Av. Şaraldı: Zaman daralıyor

Adil yargılama talebiyle ölüm orucunda olan Gökhan Yıldırım’ı ziyaret eden avukatı Seda Şaraldı, müvekkili açısından zamanın daraldığına, 83 kilodan 42 kiloya düştüğüne dikkat çekerek duyarlılık çağrısında bulundu.

Mahallesinde gençleri zehirleyen uyuşturucu satıcısına karşı çıktığı için tutuklanan ve 46 yıl hapis cezasına çarptırılan Gökhan Yıldırım, yargıda işletilen düşman hukukuna ve cezaevindeki hak gasplarına karşı öğretmen Sibel Balaç ile birlikte 200 günü aşkın bir süredir ölüm orucunda.

Geçtiğimiz çarşamba günü müvekkili Yıldırım’ı tutulduğu Tekirdağ 1 Nolu F Tipi Cezaevi’nde ziyaret eden Halkın Hukuk Bürosu avukatlarından Seda Şaraldı zamanın daraldığına dikkat çekti.

ANF’ye konuşan Şaraldı, 1.80 boyunda olan müvekkilinin çok zayıfladığını, 83 kilodan 42 kiloya düştüğünü, ellerinde ve dudak kenarlarında yaralar çıktığını, ayaklarının yandığını, cildinde kuruluk olduğunu ve ciddi uyku sorunu yaşadığını aktardı.

‘GÖKHAN’IN DOSYASINDA ŞİKAYETÇİ OLANLAR UYUŞTURUCU SATICILARI’

Yıldırım’ın uyuşturucuyla ve yozlaşmayla mücadele ettiği için cezalandırıldığını belirten Şaraldı, ceza aldığı dosyadaki şikayetçilerin ve tanıkların hemen hepsinin uyuşturucu satıcılarından oluştuğuna işaret etti. Cumhuriyet Savcısı’nın çete liderliğinde polislerle birlikte uyuşturucu kaçakçılığı yaptığı bir ortamda adaletin böyle ters yüz edilişini anlamının zor olmadığını belirten Şaraldı, şunları kaydetti: “Uyuşturucu ciddi bir sorun hale geldi. Gökhan da yoksul çocukların zehirlenmesini engellemek için uyuşturucunun ve yozlaşmanın karşısındaydı. Bu nedenle kendisine tutarsız ceza verildi. Gökhan’ın ölüm orucundaki taleplerinden biri de uyuşturucu ve yozlaşmaya karşı verilen cezaların iptal edilmesi ve uyuşturucu baronlarının tutuklanıp yargılanması şeklinde. Uyuşturucu, emperyalizmin yozlaştırma politikasının araçlarından birisidir. Gökhan'ın dosyasında zaten şikayetçi olanlar birebir uyuşturucu satıcıları. Onların ve üvey kızını taciz etmiş bir adamın ifadesiyle ceza aldı.”

‘ADALETSİZLİĞİ KABUL ETMEDİĞİ İÇİN BEDENİNİ AÇLIĞA YATIRDI’

Gökhan’ın bu adaletsizliği kabul etmediği için bedenini açlığa yatırdığını ifade eden Şaraldı, “Müvekkilim son zamanlarda çok artmış olan gizli tanıklarla, itirafçılarla ve sahte dijital materyallerle yapılan tutuklamaların, verilen cezaların ortadan kaldırılmasını ve komplo yargılamalarının son bulmasını talep ediyor. Ayrıca hapishanelerde 1600’den fazla ağır hasta tutsak var. Gökhan kanser hastası olan Ali Osman Köse ile aynı cezaevinde kaldığı için hasta tutsakların ne tür sorunlarla karşı karşıya kaldığını biliyor ve bunun tanığı. Köse başta olmak üzere ağır hasta tutsakların tahliye edilmesini istiyor. Yine keyfi kitap ve dergi yasakları uygulanıyor, disiplin cezaları gerekçe gösterilerek infazlar yakılıyor. Kitap ve dergi yasaklarına son verilmesini ve sistematik hale gelen disiplin cezalarının iptal edilmesini istiyor” diye konuştu.

‘KABUL EDİLEBİLİR VE MEŞRU TALEPLER’

Ölüm orucunda olan müvekkilleri Gökhan Yıldırım ve Sibel Balaç’ın taleplerinin kabul edilebilir, meşru talepler olduğunu hatırlatan Şaraldı, özellikle adil yargılama hakkının her gün ihlal edildiği Türkiye’de bunların herkesin talepleri olduğunu anımsattı. Demokratik haklarını kullanmanın veya müvekkili gibi uyuşturucuya karşı gelmenin, insanların “örgüt üyeliğinden” tutuklanıp ceza alması için yeterli sayıldığını belirten Şaraldı, Türkiye’de yargının özellikle siyasi davaları gizli tanıklar ve itirafçılar üzerinden yürüttüğüne dikkat çekti. Şaraldı, mahkemeler tarafından bu gizli tanıkların söylediklerinin çok değerli kabul edildiğini, hiç araştırılmadığını, oysa bu itirafçıların ceza almaktan kurtulmak için beyan veren şahıslar olduğunu söyledi. Bu durumun herkes için bir tehlike arz ettiğini kaydeden Şaraldı, buna rağmen Gökhan Yıldırım ve Sibel Balaç için yeterince ses çıkarılmadığını, genel bir sansürün hakim olduğunu belirtti. Şaraldı, herkesi vurabilecek bu adaletsizlik karşısında özellikle basın emekçilerine büyük bir görev düştüğünü vurgulayarak, duyarlılık çağrısı yaptı.