Asya Ebdulah: İşgal onayını Rusya verdi, Erdoğan ise icra ediyor

Türk devletinin Efrîn'e yönelik işgal girişiminin Rusya onaylı olduğunu ifade eden TEV-DEM Eşbaşkanı Ebdulah, Efrîn direnişinin tüm Suriye'yi savunduğunu kaydetti. Ebdulah, "İşgalin siyasi kararını Rusya verdi, terör kısmını ise Erdoğan icra ediyor" dedi.

Türk devletini ve ona bağlı El Kaide menşeili çete örgütlerinin Efrîn'i işgal ve Suriye'den toprak koparma saldırıları ve buna karşı Efrîn halkı tarafından sergilenen Çağın Direnişi 43'üncü gününde devam ediyor. Rojava Demokratik Toplum Hareketi (TEV-DEM) Eşbaşkanı Asya Ebdulah, Türk devletinin işgal saldırılarındaki emelini, Rusya'nın işgal harekakatındaki rolünü, Çağın Direnişi'nin kazandığı karakteri ve BMGK'nin ateşkes kararını ANF'ye değerlendirdi.

Türk devletinin Efrîn'e yönelik işgal girişiminin Rusya onaylı olduğunu ifade eden Asya Ebdulah, Efrîn direnişinin tüm Suriye'yi savunduğunu kaydetti. Türk devletinin Astana anlaşmasını kullandığını belirten Asya Ebdulah, "Efrîn direnişi hem Kürdistani bir direniştir, hem de Suriyeli bir direniştir. Çünkü tüm Suriye halklarını ve geleceğini savunan bir direniştir. Ama en önemlisi Efrîn artık uluslararası bir mesele oldu" dedi.

* Efrîn direnişi 40 günü geride bıraktı. Türk devleti ve ona bağlı çetelerin saldırıları ve buna karşı sergilenen direnişle başlayalım. Öncelikle direnişi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türk devleti 43 gündür Efrîn'e yönelik terör saldırılarını sürdürüyor. Bu saldırılar tüm dünyanın gözü önünde gerçekleşiyor. Buna karşı ise büyük bir direniş sergileniyor. Bütün dünya bu direnişi de görüyor. Gerçekten de diyebilirim ki, Türk devletinin terör saldırılarının bir örneği yok. Çünkü bu saldırılar hem Efrîn'i işgal etmeyi hem de Efrîn halkını katletmeyi hedefliyor. Efrîn'i boşalttıktan sonra tüm çete yapılarını toplayıp Efrîn'e yerleştirmeyi hedefleyen saldırılardır. Bunu da yarın hem Suriye halklarına hem de bölge halklarına kullanma amacı güdüyor. Yani yeni bir DAİŞ kurma girişimidir. DAİŞ'i yeniden canlandırma çabasıdır.

Bu saldırıların siyasi yorumuna baktığımızda da Suriye'de istikrarın olmasının zor olduğunu görüyoruz. Efrîn'e yönelik işgal girişimi Suriye'de çözüm ve istikrarın sağlanmayacağını, huzurun gelmeyeceğini görüyoruz. Çünkü dış bir güç Suriye'ye müdahale ediyor ve bir yeri işgal etmek istiyor. Nasıl ki daha önce Cerablus ile Bab işgal edildiyse şimdi de işgalin sınırlarını genişletmek istiyorlar. Bir devlet Suriye'ye müdahale ediyor, insanlarını katlediyor, coğrafyasının bir bölümünü işgal etmek istiyorsa böyle bir durumda istikrar ve siyasi çözümün olması zordur. Bunu uluslararası güçler de biliyor. Yani Türk devletinin Suriye'ye müdahalesi sürdüğü müddetçe Suriye'de siyasi çözüm ve istikrar olmaz.

* Türk devleti Suriye krizini sürdürmek mi istiyor?

