İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 28-29 Ekim tarihlerinde yürütülen operasyon kapsamında gözaltına alınan 97 kişinden biri de Halkın Hukuk Bürosu (HHB) avukatlarından Seda Şaraldı’ydı.

Ailesini ziyaret etmeye gittiği Denizli’de gözaltına alınan Şaraldı’nın, 28 Ekim’den bu yana tutulduğu İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’nde (TEM) işkenceye maruz kaldığı öğrenildi.

‘HEM DARP EDİLDİ HEM COVİD-19’LUYLA BERABER TUTULDU’

Konu hakkında ANF’ye bilgi veren Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) avukatlarından Berrak Çağlar, Denizli’den İstanbul’a ters kelepçeli bir şekilde getirilen meslektaşı Şaraldı’nın, TEM’de parmak izi alma bahanesiyle darp edildiğine, kafasının tekmelendiğine, saçlarının yolunduğuna ve aynı operasyon kapsamında gözaltına alınan, Covid 19 testi pozitif çıkan bir kişiyle bir arada tutulduğuna dikkat çekti.

Salgının pik yaptığı böylesi bir ortamda, Türkiye’nin dört bir yanından gözaltına alınan insanların toplu bir biçimde İstanbul’a getirilmesinin resmen hastalığa davetiye çıkarmak olduğunu vurgulayan Çağlar, operasyon kapsamında gözaltına alınan ve daha sonra serbest bırakılan dört kişinin Covid-19 testinin pozitif çıktığını ve maskesiz bir biçimde diğerleriyle aynı nezarethanelerde tutulduğunu belirtti.

USULSÜZ ARAMA...

Çağlar, Şaraldı’nın göz önünde olmasına, mahkemelere katılmasına ve cezaevlerinde müvekkillerini sürekli ziyaret eden bir avukat olmasına rağmen ifadeye çağrılmak yerine ailesiyle hasret gidermeye gittiği Denizli’de gözaltına alındığını belirtti.

Bir avukatın evinde yapılan aramaya bir savcının veya bir baro temsilcisinin eşlik etmesi gerekirken, bu usule uyulmadığına dikkat çeken Çağlar, yaşananları şöyle anlattı:

“Jandarma tarafından aranan evde sadece Seda’nın değil, annesinin, babasının ve iki kardeşinin de bilgisayar ve telefonları alınarak, ‘Çok sayıda örgütsel doküman ele geçirildi’ diye haberlere servis edildi.

Hatta arama sırasında, baro tarafından avukatlara özel olarak şifrelenmiş UYAP elektronik imzası içeren flaş diskine arama sırasında örgütsel doküman diye el konuldu. İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde bu flaş diskin geri verilmesi yönünde yaptığım itiraz bile örgütsel doküman delili olduğunu söylenerek kabul edilmedi. Yani mesleki faaliyet yürüttüğü UYAP sistemine el konuldu, düşünebiliyor musunuz? Bunun hiçbir mantığı yok. Bu, avukatı kriminalize etmekten başka bir şey değil.”

Avukat-müvekkil ilişkisinin gizli olduğunu hatırlatan Çağlar, buna rağmen avukat ofislerinin ve evlerin didik didik arandığına, belgeleri incelemeleri yetmiyormuş gibi bir de UYAP’a el konulduğuna işaret etti.

‘AMAÇ HHB’Yİ KRİMİNALİZE ETMEK!’

Çağlar, Seda Şaraldı’nın adil yargılanma talebiyle ölüm orucunda yaşamını yitiren meslektaşı Ebru Timtik’in stajyeri olarak HHB’de avukatlığa başladığını ve 1 yıldır avukatlık yaptığını belirterek, buradaki amacın HHB’yi kriminalize etmek olduğunu kaydetti.

Bu açıdan Şaraldı’nın bilinçli bir şekilde hedef alındığını vurgulayan Çağlar, şu anda HHB’nin resmi olarak çalışan tek avukatının Şaraldı olarak görüldüğünü belirtti.

Siyasi iktidar tarafından HHB ve ÇHD’ye yönelik uzun süredir bir saldırının mevcut olduğunu hatırlatan Çağlar, 2017’deki yargılamadan sonra bunun çok açık biçimde görüldüğünü belirtti.

Yargılamanın talimatla yürütüldüğünü vurgulayan Çağlar, “Akın Gürlek bilindiği gibi 37. Ağır Ceza Mahkemesi’nin eski başkanıydı ve avukatların dosyasına zaten talimatla atanmıştı. Onun yürüttüğü yargılama sonrası meslektaşlarımıza 149 yıla varan hapis cezaları verildi” dedi.

‘BU HUKUKSUZLUK BU ŞEKİLDE SÜREMEZ!’

DHKP-C operasyonu adı altında Barış Atay’ın danışmanından ev emekçisi kadına kadar herkesin gözaltına alındığına işaret eden Çağlar, bir kadının evde Kuran okurken gözaltına alındığını belirtti.

Bu hukuksuzluğun bu şekilde süremeyeceğini vurgulayan Çağlar, gelinen noktada adeta hareket eden her cisme “terörist” muamelesi yapıldığını, bunun böyle devam edemeyeceğini kaydetti.

28 Ekim günü alınan Şaraldı’nın gözaltı sürecinin dün itibariyle 4 gün daha uzatıldığını aktaran Çağlar, Çarşamba günü adliyeye çıkartılacak olan meslektaşının bir an önce serbest bırakılmasını istedi.