Av. Çakas: Hasta tutsaklara hukuki ve ahlaki bakılmalı

Hasta tutsaklar sorununa ilişkin konuşan Amed Barosu Cezaevi Komisyonu Eş Başkanı Avukat Yusuf Çakas, "Bu meseleye politik bakmak yerine, hukuki ve ahlaki bakmak gerekir. Böyle bakıldığında da bu sorun çözülebilir diye düşünüyoruz" dedi.

Hasta tutsakların durumları gittikçe ağırlaşıyor. Yıllardır ağır hasta olmalarına ve Adli Tıp Kurumu'nun (ATK) "cezaevi yatamaz" raporlarına rağmen tahliye edilmeyen hasta tutsaklar, her geçen gün ölüme bir adım daha yaklaşıyorlar.

Son olarak 2 Ağustos günü Sincan 2 Nolu F Tipi Hapishanesi’nde bulunan hasta tutsak Tahir Çetinkaya, tedavi gördüğü Ankara Şehir Hastanesi’nde sabah saatlerinde yaşamını yitirmişti. ATK raporlarına rağmen tahliye edilmeyerek ölüme terk edilen hasta tutsakların tahliye olmalarını engelleyen yasayı Amed Barosu Cezaevi Komisyonu Eş Başkanı Avukat Yusuf Çakas ile konuştuk.

Av. Çakas, hasta tutsakların tahliye edilmemeleri ile ilgili yaşadıkları sorunun, esasen infaz yasası ile ilgili bir sorun olduğunu belirtti. Yasada 'Ağır hastalık ve engellilik durumunda infazın geri bırakılmasının ancak toplum güvenliğini tehlikeye atmama durumunda gerçekleşebilir' denmesinden kaynaklı tahliyelerin engellendiğine dikkat çeken Av. Çakas, Cumhuriyet Başsavcılığı'nın ATK raporlarına rağmen kolluğa kişi hakkında toplum için ağır ve somut tehlike oluşturup oluşturmadığına bakılması yönünde yetki verdiğini kaydetti.

Kendileri için asıl meselenin de zaten bu yasa olduğunu söyleyen Av. Çakas, ismi geçen tutsakların neticede politik tutsak oldukları için hiçbirinin söz konusu yasaya uygun olmadığını ifade etti.

TAHLİYELERE 'TOPLUM GÜVENLİĞİ' ENGELİ

Konu politik tutsaklar olduğu zaman doğrudan 'toplum güvenliği tehlike altındadır' denilerek tahliyelerin gerçekleştirilmediği bilgisini veren Av. Çakas, şunları paylaştı: "Bizim bu meseledeki en temel yaklaşımımız, infaz yasasından söz konusu bu maddenin çıkarılmasıdır. Bir de infaz yasasının kurduğu cümle işimizi daha çok zorlaştırıyor; cümlede 've' denilerek şart koşulmuş. 'Veya' denilseydi alternatif bırakmış ve tartışma alanı açmış olacaklardı. O yüzden de tahliyeler gerçekleşmiyor. Ayrıca 'toplum güvenliği'nin de ne olduğunu tartışmak gerekiyor. Toplum güvenliğini ne tehlikeye sokar? Somut ve ağır tehlikeden kasıt nedir? Yüzde 90'nın üzerinde ağır engelli raporu olan biri toplum için nasıl bir tehlike arz ediyor olabilir. Esasına baktığımızda politik mahpuslara yönelik bir tedbir alınmak istenmiştir. Bu konudaki önerimiz de, oldukça muğlak olan bu hükmün düzeltilmesidir."

'MESELEYE AHLAKİ BAKMAK GEREKİYOR'

Birçok hasta tutsağın baroları başta olmak üzere TİHV, İHD, Tabipler Odası ve ÖHD gibi sivil toplum kuruluşlarına başvurular yaptıklarını aktaran Av. Çakas, "Bu başvurular neticesinde elbette girişimler oluyor. Toplumsal açıdan da kanayan bir yara haline gelmiştir bu konu. Neticede herkes bir bireydir. Toplum içerisinde yakınları ve sevdikleri vardır. Aslında meseleye biraz da böyle yaklaşmak gerekiyor. Her ne kadar resmi kurumlar bu tutsakları bir dosya olarak görseler de, bu tutsaklar birer bireydirler. Hepsinin de bir çevresi ve ailesi vardır. Meseleye bu açıdan yaklaştığımız zaman sorun belki daha çok çözülebilir bir hal alabilir. Yani bu meseleye politik bakmak yerine, hukuki ve ahlaki bakmak gerekir. Böyle bakıldığında da bu sorun çözülebilir diye düşünüyoruz" diye konuştu.

HASTA TUTSAKLARA DAİR ÇALIŞMA

Hasta tutsaklar konusunda nitelikli ve sistemli bir çalışmanın başlangıç aşamasında olduklarını duyuran Av. Çakas, şunları söyledi:

"Amed'deki sivil toplum kuruluşları olarak bir komisyon kurma çalışması yürütüyoruz. Şu anda hali hazırda konu ile ilgili fizibilite ve tutsakların dosyalarını güncelleme aşamasındayız. Hasta mahpusların sağlık durumlarını kategorize edeceğiz. Bu çalışmalarımız tamamlandığı zaman basına ve kamuoyuna duyurulacaktır. Bu konuyu gündemimize alıp kamuoyunu rahatsız etmeyi düşünüyoruz. Bir eylem planı da geliştirebiliriz; basın açıklamaları, paneller ve söyleşiler tarzında. Bu çalışmamızın henüz alt yapısını oluşturma sürecindeyiz. Bu çalışmanın da verimli bir çalışma olacağı noktasında umudumuz var. Çünkü bu sorunun artık çözülmesi gerekiyor."

BİR TUTSAĞIN YASAL HAKLARI

"Hiç kimse onur kırıcı muameleye ve işkenceye maruz kalamaz" diyen Av. Çakas, Avrupa cezaevi kurallarına dikkat çekerek konuşmasını şu sözlerle tamamladı: "Bu kurallarda, bir mahpusun elinden alınan tek hakkının seyahat etme hakkı olması gerektiği vurgulanıyor. Seyahat etme dışındaki tüm hakları vardır. Bir kişi dışarıda sağlık noktasında nasıl tedavi görüyorsa, bir mahpusunda aynı şekilde tedavi görmesi gerekmektedir. Çünkü hasta hakkı ihlal edildiğinde sağlık hakkı ihlal edilmiş, sağlık hakkı da ihlal edildiğinde yaşam hakkı edilmiş oluyor. Baro, İHD ve ÖHD'nin son zamanlardaki cezaevi görüşlerinde hastaların hastanelerde tedavi edilmeden geri döndüklerini görüyoruz. Bu da hasta ve sağlık hakkı ihlalidir. Eğer bir kişi hapishane koşullarından dolayı hasta oluyorsa bunda idarenin kusuru tamdır."