Beştaş: Düşman yaratarak halka açlığı unutturmaya çalışıyorlar

HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, "Dış düşmanlar yaratarak, boykot söylemleriyle halkın açlığını unutturmak istiyorlar" dedi.

HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Meclis'te basın toplantısı düzenleyerek gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi.

Beştaş, şu değerlendirmeleri yaptı:

"Diyarbakır il eşbaşkanlarımız Hülya Alökmen, Zeyyat Ceylan, Yenişehir ilçe eşbaşkanlarımız Remziye Sızıcı ve Kasım Kaya hala gözaltındalar. Neden gözaltında? Tabii ki hiçbir HDP’lide olmadığı gibi bir suç işledikleri için değil, Diyarbakır il binamız 24 saat izleniyor. Kapıda aralıksız nöbet tutan kolluk gücü var, kameralar izliyor. Fakat gün ortasında bir ihbar adı altında, ihbarı yapan kendileri il binasını basan kendileri saatlerce arama adı altında il binamızı dağıtarak il ve ilçe eş başkanlarımızı gözaltına aldılar. Bu da yetmiyormuş gibi 4 gün gözaltı süresini uzattılar. Şunu asla unutmayalım, gözaltı süresinin uzatılması demek, işkenceye evet demektir. İşkencenin yapılmasına onay verilmek, hukuksuzluğa onay vermektir.

'SİZ DE BAŞARAMAYACAKSINIZ'

Erdoğan’ın 'Diyarbakır’ı istiyorum' sözlerini hala hatırlıyoruz.

Evren, Ağar, Çiler başaramadı: Siz de başaramayacaksınız Diyarbakır’ı alamayacaksınız.

Köpeklerle saldırarak, helikopterden atarak AKP’li işkence yılları başladı.

2020 Türkiye’sinde kaybolma ve kaçırılma vakaları var.

Emir ve talimatla verilen yargı kararlarını tanımıyoruz.

HDP’yi bir suç örgütü olarak gösterme çabaları var. Biz buradayız, Meclis'teyiz, Meclis'in 3’üncü büyük grubuyuz. Buradan da sözümüzü kuruyoruz Türkiye’nin her ilinden de sözümüzü kuruyoruz. Bu siyaseti yaparken bize karşı işlenen suçları da tek tek not ediyoruz. Geçen hafta Diyarbakır’da Eş Genel Başkanımız Mithat Sancar’la birlikte yaptığımız esnaf ziyaretimizi engellemek istediler. Halkın gelip bize selam vermesini engellemeye çalıştılar. Tabii ki halk bunu dinlemez, dinlemedi, selamını da desteğini de verdi. Halk şu konuda hiçbir kaygı duymasın, HDP vardır bundan sonra da var olmaya devam edecektir. Onlarla birlikte bu suç işleyenleri kesinlikle yargı önüne çıkaracağız. Bu iktidarı değiştireceğiz. Bu yönetim tarzı kesinlikle böyle devam etmeyecek.

KADINA ŞİDDET

Hiç değişmeyen bir gündemimiz var. Kadına yönelik şiddet ve cezasızlık politikası. Bu konudaki tutumumuzu her vesile ile ifade ediyoruz. Bir kez daha ifade edeyim. Melek Aslan cinayeti geçen hafta çokça gündemde tartışıldı. Özellikle pandemi döneminde kadına yönelik şiddet arttı. Karantina uygulaması, adli prosedürlerin aksaması, hastanelerden rapor almanın zorlaşması ve kolluk gücünün yoğunluğu gibi gerekçelerle şiddet görünmez kılınmak isteniyor. Ama Melek Aslan gibi her gün, her hafta her ay, her yıl yüzlerce kadın erkek şiddeti sebebiyle yaşamından oluyor. Bunun en önemli sebebi de cezasızlık politikası, şiddet uygulayanların, katillerin ceza almaması.

Aile, yargı ve erkek işbirliği ile kadınlar katlediliyor.

