Barış Akademisyenleri: Dayanışmaya devam

Barış Akademisyenleri mahkemeye çıkıyor. Akademisyenler, dayanışmaya devam edecekleri mesajını verdi.

"Bu suça ortak olmayacağız" bildirisine imza attıkları için yargılanan akademisyenler, mahkeme öncesi, “Hakikati dile getirmelerinin önüne geçemezsiniz diyoruz. Bugün ve her gün söz barışın diyoruz” diye açıklama yaptı.

AKP'nin savaş politikalarına karşı çıkarak "Bu suça ortak olmayacağız" bildirisi yayımladıkları için haklarında “örgüt propagandası” iddiasıyla dava açılan Galatasaray Üniversitesi'nden 6, İstanbul Üniversitesi'nden 4 akademisyen, mahkemeye çıkıyor.

İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek duruşma öncesi, Barış Akademisyenleri, Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliyesi önünde açıklama yaptı. Eyleme Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Garo Paylan, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekilleri Barış Yarkadaş ve Sezgin Tanrıkulu, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) eş sözcüleri Onur Hamzaoğlu ve Gülistan Kılıç Koçyiğit, Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu'nun (KESK) yanı sıra çok sayıda kişi katıldı.

'KORKMUYORUZ'

SES Eş Genel Başkanı Gönül Erden, "Bizleri tek tek yargılamaya çalışıyorlar, çünkü bizi yalnızlaştırarak korkutmaya çalışıyorlar. Buradayız, hep birlikteyiz ve omuz omuzayız. Korkmadığımızı gösteriyoruz" dedi.

Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan da, "Mahkeme salonlarında bizleri hukuksuzca yargılamak istiyorsunuz. Bu memlekette yargıçlarla sanıklar yer değiştirmiştir. Bizler bu davaların sanıkları değil, yargıçlarıyız. Barış Akademisyenleri ölüme karşı yaşamı, karanlığa karşı bilime aydınlığa ve üniversitelerine sahip çıkmıştır. Barış Akademisyenleri bu ülkenin kırkayaklı karıncalarıdır. Tüm kötülüklerinize rağmen barışı, demokrasiyi örmeye örgütlemeye devam ediyoruz" diye konuştu.

'ÜLKENİN KARA LEKESİ!'

İstanbul Tabip Odası eski Başkanı Prof. Dr. Taner Gören de, "Güneydoğu'da büyük bir yıkım ve savaş gerçekleşti. Bu ülkenin aydınları olarak bizler de buna sessiz kalamayarak barışı savunduk. Herkesin sağlık hakkını kullanması için yerinde gözlemlerde bulunduk. İşte bu yüzden bugün 5 Aralık 2017 ülke tarihine kara bir leke olarak geçecek bir gündür" diye belirtti.

AKADEMİSYENLER: SUSMAYACAĞIZ

Konuşmaların ardından açıklama metnini ise 5 akademisyen okudu.

Akademisyenlerin okuduğu metin şöyle:

“11 Ocak 2016’da barış talebimizi dillendirdiğimiz ve hak ihlallerine karşı çıktığımız 'Bu Suça Ortak Olmayacağız' başlıklı bildirinin yayınlanmasından bu yana birçok hukuk dışı uygulamaya maruz bırakıldık. Baskılar, linçler, gözaltılar ve tutuklamaların yaşandığı bu iki yıllık süreçte 500’e yakın imzacı arkadaşımız işlerinden edildi.

Bu baskıya, zulme ve adaletsizliğe karşı barış sözümüzde ısrarcı olduk. Öğrencilerimiz, demokratik kitle örgütleri, feministler, LGBTİ örgütleri, ekoloji aktivistleri, Türkiye ve dünyadan sayısız insan hakları ve barış örgütleriyle akademisyenlerin yanı sıra sinemacılar, edebiyatçılar, sağlıkçılar, hukukçular gibi meslek gruplarıyla dayanışmayı ve umudu çoğalttık.

Arkadaşlarımız Esra Mungan, Kıvanç Ersoy, Meral Camcı ve Muzaffer Kaya’nın tutuklu kaldıkları süre içinde 'adalet nöbetlerinde' ve 22 Nisan 2016’daki 'adalet şöleni'nde yine burada Çağlayan’da hep birlikteydik. Hem idari soruşturmalarla gelen yıldırmalara, disiplin cezalarına, işten çıkarmalara, hem de OHAL dönemiyle hayatımıza bir hukuk garabeti olarak giren KHK’lere karşı omuz omuza direnişi büyüttük. Dayanışma akademileriyle ‘akademi susmayacak’ dedik. Barış ve hakikat sözümüzde ısrarcı olduk.

Bugün barış talebimizden dolayı 'terör propagandası yapmak' suçundan yargılandığımız davaların ilk gününde, aynı iddianameyle hepimize ayrı ayrı davalar açarak bizi yalnızlaştırma çabalarına inat, hep birlikte barış ve adalet sözümüzde ısrar ettiğimizi bir kez daha dillendirmek için buradayız. 7 Aralık’ta ve takip eden tüm dava günlerinde de burada olmaya devam edeceğiz. Aynı şekilde, hakikati dile getirmekte ısrar ettikleri için tutuklanan, baskı ve şiddete uğrayan, gazeteci, avukat ve hak savunucusu arkadaşlarımızın, haksız yere soruşturmalara uğrayan, tutuklanan öğrencilerimizin yanında olmaya devam edeceğiz.

Bugün burada, bir kez daha bilim insanlarının hakikati dile getirmelerinin önüne geçemezsiniz diyoruz. Barış istemek suç değildir. 'barış talebi yargılanamaz' diyoruz. Bugün ve her gün 'söz barışın' diyoruz."

Akademisyenler, açıklamanın ardından duruşma için adliye binasına girdi.

150'DEN FAZLA İSİM YARGILANIYOR

Haklarında dava açılan ve 7 buçuk yıl hapis cezasıyla cezalandırılması istenen akademisyenlerin sayısı 150’yi aştı. Akademisyenlerin davası bugün başlayıp Mayıs 2018’e kadar sürecek. Bugünden itibaren her hafta Salı ve Perşembe günleri mahkemeye çıkacak olan akademisyenlerin yargılamaları, 5 Eylül’de kurulan İstanbul 32, 33, 34, 35, 36, 37. Ağır Ceza Mahkemeleri’nde yapılacak. Aralık ayı duruşmaları 7, 14, 19, 21, 26 Aralık tarihlerinde devam edecek.

Haklarında dava açılan barış imzacısı akademisyenlerin okulları:

Galatasaray Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Marmara Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi.

Özyeğin Üniversitesi, Aren Üniversitesi, Kemerburgaz Üniversitesi, Kadir Has Üniversitesi, Işık Üniversitesi, Bahçeşehir Üniversitesi.