Biçer: Düşman hukukundan hâlâ vazgeçilmedi

TİHV Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Ümit Biçer, infaz indirimi düzenlemelerini içeren 3. yargı paketinde siyasi tutsakların kapsam dışı bırakılmasının düşman hukukunun işletilmesinden hâlâ vazgeçilmediğinin göstergesi olduğunu vurguladı.

Önümüzdeki hafta Meclis’te kabul edilmesi beklenilen 3. yargı paketinde siyasi tutsakların kapsam dışı bırakılmasına tepkiler büyüyor.

Konuyu ANF’ye değerlendiren Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV ) Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Ümit Biçer, bunun kabul edilemez olduğunu vurguladı.

Biçer, böyle bir süreçte tüm mahpusların sağlık durumuna göre bir düzenleme yapılması ve devletin tüm mahpuslarla ilgili eşitlik ilkesini gözetmesi gerektiğinin altını çizdi.

“Terör” suçu adı altında düşünce, ifade özgürlüğünü savunan aydın, milletvekili, siyasetçi, yazar, gazeteci, akademisyenlerin açıkça ölümle karşı karşıya bırakılmasının kabul edilecek bir tutum olmadığını hatırlatan Biçer, bunun ne insan haklarıyla ne de hukukla bir alakası olduğunun altını çizdi.

‘KİMİNİN SAĞLIĞINI KORUMAK, KİMİNİ ÖLÜME SÜRÜKLEMEK’

Biçer, insan eşitliğinin mutlak olduğunu ve bir düzenleme yapılacaksa bunun suç ayrımına gidilmeksizin yapılması gerektiğini kaydetti.

Biçer, diğer yandan bu dönemde insanları tutuklamak yerine alternatif önlemler alınması gerektiğini belirtti.

Siyasi mahpusları yargı düzenlemesinin dışında tutmanın insani bir davranış olmadığını vurgulayan Biçer, bunun düşman hukukunun işletilmesinden hâlâ vazgeçilmediğinin göstergesi olduğunu ifade etti.

Bu süreçte tüm mahpusların sağlığını önceleyerek tutum alınması ve bu konuda çaba gösterilmesi gerektiğini hatırlatan Biçer, kiminin sağlığını korumak ; kimini ise ölüme sürüklemek gibi çifte standart uygulamalardan vazgeçilmesi gerektiğinin altını çizdi.

‘İKTİDAR TEHLİKEYE CİDDİ YAKLAŞMIYOR!’

Biçer, hapishanelerde ciddi bir salgın tehdidiyle karşı karşıya olunmasına rağmen , iktidarın bu tehlikeye ciddiyetle yaklaşmadığına işaret etti. Özellikle hasta, yaşlı, engelli, hamile ve çocuklu mahpuslar için acil bir düzenleme yapılması gerektiğini hatırlatan Biçer, ancak bunun hâlâ yapılmadığına dikkat çekti. Korona salgınının özellikle kalabalık ortamlarda yaygınlaştığını belirten Biçer, yakın temasın azaltılmasının önemine dikkat çekti.

Biçer, yeni düzenlemeler yapılana ve hayata geçirilene kadar alınması gereken önlemleri söyle sıraladı: “Başta ağır hasta mahpuslar olmak üzere, yaşlı, hamile, engelli ve çocuklu mahpuslar acil bir biçimde adli kontrol ile tahliye edilmeli. İnsanları salgın konusunda hızlı bir biçimde bilgilendirilmeli ve mahpusların gereksinim duyduğu temizlik malzemeleri kendilerine ücretsiz ve yeterli miktarda sağlanmalı. Bu süreçte iletişim konusunda salgına yol açmayacak önlemleri almak ve akabinde mahpusların yakınlarıyla haberleşme olanaklarını artırmak gerekiyor. Mahpusların avukatlarıyla, aileleriyle veya doktorlarla görüştüğü zaman korunmak için gerekli malzemelerin verilmesi büyük önem taşıyor. Adalet Bakanlığı’nın bunları bir an önce sözde değil pratikte hayata geçirmesi gerekiyor.”

‘GÜVENLİ BİLGİ AKIŞI SAĞLANMALI’

Mahpusların temizlik malzemesi temininde sorunlar yaşadığının haber alındığını belirten Biçer, Adalet Bakanlığı’nın bu konularda kamuoyunu acilen bilgilendirmesi gerektiğini hatırlattı. Güvenli bilgi akışı olmadığı zaman sosyal medya ya da farklı şekillerde infial yaratacak haberlerle karşı karşıya kalındığını belirten Biçer, bu sorumluluğu devletin üstlenmesi gerektiğini vurgulayarak, şu anda avukatların duyumları dışında başka bir bilgi edinemediklerini söyledi.

‘BAĞIMSIZ HEYETLER SÜREÇLERDE YER ALMALI!’

Birleşmiş Milletlerin ( BM) ve Avrupa Konseyi İşkencenin Önlenmesi Komitesi’nin (CPT) yaptığı açıklamaya atıfta bulunan Biçer, bu süreçte hem izleme örgütlerine hem de insan örgütlerine şeffaf bilgi verilmesinin, bağımsız ve uzman kuruluşların bu değerlendirmelerin içine katılmasını önemli bulduklarını ifade etti.

Kamuoyu hızlı ve inandırıcı bir şekilde bilgilendirilmezse ortaya çıkacak sıkıntıların daha da büyüyeceği uyarısında bulunan Biçer, “Hapishanelerde açlık grevlerinin de devam ettiğini göz önüne bulundurursak, bir an önce uygun bağımsız heyetlerin hem bilgilendirme hem de değerlendirme süreçlerinde yer almasının bu dönem için oldukça kıymetli ve gerekli olduğunu düşünüyoruz” dedi.

Biçer son olarak, hapishanelerde genel af meselesinin acilen gündeme alınması ve bu konuda hızlı bir düzenleme yapılması gerektiğini vurguladı.