‘Baskıya karşı ya teslim olacağız ya direneceğiz’

Aydınlar ve sanatçılar, HDP’ye yönelik siyasi operasyona karşı tüm muhalefet güçlerinin ortak mücadele etmesi gerektiğini vurguladı.

Ankara Başsavcılığınca Kobanê soruşturması bahane edilerek yapılan HDP’ye yönelik siyasi soykırım operasyonunda, eski MYK üyeleri, milletvekilleri ve belediye eşbaşkanları da olmak üzere 82 kişi, 4 gün süre ile gözaltına alındı. HDP’nin yanı sıra bu siyasi soykırıma birçok sosyalist parti, demokrasi güçleri tarafından tepki gösterildi.

ANF’ye konuşan Nesrin Nas, Gençay Gürsoy ve Orhan Alkaya tüm toplumsal muhalefeti amasız ve fakatsız bu saldırılara karşı HDP’nin yanında durmaya çağırırken; bu meselenin tüm demokrasi güçlerine ve ülkenin geleceğine yönelik olduğunun da vurgusunu yaptı.

MUHALEFET PARTİLERİNİN ŞU ANA KADARKİ TEPKİSİ ZAYIF

Prof. Dr. Gençay Gürsoy, şu ana kadar muhalefetteki siyasi partilerin gösterdiği tepkinin yetersiz olduğunu dile getirdi: “Ana muhalefet partisi başkanın HDP Eşbaşkanına telefonda geçmiş olsun demesi veya İstanbul'da HDP'liler tarafından yapılan basın açıklamasında birkaç tane CHP vekilin katılmasından ibadet verilen tepki. Ama ne yazık ki bu tepkiler, var olan saldırıya karşı verilmesi gereken şeyi tam olarak karşılamıyor. Öte yandan maalesef bugüne kadar olan gelişmelere baktığımızda, buna bile razı olabilecek durumdayız. Bu yüzden muhalefetin fire vermeden baskı rejimine karşı ve HDP yönelik bu saldırıya ilişkin toplu bir duruş göstermesi lazım.”

Gürsoy, medyada tartışılan Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener’in de hedefte olduğu söylemelerini hatırlatarak “Çünkü sıra başkalarına da gelecek. Bir araştırmacı açıkladı hedefte Kılıçdaroğlu'yla Akşener de var diye. Medyada bu söylentiler dolanıyor. Böyle bir ortamda bu baskıya karşıya ya teslim olacağız ya direneceğiz. Bunun da muhatapları sivil toplum örgütleri ve siyasi partilerdir. Gerçi ben sivil toplumun tepkisini azımsanmayacak buluyorum; ama henüz siyasi partilerden istenen bir duruş sergilenmediği kanısındayım” şeklinde konuştu.

BUNLAR DAHA DA KARANLIK BİR DÖNEMİN AYAK SESLERİ

İktisatçı ve Anavatan Partisi eski genel başkanı Nesrin Nas ise yapılan operasyonların hukuki boyutunun tartışılır halde olmadığını söyleyerek “Türkiye'de uzun süredir hukuktan bahsedemiyoruz. O yüzden bu operasyonların hukuki tarafını konuşamıyoruz dahi. Türkiye hukuktan uzun süredir uzaklaşmış bir ülke. Ama toplumun adalet ve vicdan duygularını zedeleyen; öyle iddia edildiği gibi gündemi değiştirmeye falan yönelik değil, aksine rejimi değiştirmeye hatta rejimin değiştiğini duyurmaya yönelik bir hareket bu” dedi.

Bu operasyonların tüm demokrasi güçlerine gözdağı olduğunun da atını çizen Nas şunları söyledi: “Operasyon elbette ki HDP yönelik ama mesaj HDP'nin dışında da kalan, özgürlük, demokrasi ve hukuktan yana olan bütün muhalefete bir gözdağı vermek üzerine. İktidarın gündemi budur, zira iktidar kendisi için tehdit gördüğü bütün kurumları, yapıları yok etme ve yok sayma operasyonları yapıyor. Türkiye'de kendine demokrat diyenler, anayasal düzeni savunanların, tüm muhalefetin amasız ve fakatsız bu saldırılar karşısında HDP'nin yanında yer alması lazım. Çünkü bu artık HDP’yi de aşan tüm Türkiye'yi ilgilendiren, bir ülkenin geleceğini tek bir adamın aklına bağlayan daha da karanlık bir dönemin ayak sesleri.”

EN ASGARİ MÜŞTEREKTE BULUŞMAMIZ GEREKİYOR

Sanatçı Orhan Alkaya da iktidarın sürekli düşman politikası ürettiğine dikkat çekerek “Devasa ekonomik krizi yönetemeyen iktidar sahiplerinin iç ve dış düşmanlar söylemleri arkasına insan dizmeye çalıştığı bir ortamdayız. Türkiye'de gerçekten akıl almaz dediğimiz her şeyi teker teker hatta tekrarlanarak yaşandığı bir dönem bu. Çok açıktır ki Ayhan Bilgen'in Anayasa Mahkemesi tarafından tazminat ödenmesine karar verilmişi bir hak gaspı soruşturması ortadayken, tekrar gözaltına alınması bunun göstergesi” diye konuştu.

HDP’nin meşruiyetine yönelik operasyonların diğer muhalefet güçlerine de mesaj olduğunu söyleyen Alkaya şunları belirtti: “Öte yandan HDP'nin kriminalize edilerek toplum nezdinde suçlu duruma düşürmek ve bunun karşılığında diğer muhalefet güçlerine de bir şekilde gözdağı vermek gibi bir tablo çıkıyor ortaya. Bununla birlikte bir erken seçim fikrinde oldukları da insanın aklına gelmiyor değil. Tüm bu olanlar karşısında Türkiye'de demokrasi ve toplumsal barışın sağlanması için muhalefetin en asgari müşterekte birleşmesi ve ittifak yapması gerektiğini düşünüyorum. Artık sen geçmişte bunu yaptın, şunu söyledin sözlerinin bir kenara bırakılması lazım. Hedefimiz demokratik bir anayasa, toplumsal bir barış ve özgürlüklerin sağlanması ise en asgari müşterekte buluşmamız gerekiyor.”