Şimdi burada tüm uluslararası anlaşma ve hukuka rağme bir devletin terörü yaşanıyor. Savaş uçaklarıyla, tanklarıyla, toplarıyla, ağır silahlarıyla ve bütün dünyanın terör örgütleri olarak gördüğü El Nusra, El Kaide ve DAİŞ gibi çetelerle birlikte Efrîn'e saldırılarlar. DAİŞ'in tüm yaptıklarını Erdoğan bugün Efrîn'de yapıyor. DAİŞ'in teröründen daha tehlikeli bir terör yürütülüyor. 24 saat savaş uçakları sivillere karşı kullanılıyor. Buna terör demeyeceksek, ne diyeceğiz? Bu saldırılar sonrası Efrîn'in sınır hattındaki bazı köylerinde halk evlerini terk etmek zorunda kaldı. Buralara ise çeteleri yerleştirmek istiyor. Kürtleri ve bölge halkını buralardan çıkaracak, çetelerini yerleştirecek. Bu jenosittir. Bölgenin tarihi, coğrafyası, sivilleri, kadınları, çocukları, yaşlıları, altyapısı, kurumları vs. her şeyi hedef alınıyor. Yani uluslararsı hukuka göre hedef alınması suç olan ne varsa burada hedef alınıyor. Artık Türk devletine karşı siyasi bir tutum gerekiyor. Birleşmiş Milletler, büyük güçler ve Avrupa Birliği gibi kurumların artık Türk devletine karşı siyasi bir tutum alması gerekiyor. Eğer bunu yapmazlarsa o zaman buradaki suçlara ortak oldukları anlamına geliyor. Daha önce birçok güç çıkıp Suriye'nin toprak bütünlüğünden söz ediyorlardı. Ama bugün Türk işgaline karşı hepsi sessiz.

* Peki Türk devleti bu cürreti nereden alıyor. Türk devletinin kalibresinin ne olduğu biliniyor. Size göre bu işgal girişiminin ardındaki anlaşma ya da hesap nedir?

Türk devletinin bütün müdahaleleri bazı pazarlıklar sonucu gelişti. Cerablus ile Bab işgali de öyle oldu, bugünkü saldırıları da öyle oldu. Halep'e karşılık Cerablus'u Türklere verdiler. Türk devletinin şimdiki işgal saldırıları da Astana anlaşması çerçevesinde oluyor. Türk devleti bu anlaşmayı kullanıyor. Ama bunu burada bir kez daha söyleyelim. Türk devletinin içinde olduğu hiçbir anlaşma Suriye'ye istikrar getirmeyecek, Suriye'de barış ve huzur olmayacak. Ama daha açık söyleyecek olursak, Efrîn'e yönelik işgal harekatı doğrudan Rusya ile yapılan anlaşmaların sonucudur. Efrîn'e yönelik işgal harekatının, katliam politikalarının siyasi kararını Rusya verdi, terör kısmını ise Erdoğan icra ediyor. Ondan dolayı bu saldırılarda Rusya'nın sorumluluğu var. Burada gizli saklı olan bir şey yok. Zaten Türk yetkilileri her gün Rusya ile ittifak yaptıklarını bas bas bağırıyorlar.

Bu işgal saldırıları Suriye'nin toprak bütünlüğüne ve halklarına yapılıyor. Eğer Rusya gerçekten Suriye'de bir çözüm istiyorsa, Suriye halklarının ortak bir çözüm projesinde bir araya gelmesini istiyorsa Türk işgaline neden icazet veriyor? Bunların hepsi yapılan pazarlıklar ve çıkar anlaşmalarının sonucu gelişiyor. Özellikle de Rusya bazı çıkarları için, gelecekte Suriye'de daha fazla etkin olmak için Türk devletinin önünü açıyor. Ama şu da var: nerede olursa olsun, Suriye'nin neresi için olursa olsun yapılan işgal ve parçalama anlaşmaları Suriye'de çözüm istenmediği anlamına geliyor, Suriye halkının ölmesine göz yumulduğu anlamına geliyor. Çıkarları için krizi ve kaosu sürdürmek istiyorlar, anlamına geliyor. Suriye için çözüm isteyen hiçbir gücün Suriye'nin işgal edilmesine göz onay vermemesi gerekiyor. Efrîn de Suriye'nin bir parçasıdır ve yüzbinlerce insanın güven içinde yaşadığı bir alandı. Bu noktada işgale karşı durmanın bir tek yolu var o da direniştir. Bu direniş de 40 günü aşkındır büyük kahramanlıklarla veriliyor. Belirleyici olan da direniştir.

* Rusya savaşın başından beri Suriye rejiminin müttefikiydi, hala da öyle. Suriye krizinin çözümü için bazı emareler belirdiği bir yerde Türk işgaline onay verdi. Bu noktada Suriye rejiminin buna karşı tutumunu ya da tutumsuzluğunu nasıl değerlendirmek gerekir?

Sınırların korunması merkezi hükümetlerin görevidir. Hava savası merkezi hükümetlerin görevidir. Bunları koruması gerekir. Ama bugün Türk savaş uçakları Efrîn'e gelip rahatlıkla saldırabiliyor. Bunların önlenmesi Suriye devletinin göreviydi. Yine askerlerini sınıra yerleştirmesi ve sınırları koruması onların göreviydi. Ama ortaya çıkan şey Suriye devletinin gücünün buna yetmediğiydi. Öyle bir karar alma güçleri yok. Üzerlerinde bazı müdahaleler ve baskılar var.