Melek Aslan cinayetinde bir kere adeta bir işbirliği var. Nasıl bir işbirliği? 3 il değiştirmiş Melek Aslan canını kurtarmak için önce Sakarya'ya, oradan Diyarbakır, oradan Mardin’e gitmiş, şikayetlerde bulunmuş, dilekçe vermiş, korunmak istemiş; ama uzaklaştırma kararı dışında hiçbir karar verilmemiş. Melek Aslan şiddet gördüğü Orhan Vatansever’den ayrıldıktan sonra tehditler devam etmiş ve emniyete verdiği dilekçede şiddet tehdidinin, baskının devam ettiğini söylediği halde maalesef yaşamından oldu.

Aile, yargı ve erkek işbirliği ile Melek Aslan yaşamından oldu. Kadına yönelik şiddet Melek Aslan sadece bir örnek. Yargı, devlet- aile elbirliğiyle bu cezasızlık politikasıyla kadınların yaşamına ferman çıkarılıyor. Durdurun bu şiddeti. Hep birlikte kadına yönelik cinayetleri, tacizi, tecavüzü ve işkenceyi bitirebiliriz.

Erkek şiddetinin cezasız bırakan hukuk mekanizmasını asla kabul etmiyoruz.

Diğer bir örnek var. Kendi çocuğuna cinsel istismar uyguladığı için Şükrü Şengül’e 30 yıl ceza verilmişti.

İstinaf tarafından bu bozuldu, aynı zamanda eşini de öldüren bir zat bu. Çocuğun bekareti bozulmadığı gerekçesiyle beraat kararı verildi. Evet, erkeklerin aklanması için en çok kullanılan kavramlar, “pişmanlık”, “iyi hal indirimi”, “saygın tutum indirimi” gibi failleri aklama siyaseti yürürlükte olmaya devam ediyor. Biz kadınlar olarak, HDP olarak erkek şiddetini cezasız bırakan hukuk mekanizmasını asla kabul etmedik, etmiyoruz ve bunun karşısında cevabımız, mücadelemizin kesintisizliği olacak.

EKONOMİK ÇÖKÜŞ

Ekonomide sıçrama gerçekleştireceğiz demişti Erdoğan, peki ne oldu?

Ermenek'te kıdem tazminatı ve ücret almak için Ankara’ya yürümek isteyen ve engellenen maden işçisi Ali

Selvi’nin oğlu “babam cebime 5 kuruş sokamıyor, babamın hakkını verin” diyor. Bir çocuk bunu söylüyor.

Diğer bir örnek, EYT’li kağıt toplayıcısı olan Şahin “Sabır kalmadı, daha ne kadar sabredeyim” diye isyanını ifade ediyor.

'Nereden nereye' sorusunun yanıtı askıda ekmek ve keyif çaylarına gelmiş durumda.

Esnaf açlıktan şikayet ederken “bana abartı geldi “diyen Erdoğan’a söylüyoruz; asıl abartı olan senin maaşına yapılan zamdır.

AKP’nin ekonomi politikasının adı, vatandaşın kanını yağ ile takas etmesidir.

Bütçenin KYK borçlarının silinmesi için harcanmasını istiyoruz.

Askıda olan ekmek değil adalet, hak, hukuk, vicdandır.

Boykot söylemleriyle açlığı unutturmak istiyorlar; hangi vatandaş Fransız markalı çanta alabiliyor?

Halk 50 liraya peynir alamıyor nerden bilsin Fransız mallarını da boykot etsin?

Benim onurumun incinmesini, çocuğuma bir lokma ekmek, bir kıyafet alamama durumunu tamir edemez. Halk 50 liraya peynir alamıyor, ayda yarım kilo et alamıyor, siz kalkıp “Fransız ürünleri boykot edin” diyorsunuz. Kimin Fransız ürün alabileceğini zaten biliyoruz. Bir Fransız arabası düşünün örnek olarak düşünün, ortalama bir Renault arabanın yüzde 60’ı vergi. Basit bir rakam değil, yani vatandaşın aldığı bir rakamın yüzde 60’ı devlet kasasına giriyor.

BOYKOT

Bu durumda halk kimi boykot etmiş olacak? Bu aracı almayalım, yüzde 60’ı zaten size geliyor, bu matematiği size bırakıyorum. Peki devlet boykot edecek mi Fransız mallarını, savunma sanayinin ne kadar Fransız şirketleri ile yapılıyor bunları da boykot edecek misiniz?

Bu boykot çağrısının bir karşılığı yok, halkın aklıyla dalga geçmeyin."