye ve kamuoyunun gözünden kaçırılmaya çalışılıyor. Bu dava niye açıldı, neden Kumpas Davası diyoruz? Toplamına baktığımızda bir intikam davası olduğunu ve iktidarın HDP’den intikam almaya çalıştığını görüyoruz" dedi.

'GERÇEĞİN ÜSTÜNÜ ÖRTME DAVASI'

Gülüm, şunları söyledi:

"2014 yılında açılan bir soruşturmada 4 yıl boyunca herhangi bir işlem yapılmadı, gizlilik kararı bile alınmadı. Daha sonra gelişen süreçle birlikte AKP’nin HDP’yi tasfiye etmek üzere harekete geçtiğini ve partimizi kapatma davası başta olmak üzere harekete geçtiğini görüyoruz. 4 yıl boyunca hiçbir işlem yapılmayan davada özel savcı görevlendirilerek davada gerçek olmayan deliller oluşturulmaya çalışıldı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ile birlikte çalışılması bir kumpasın olduğunu açıkça ortaya çıkardı. Bu dava, gerçeğin üstünün örtülmesi ve iktidarın kendi suçlarının üstünü örtme davası olarak önümüzde duruyor. Birçok kez araştırma önergeleri vermemize, her seferinde Kobanê protestolarında yaşananların ortaya çıkmasını istememize rağmen AKP ve MHP oylarıyla reddedildi.
Bahçeli’nin talimatından sonra davayı hızlandırdılar.
HDP bu davada yargılanan değil yargılayacak olandır."

'SAVUNMAYA HAK TANIMADAN KARAR VERMEK İSTİYORLAR'

Av. Arzu Kurt ise şöyle konuştu:

"HDP siyasetçilerinin yargılandığı Kobanê Davası süreci başladığı günden beri bütün usulsüzlüklerle gelmiş ve bundan sonra ileriye taşınamayacak, arkadaşlarımız savunma yapamayacak düzeye gelmiştir. Bu davanın siyasi saiklerle açıldığı ve bu davanın HDP’nin kapatılmasına gerekçesi yapılmak istendiği biliniyor. Bu davada 1000 avukat olarak, hakikatin açığa çıkarılması için bu davayı bugüne kadar sürdürdük. Müvekkillerimiz hakikatin açığa çıkarılmasının temel öncelikleri olduğunu söylediler. Ancak bunun en temel önceliği adil yargılamanın sağlanmasıdır, savunma hakkı adil yargılama kapsamında bir insan hakkıdır. Açıkların ortaya çıkması için müvekkilerimizin anlatacakları önemlidir, bunlar davanın yalan ve mesnetsiz olduğunu gösterecektir. Heyetin değişikliği ile birlikte dosyayı hızlıca bitirerek, savunma hakkı yaptırılmadan kafalarındaki kararı beyan etmek istiyorlar.
Bu sahte yargılamanın parçası olmayacağız
18 Ekim’de başlayan duruşma periyodu sonucu 1 haftalık ara verilmiştir. Biz bunun gerçekçi ve insani olmadığını söyledik, bunun işkenceye dönüştüğünü ifade ettik. Ne müvekkillerimiz bunu meşrulaştıracak bir tutum gösterecek ne de biz avukatlar bu sahte yargılamanın tarafı olacaktır.
Avukatlar olarak HSK’ye şikayet edeceğiz."

'İŞKENCEYE DÖNÜŞTÜ'

Avukat Çiğdem Kozan ise şunları ifade etti:
"Yargılanan arkadaşların duruşma periyotlarındaki durumuna değinmek gerekiyor. Ayda 3 hafta boyunca ya duruşma salonunda ya da SEGBİS odalarında duruşmaya katılmaya zorlanıyorlar. Bir ayın 3 haftasında duruşma yapılmasının kötü muamele olduğunu söyledik. Duruşmaya gelip giden arkadaşlarımız havalandırma haklarını kullanamıyorlar. Sosyal aktivitelerini yerlerine getiremiyorlar. Bir diğer husus da aile görüşü. Bu görüşlere denk gelen arkadaşlarımızı seçim yapmak zorunda bırakıyorlar. Arkadaşlarımızın yargılandığı başka dosyaları da var ancak bu mahkeme arkadaşlarımızın o dosyalarda savunma yapma imkanı tanımıyor. Bu işkenceye dönüştü. Müvekkillerimiz belgelere ulaşamıyor biz bile ulaşmakta zorlanıyoruz.
Tutuk devam kararına itiraz hakları ellerinden alınıyor."
Züleyha Gülüm, "Katılmazsanız duruşmalar nasıl sürdürülecek" sorusu üzerine de şöyle dedi:
"Mesele iktidarın yargıya müdahale etmesidir. Ortada bir talimatlı yargı var. “Anayasa Mahkemesi kapatılmalıdır” denilen bir ülkede yargı bağımsızlığından söz etmek mümkün değil. İçişleri Bakanlığının müşteki tarafında olduğu bir yargılamadan bahsediyoruz. Böyle bir mahkeme sürecinde nasıl bir tarafsızlıktan bahsedeceğiz? Toplamdaki mesele iktidarın talimatıyla yargının hareket etmesidir. Mahkemede arkadaşlarımız ifade etti. “Eğer derdiniz iktidarın aldığı kararı okumaksa buyurun okuyun ama biz bu oyunun tarafı olmayacağız” dediler. Tutum çok nettir. Yani hızlandırılmış, iktidarın istediği doğrultuda bir karar verilecekse yargılanan arkadaşlarımız bu davanın içinde bulunmayacaklar."