Barış: AKP faşizmi kurumsallaşmak için medyayı kullanıyor

HDP Basın Yayın ve Propagandadan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Azad Barış, medyanın partilerine dönük büyük bir ambargo uyguladığına dikkat çekti. Barış, buna rağmen alternatifler üreterek başarılı olduklarını söyledi.

Türk medyasının, iktidara sözde en muhalif olan basın ve yayın organları bile söz konusu Halkların Demokratik Partisi (HDP) olduğunda, hiçbir şekilde görmüyorlar. Bununla da yetinmeyip, bir tek HDP'linin olmadığı tartışma programlarında HDP ve onun politika tarzı konuşuluyor. Ana akım medya kuruluşlarının istisnasız hepsinin HDP'ye ambargo uygulaması, siyasi iktidarın direktiflerinden azade okunamaz. HDP de alternatif medya kuruluşlarını ve mecralarını devreye koyarak faaliyetlerini yürütüyor. 

Yine HDP'nin 31 Mart yerel seçimler için hazırladığı reklam filmi, kamu ve özel televizyon kanalları tarafından ortak kararla yayımlanmadı. Ücret karşılığında TV’lere gönderilen filme ambargo uygulandığı için parti, sosyal medya üzerinden tepki gösterdi. HDP, yayımlamayan reklam filmi için sosyal medya hesapları üzerinden kampanya başlattı. Twitter üzerinden '#EldenElePaylaşalım mı?' hashtagını açan parti, sosyal medya kullanıcılarına dayanışma çağrısında bulundu. 

HDP Basın Yayın ve Propagandadan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Azad Barış ile partilerinin ana akım medya tarafından yok sayılmasını ve kendilerinin nasıl bir alternatif oluşturduklarını konuştuk.

YALAN VE İFTİRA KAMPANYASI

Barış, 7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra kendilerine karşı başlatılan 'çöktürme planı'nın en önemli ayaklarından birinin basın olduğuna dikkat çekerek, tarihte de bilindiği üzere faşizmin kurumsallaşmasının daha çok basın yoluyla gerçekleştiğini ifade etti. Barış, faşizmin kendisini inşa ettiği dönemlerde yalan ve iftira kampanyaları düzenleyecek bir basın ağına ihtiyaç duyduğunu söyleyerek, AKP iktidarının da partilerini tasfiye etmeye basınla başladığını vurguladı. 

HDP'YE AŞAMALI SALDIRILAR

Partilerine ve değerlerine karşı kara propaganda kampanyası başlatıldığını söyleyen Barış, şöyle devam etti: 

"Bizim inşa ettiğimiz değerler merkezine saldırmalarıyla birlikte, ikinci ayak anlamında siyasi saldırılar başladı. Üçüncü ayak olarak da bize karşı geliştirilen nefret söylemleriyle toplumsal mühendislik yapıldı. Dördüncü ayak olarak da askeri saldırılarla Kürdistan'daki şehirlerin yıkımı devreye girdi. Dolayısıyla bunlar birbirlerinden bağımsız değil. Bu gök kubbe ve topraklar da şahittir ki biz çok direndik. Ama mesele temel hakların ne kadar zedelendiği, birlikte yaşamın ve toplumsal sözleşmenin dikkate alınmadığı ve bunların hepsinin ortadan kaldırılması durumudur. Yani normatif hukukun da artık işlevsel olmadığını görüyoruz. Basının buradaki rolü ve günahı çok büyük. Bize karşı inanılmaz bir ambargo var. Gece-gündüz bizi konuşuyorlar ama bizden hiç kimse yok."

'HERKESİ TERS KÖŞE YAPTIK'

Kendi kampanya reklamlarını bile veremediklerini ifade eden Barış, şunları dile getirdi:

"Paramızla bile birçok yer bu reklamlarımızı almıyor. Ama biz her şeye rağmen özgür basını inşa etmeye çalıştık. Zaten IMC, Hayat ve diğer televizyonları kapatarak sesimizi kısmaya çalıştılar. Bizim yaptıklarımızı hiç kimse duymayacak sandılar. Biz de sosyal medyaya yöneldik. Bu mecrayı çok iyi kullandık. Özgür basının diğer alanları üzerinden sesimizi duyurmaya çalıştık. Aslında çalışmalarımız hiç durmadı. Ama sanki biz yokmuşuz gibi bir muamele yapıldı Türkiye'de. Halen de bu devam ediyor. Son 24 Haziran seçimlerinde de ambargo vardı ama biz çok başarılı bir çıkış yaptık. Bu dönemde aynı çıkışı yapacağımız kesindir. Yeni oluşturduğumuz strateji ile Türkiye'de kullanılan siyasi deyimle herkesi ters köşe yaptık. Herkes şaşırdı. Çünkü HDP gerçekten denklemi kuran ve oyun kurucusunun ta kendisi oldu. O yüzden de siyasi bir üstünlük yakaladığımızı düşünüyorum."

'PROFESYONEL BİR GRUBUMUZ VAR'

Türk basının tahakkümcü Erdoğan zihniyetinin baskısı altına girdiğini ve bu yüzden suçlu olduğunu vurgulayan Barış, şu değerlendirmelerde bulundu: "Buna ister havuz, ister ana akım deyin, trollerin elinde olan bir ekiptirler. Trol de zaten kötü tanrılar demek. Bunlar tamamen kötü tanrılar gibi çalıştılar. Bizde akıl melekesini yitirmemiş birkaç özgür basın mecrası üzerinden kendimizi anlatmaya çalışıyoruz. Ayrıca kendi parti basınımız da var. Sosyal medyayı ve web TV'leri çok iyi kullanıyoruz. Bu noktada da çok profesyonel ve iyi bir grubumuz var. Bu işin eğitimini alıyor ve veriyoruz. Bizim her gün çıkardığımız enformasyon notlarımız var. Başlattığımız her hashtag Türkiye'de TT'ye giriyor. Dolayısıyla fuzuli hiçbir şey yapmıyoruz. Örneğin haklı bir talep olan tecridin kırılması için açlık grevinde olan yoldaşımız Leyla Güven'in eylemini sosyal medyada işlediğimizde çok başarılı olduğumuzu gördük."

'ALANLARIMIZI DAHA DA GELİŞTİRECEĞİZ'

Alternatif medya mecralarını daha fazla geliştireceklerini aktaran Barış, konuşmasını şöyle tamamladı: "Web TV'mizi daha çok geliştireceğiz. Özellikle Instagram üzerinden programlar yapıyoruz. Yine Facebook üzerinden programlar yapıyoruz. Twitter zaten en iyi kullandığımız alanlardan biridir. Tüm saldırılara rağmen yine de bekraundumuz çok güçlü. Çünkü biz sunucularımızı dışarıda tutuyoruz. O yüzden de bütün önlemlerimizi almış durumdayız. Ama bu yeterli mi? Değil tabii çünkü halen sosyal ve kültürel alışkanlıklar var, insanlar evlerinde oturarak televizyonlarını açıp izliyorlar. Biz o mecrayı da kullanmak isteriz açıkçası. Ama tabii ki demokrasi ve hak olmadığı için bunu kullanamıyoruz. Her şeye rağmen sosyal medya mecrasında Türkiye'de öncülük yaptığımızı söyleyebilirim."