Suriye hükümetinin böyle bir karar alamamasına rağmen 40 günü aşkındır Efrîn direniyor ve büyük bir direniş veriyor. Efrîn'in direnişi de sadece Efrîn için değil, aynı zamanda tüm Suriye için ve Suriye halkları içindir. Çünkü Erdoğan tüm Suriye için tehdittir. Eğer Cerablus'u almasaydı, bugün Efrîn'e saldırmazdı.

Eğer bugün Efrîn'de önü alınmazsa yarın sırada Suriye'nin başka bir yeri var. O yüzden Efrîn'deki direniş tüm Suriye halklarını ve Suriye topraklarını savunuyor. Efrîn'in zaferi ise tüm Suriye'nin zaferi olacaktır.

* Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi geçtiğimiz günlerde tüm Suriye için geçerli olmak üzere bir aylık ateşkes kararı aldı. Ama Türk devleti bu kararı tanımıyor ve saldırılarına devam ediyor. Bunu nasıl görmek gerekiyor?

Birleşmiş Milletler'in kararını önemli gördüğümüzü belirttik. Önemlidir de. Bu ateşkesin sahada karşılık bulması, hayata geçmesi için her türlü desteği vermeye hazır olduğumuz belirttik. Gözlemci heyetlere her türlü desteği vermeye hazır olduğumuzu belirttik, belirtiyoruz. Ama onlar uzaktan gözlemlemeyi tercih ediyorlar. Bizler ise gelin sahadaki durumu izleyin, diyoruz. Gelsinler ve savaş uçaklarının aralıksız bir şekilde Efrîn'in köylerini nasıl bombaladığını görsünler. Sivillere yönelik katliamları görsünler.

* Türk devleti daha ateşkesin başında bile bu kararın kendilerini bağlamadığını söyledi ve gerçekten de uymadı. Bu noktada BMGK'nin bir yaptırım gücü yok mu?

Bu karar BM'yi tanımama, aynı zamanda BM'nin hiçbir etkisinin olmadığı anlamına geliyor. Onlar sadece karar alıyorlar, ama uyan kimse yok. Bu kararın hayata geçmesi için Türk devletine yönelik bir yaptırımın olması gerekir. Türk devletine bir müdahalenin olması gerekiyor. Türk devletine yönelik bir yaptırım kararının alınması gerekiyor. Bir kez daha kararın önemli olduğunu ancak hayata geçmemesi durumunda da bir anlamı olmadığını belirtiyoruz. Gözlemci heyetlerini göndersinler, diyoruz. Burada onlara her türlü yardımı yapmaya hazırız.

* Direnişle başladık, direnişle sonlandıralım istiyoruz. Efrîn halkı tüm saldırılara rağmen topraklarını terk etmedi ve topraklarını savunuyor. Bunu nasıl okumak gerekir?

Cephelerde büyük bir direnişin olduğunu herkes görüyor. Ama Efrîn'in halkının direnişi ve kararlığı gerçekten de çok büyük. Türk devletinin tüm terör saldırılarına rağmen Efrîn halkı direniş kararı verdi ve evlerini terk etmiyor. Çünkü dışarıdan gelen Türk devletinin işgalci bir güç olduğunu ve gidici olduklarını biliyor. Efrîn halkının direnişi tarihidir. Katlediliyorlar, köyleri yakılıyor, evleri yıkılıyor ama topraklarını terk etmiyor. Aynı zamanda Efrîn'deki direniş var olan sessizliği de bir düzeyde kırdı. Birçok çevre, Erdoğan'ın propagandasının etkisiyle işgalin birkaç gün içerisinde tamamlanacağını düşünüyordu. Efrîn'in düşmesinden sonra konuşmayı planlıyorlardı. Bazılarının da siyasi hesapları vardı. Ama Efrîn direnişi birçok hesabı bozduğu gibi sessizliği de belli bir oranda kırdı.

Gelinen noktada Efrîn direnişi hem Kürdistani bir direniştir, hem de Suriyeli bir direniştir. Çünkü tüm Suriye halklarını ve geleceğini savunan bir direniştir. Ama en önemlisi Efrîn artık uluslararası bir mesele oldu. Bunların hepsi direnişle oldu. Kürt halkının ve dostları ayakta, insan hakları savunucuları ayakta, herkes Efrîn için bir şeyler yapmak istiyor. Bunların hepsi direnişin sonucudur. Efrîn direnişinin çok daha büyük destek bulacağını ve çok daha büyük kazanımlara kapı aralayacağı inancındayız.